DOLAR 32,3227 0.2%
EURO 34,7536 0.1%
ALTIN 2.398,93-0,04
BIST 10.339,480,03%
BITCOIN 2010288-2,27%
Edirne
23°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

1329 okunma

‘Edirne İstanbul’un anahtarıdır’

Edirne Yerel Tarih Grubu'nun Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 2024'ün ilk toplantısında katılımcılar Trakya Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Yavuz Güner'in “Osmanlı Edirne'sinde Kentsel Mekanın Değişim Süreci” konulu sunumunu ilgiyle izledi…

ABONE OL
7 Ocak 2024 17:35
3

BEĞENDİM

ABONE OL

İsmail DEMİRAY
Edirne Yerel Tarih Grubu’nun Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2024’ün ilk toplan-tısında katılımcılar Trakya Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Yavuz Güner’in “Osmanlı Edirne’sinde Kentsel Mekanın Değişim Süreci” konulu sunu-munu ilgiyle izledi.
Yavuz Güner sunumunun başında Yerel Tarih Grubu’nun 22 yıldır Edirne’de Yerel Tarih anlamında hizmetler verdiğini belirtti.Güner, Edirne’nin Traklar, Romalılar, Bizanslılar dönemi Edirne’sinden bilgiler vererek devam ettiği sunumunda Osmanlı döneminde Edirne kentinin kentsel gelişimi hakkında ayrıntılı bilgiler verdi.


TÜM ORTAÇAĞ BOYUNCA KALE DIŞINA ÇIKAMAYAN KENT
Yavuz Güner. kalıcı mimari örgütlenmeye sahip olmayan ve bölgeye adını veren Traklar’ın savaşçı kimliklerinin öne çıktığını, bu savaşçı toplumun varlığının Roma için yarattığı tehdidin bölgedeki Roma yerleşimlerinin niteliğini belirlediğinin altını çizerek Edirne’nin bir kent niteliği kazandığı II. Yüzyıl’daki kale-kent kuruluşunu bu durumun açıkladığını belirtti.
Güner, kuruluşundan sonra IV. Yüzyıl’dan itibaren Osmanlı fethine kadar geçen yaklaşık bin yıllık Bizans hakimiyeti sırasında da Edirne’nin, Trakya düzlüklerine geçit veren yol üzerindeki stratejik pozisyonu nedeniyle neredeyse her 100 yılda bir, hedefi İstanbul olan orduların işgaline uğradığını ve bu nedenle Kale dışına çıkamadığını belirtti.


EDİRNE İSTANBUL’UN ANAHTARIDIR
Yavuz Güner Trakya’nın fetih sürecinin önemli aşamaları olarak Dimetoka ve Edirne’nin fethini gösterirken“Dimetoka ve Edirne’ye sahip olmak, Meriç Havzası’nı büyük ölçüde kontrol etmek anlamına gelmektedir” dedi.
Enez’den Filibe’ye ve Samakov’a kadar uzanan nehir ticaretinin, İstanbul’u Edirne üzerinden Orta Avrupa’ya bağlayan askeri ve ticari yolun (Via Militaris), yine İstanbul’u Keşan, İpsala ve Dedeağaç üzerinden Adriyatik’e bağlayan Via Egnetianın, bu fetihlerle Osmanlıların kontrolüne geçtiğini belirten Yavuz Güner, “Edirne’nin ve diğer stratejik noktaların ele geçirilmesi, İstanbul’un fethiyle sonuçlanacak bir sürecin başlangıcını oluşturmaktadır. Kuşkusuz bu durum sadece Osmanlı Tarihi için değil, Balkanlar ve Avrupa tarihi için de belirleyici olmuştur” diye konuşarak şöyle devam etti.
OSMANLI EDİRNE’SİNİN OLUŞUMUNDA ZAVİYELERİN ROLÜ
“Edirne’nin kale dışı yerleşimleri Osmanlı’nın Balkan fütuhatının ilerlediği, bölgenin güvenliğinin arttığı ve kenti çeviren surların savunma değerinin kalmadığı bir aşamada oluşmaya başlamıştır. Bu süreç en genel şekliyle, fetihten yaklaşık 40 yıl sonra, Yıldırım Bayazıd devrinin sonrası olarak gösterilebilir.
1402 yılında Ankara Savaşı sonrası yaşanan Fetret devrinin tamamlanmasıyla beraber Eski Camii, Gazi İbrahim Bey Mescidi ve tarihi ticaret güzergâhını karşılayan Balık Pazarı kapısının köşelerini oluşturduğu üçgen alan, Edirne’nin merkezi olarak tanımlanmıştır. Ardından 1421 yılında II. Murat’ın tahta geçmesine kadar olan sürede, tanımlanan alanın güneyinde Fındık Fakih Mahallesi ile bir aks oluşmuştur. Kalenin doğu duvarına paralel olarak gelişen bu aks günümüzde Saraçlar Caddesi olarak adlandırılmaktadır.”
Yavuz Güner, Edirne’nin mamur bir kent haline dönüşmesinin 1421 yılında II. Murat’ın tahta geçmesiyle büyük bir hız kazandığının altını çizerek 1451 yılına kadar Edirne’de 48 mahalle kurulduğunu belirterek şunları söyledi:
“Osmanlı iskân politikasının bir sonucu olarak bölgede yerleşimi teşvik etmek amacıyla inşa edilen yapıların, ağırlıklı olarak mescitler olduğunu görüyoruz. Mahalle mescitlerinin dışında tekke ve zaviyeler etrafında gelişen mahallelerin varlıkları da söz konusudur.”
Yavuz Güner, mahallelerin yerleştirildiği kent haritasında“Ters T” plana sahip zaviyelerin etrafında şekillenen mahallelerin yerlerine dikkat çekerek, XV. Yüzyıl’ın ilk yarısında inşa edilen 6 zaviyenin tamamının kentin giriş aksları üzerinde olduğunu gösterdi.
Osmanlı kentinin fiziksel varlığının oluşumunda, çözümlerin parsel düzeyinde üretildiği, kendiliğinden bir karar sürecinin etkili olduğunu belirten Yavuz Güner, bu raslantısallığın kent ölçeğindeki istisnasının zaviyeler (Ters T Planlı Yapılar) olduğunu belirterek Osmanlı kentinin ilk kuruluş aşamasında, toplumsallık üzerinde oldukça etkili olan zaviyeler ve kullanıcıları aracılığıyla, kentin uzun bir gelecekte genişleme sahasının tanımlandığı ve sınırlarının belirlendiğini öne sürdü.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ