HAÇLI SEFERLERİNİN BAŞLADIĞI YERDE NAMAZ KILAN TÜRKLER

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zor zamanlar, güçlü insanlar yaratır.
Güçlü insanlar, iyi zamanlar yaratır.
İyi zamanlar, zayıf insanlar yaratır.
Zayıf insanlar, zor zamanlar getirir.

1960 lı yılların başlarında Türkiye ile Almanya arasında yapılan işgücü anlaşmasıyla birlikte birçok Türk işçi Almanya yolculuğuna başladı.
Tabiidir ki işçilerin çoğu hiç görmedikleri endüstri toplumuna uyum sağlamaya çalışırken, kendi özlemlerini ve geleneklerini de beraberinde getirdiler. Öyle ki bu gelenekler ve sahip oldukları dini değerler 3 Şubat 1965’in önemli bir tarih olmasına vesile oldu.
Bundan tam 60 yıl önce gurbetçiler Ramazan Bayramında namaz kılmak için yer aramaya başladılar. Çünkü henüz oralarda bayram namazı kılınacak büyüklükte cami yoktu. İşçi yurtlarında namaz kılınabiliyordu ama buralar istenilen vasıflardan uzaktı. Bir grup TÜRK işçi kendi aralarında bayram namazını kılmak için Köln’de Dom Kilisesi olarak bilinen merkez katedraline müracaat etmeye karar verdiler. Katedral bunu büyük bir anlayışla kabul etti. İşçiler durumu küçük ilanlarla birbirlerine duyurdular. Pınarhisar’dan Yusuf Topçu, Artvinli İbrahim Topaslan’ın önderliğinde bir heyet kuruldu.
”Duyuru; Aziz muhterem gurbetçi kardeşlerimin nazarı dikkatine 3 Şubat 1965 mübarek Ramazan bayramı namazı DOM kilisesinde kılınacaktır. Mümkün mertebe herkes gazete, namazlık ve battaniyelerinizle tedarikli gelmeniz rica olunur. Taşkınlığa meal vermeden izdiham yaratmadan, yüce dinimiz ve milletimize yakışır şekilde görevimizi ifa etmeliyiz. Çevrenize de duyurulması rica olunur. En derin sevgi ve saygılarımızla (Tertip Komitesi )Hikmet UYGUN, Yusuf TOPÇU, İbrahim TOPASLAN ”. diye elle yazılı ilanlar dağıtıldı.
15 bin Türkün haberi olmuştu. Heyet her gün ilanları bisikletlerle Türklerin yoğun oldukları yerlerde dağıtmaya devam etti. Diğer Müslümanlara da haber verdiler. Namaz sabahı geldi çattı. Şubat ayıydı, dışarda kar otuz beş, kırk cm yi aşmıştı. Tıraşlı yüzleri, jilet gibi ütülü takım elbiseleriyle, kendilerine has terbiyeleriyle, yedi yüze yakın Türk işçi, battaniyelerini, namazlıklarını kıbleye doğru serdiler. Kilisedeki resimlerin heykellerin üzerleri brandalarla kapatıldı.
Katedralde sadece Türkler yoktu, konuya ilgi duyan basın mensupları ve gazetecilerde vardı. Almanlar da ne olup bittiğini merak ettikleri için kiliseye gelmişlerdi.
Namaz tamamlandıktan sonra bayramlaşma yapıldı. Türkler küçük ikramlarda bulundu, ardından Köln’ün ilk kuşak göçmenleri kendi aralarında topladıkları bağış paralarını Köln DOM Kilisesinin bakım ve onarımında kullanılmak üzere yönetime verdiler. Yapılan bu bağış ve jest karşısında Alman basını sessiz kalmadı. olanlardan övgüyle bahsedildi. DİET ZEİT gazetesi konuyu büyük bir başlıkla; ‘haçlı seferlerine gidenlerin uğurlandığı kilisede ezan sesi: Türk işçiler DOM da namaz kıldılar ve ayrılırken de aralarında topladıkları paraları kilisenin bakımında kullanılmak üzere yönetime teslim ettiler. Tarihi bir andı’ diye yazıyordu.
Yusuf TOPÇU 1937 Kırklareli Pınarhisar’a bağlı Ataköy doğumlu. Güzel Sanatlar Akademisi mevzunu Alpullu Şeker Fabrikasında müdür olarak çalışmış. Siyasi sıkıntılardan dolayı işinden ayrılmak zorunda kalmış, 1960 yılında Almanya ya gitmiş. Köln kentinde devlet demir yollarında çalışmış. İyi derece Almanca, Yunanca, İtalyanca bilmesi sayesinde ilk oturum hakkını alan Türk vatandaşı olmuş. İyi bir lider iyi bir önder
Bizim insanımız, iyi bir lideri yakaladığında muazzam işler beceren bir ırk. İş o lideri bulabilmesinde. Lakin kendi başına bir işi kotarması da çok zor. Bunun kökünde ataerkil yetişme tarzı yatıyor. Otoriteye kesin itaat yatıyor, bunu bir yaşam tarzı olarak görüyor. O tarzı yaşarken; uyulması gereken iş disiplini olarak görüyor. Bu yüzdendir ki kuralı hiç zorlamıyor. Hatta zorlayanları yadırgıyor. Bunun gibi birçok örnek sıralayabiliriz. Avrupa’nın 150 yılda aldığı yolu 30 yılda almaya çalışan halkımız bunları da aşacaktır şüphesiz.