YİNE AHŞAP EVLER

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Daha önceleri de ahşap evler konusunda bir çok yazılar yazdım. Otuz beş yıldır bu yapıları fotoğrafladım. Bu konuya başladığım günlerde 400 civarında ahşap ev varken, bugün bu evlerin sayısı yüz civarındadır.
Peki bu ahşap evler yalnız Edirne’de mi var? Bir çok vilayetimizde var. Edirne’de ki ahşap evler bazıları Vilayet Çevre Vakfı’nca onarılıp kurtarılırken, diğerleri yok olup gidiyor. Bunları yok olmadan kurtaramaz mıyız, niye bu konuya lakayıt kalıyoruz, bir çok vilayetimiz bu evleri kurtarırken biz niye onarıp kurtaramıyoruz?
Ahşap evlerin çoğu harabe halinde, kullanılmayan yapı yok olmaya mahkum oluyor. Bir de Roman vatandaşlar evin pervazını, penceresini, kapısını söküp yakacak olarak kullanıyorlar, evin içindeki işe yarar malzemeleri söküp hurdacılara satıyorlar. Neticede ev ev olmaktan çıkıyor, sadece dört duvar kalıyor, kalanı da inşaatçılara arsa oluşsun diye yakıp yok ediliyorlar ve o ahşap ev artık yok oluyor. Belediyemiz evi koruma amacı ile evin etrafına galvanizli saçla perde yapıyorsa da ev onarılmadığı için yok olup gidiyor, yani bir değer kayboluyor.
Oturduğum mahallemizde bir çok ahşap ev vardı, sahiplerinin boş verdimciliğinden bugün kullanılabilecek benim evim dahil beş ev kalmıştır. Onlarda kullanılıyor diye ayaktadır. Ahşap evlerin yok olmasına hala göz mü yumacağız. İtalya eski yapıları çok iyi koruyor, bu yapıların ekserisi kagir binalar, İtalya’ya gelen turistler bu antik yapıları görmek için geliyor. İtalya eski evler yüzünden çok gelir kazanıyor. Bizler niye bunu yapamıyoruz, ahşap evlerin yok olmasına seyirci kalıyoruz?
Bu konuda ne Vilayet ne Belediye ne de evlerin sahipleri ilgi gösteriyor. Bu hal hep böylemi gidecek?
Edirne’nin dört değerinden biri olan Üniversitemizin Mimarlık Fakültesi ahşap evler konusuna ne kadar alaka gösteriyor bilemeyiz. Geçen haftalarda Mimarlık Fakültesi’nden restorasyon dersi için üç öğrenci evime gelip bir buçuk ay çalışıp evimin planlarını çıkardılar. Evim birinci derecede yüz küsür yıllık ahşap antik yapı, eğer bu evler yok olsa idi nasıl çalışma yaparlardı.
Edirne turizm bakımından iyi bir ortam yarattı, inşallah hep devam eder. Gelen ziyaretçilere yalnız camileri ve köprülerimi göstereceğiz, ahşap evler onarılsa onları da göstersek fenamı olur, daha bir zenginlik yaratırız.
Safranbolu ahşap evlerini onarıp Safranbolu’yu turistik bir belde haline getirdi, şimdi orası turist kaynıyor. Gelenler konaklama, yiyecek, içecek, yol parası harcayarak yöreye para bırakıyorlar.
Dış gezilerim sırasında komşumuz Bulgaristan’ın bir kaç vilayetini gördüm. Bulgaristan Türklerden kalmış ahşap evleri onarıp restore etmiş, onları ayakta tutuyor ve turistlere gösteriyor. Diğer ülkelerde öyle, bizler niye bu kadar lakayıt bir toplumuz?
Bizler Edirne olarak baştan hata yaptık, 1974 yılında fabrikalar kurulurken dışarıdan gelen elemanlar kaloriferli evler aradılar bulamadılar, bu seferde yapsatçılar Kaleiçi’ndeki boş arsalara apartmanları yapmaya başladılar. Onları gören ahşap ev sahipleri evlerini bir iki daire uğruna inşaatçılara verip yok ettirdiler. Eğer daha o zaman Edirne’yi ikiye ayırıp bu inşaatları Ayşekadın semtinden öte yapsa idik Edirne’yi kurtarırdık, hiç olmaz ise Kaleiçi semtini aynen korumalı idik. Kime battı da Kaleiçi’ndeki su terazisini yok ettik, 70 yıldır yıkık olan Saat Kulemiz bir türlü yapılmadı.
Hiç olmaz ise bundan sonrakileri kurtaralım, Mimarlık Fakültesi’nden bu konuda ilgi bekliyoruz…