ABD de Kasım ayında Devlet Başkanlığı seçimi yapıldı. Sseçim Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında geçti, seçimi Donald Trump kazandı. Daha önceki yazılarımızda Trump’ı kutlamıştık. Seçim sırasında seçmenlerine bir takım bol keseden vaatlerde bulundu. Mr Trump Başkanlık görevini devraldı, artık beyaz sarayın sahibi, ABD’nin Devlet başkanıdır. Ne diyelim mübarek olsun.
Mr Trump’ın seçim sırasında en büyük vaatlerinden biri de ABD’yi çok güçlü ve büyük yapmaktı. Nasıl olaçak bu? Mr Trump Beyaz Saraya oturduktan sonra incilerini dökmeye başladı. İlk politikası kuzey ülkesi ABD’nin komşusu Kanada’yı ABD’nin 51’nci eyaleti yapmak. Oldukça büyük bir konu. Kanadalılar bunu ister mi acaba? Eğer böyle bir niyet varsa bir halk oylaması yapılmalı, Trump’ın isteğinle olmaz bir iş.
Mr Trump’ın bir uygulaması daha ABD’den göçmenleri temizleyecekmiş. Bu göçmenlerin çoğu Meksikalı, bir çok Meksikalıyı sokaktan toplayıp ülkelerine uçakla geri gönderdi. Trump Panama kanalını ABD’ye bağlamak istiyor, Amerikan gemileri rahat geçsinmiş. Peki, böyle bir uygulameya Panamalılar ne diyor, pek olacak şey değil, bu konu savaşa kadar gider.
En büyük konulardan biride Gazze konusu. Zaten Gazze diye de bir ülke kalmadı, yerle bir oldu, elli bine yakın silahsız insan öldürüldü. Neymiş olay, Gazzelileri Mısır, Ürdün gibi ülkeye göndermek, orada barındırmak, Gazze’yi yeniden imar edip kalkındırmak. İş bittikten sonra acaba Gazzeliler ülkelerine geri dönebilecek mi? Bu politika iyi bir ayak oyunu, yani dalavere. Gazzelilerin dönmesi pek imkansız, amaç Gazze’nin imarından sonra Gazze’yi İsrail’e bağlamak, ABD’nin arka bahçesini genişletmek, İsrail’i büyütmek. Acaba Gazzeliler bu konuda ne düşünüyor?
Bunlar yetmezmiş gibi, Netanyahu’ya ceza veren UCM’ sine Trump yaptırım uygulamaya kalkışıyor, pes doğrusu.
İsrail ile ABD arasında öyle bir bağ var ki, ne İsrail ABD’den, ne ABD İsrail’den vaz geçebilir. Çünkü ABD’nin kilit mevkilerdeki liderlerin çoğu Yahudi. Büyük şirketler, tröstler hep Yahudi sermayesi, ABD de eskisi gibi bol petrol kalmadı, dünyanın petrol stokunun % 25’i Ortadoğu’da. Bu hal ABD’yi Ortadoğu’ya yöneltiyor. İsrail de bu konunun piyonu oluyor ve ABD’nin arka bahçesi oluyor. Bir taraftan Yahudi devletini yaşatmak, bir yandan da ABD çıkarlarına hizmet etmek, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviriyor, her iki tarafında umurunda değil.
Trump ikinci defa Başkan seçilmenin sarhoşluğu içinde, bir çok Devlet ve Kuruluş Gazze konusunda Trump’ı protesto ediyor. Çünkü Gazze İsrail toprağı değil, Filistin toprağıdır. Kimin malını kime veriyorsun? Halbuki bu günkü şartlarda artık barış olmalı, ne gezer. Trump bu tutumu ile ateşin üstüne benzin dökmektedir.
Halbuki ABD’ye yakışan İsrail ayrı bir devlet, Filistin ayrı devlet olmasıdır, yani iki devletli bir çözüm. Trump’ın bol keseden vaatlerinden biride, ‘ben Başkan olunca savaşları durduracağım’ demesi. Nasıl durduracaksın, ateşkes barış her iki tarafın anlaşması ile olur. Her iki tarafta bunu istemeli. Bu dünyada iki büyük savaş olmaktadır, Rusya — Ukrayna savaşı, durdur bakalım nasıl durduracaksın? Saldıran Rusya’dır, epey yayıp vermiştir, Rus halkı Putin’e sormaz mı ‘madem barış yapacaktın niye Ukrayna’ya saldırdın?’ Ukrayna da aynı durumdadır. Eğer barış olacaksa taviz vermek gerekir. Rusya işgal ettiği topraklardan bir cm karesini vermez. Bu konu olacak iş değil.
İsrail savaşına gelince, zaten İsrail’in arkasında ABD var. Buna savaş denmez katliam çünkü, ABD böyle istiyor. Barış da ABD’nin isteğine bağlı bir şey, bu konuda olacak iş değil. Türkiye açısından Mr DONALD TRUMP’ın ne olduğunu zaman gösterecek…