KUZEY KORE

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sanıyorum Kuzey Kore en dikkat çekici devletlerden biri… Öyle ya Japon Denizi’ne attığı nükleer füzeler (!?) ile yaptığı denemelerle neredeyse her gün gündemimizde yer alan güzide bir ülkedir Kuzey Kore. Allah’tan medyaya yansıyan her şeyi örnek alan güruh Kuzey Kore liderinin saç kesimi konusunda aynı görev bilinciyle hareket etmiyor da göz estetiğimiz bozulmuyor.
Gelelim bir devlet olarak Kuzey Kore’nin kapasitesine…
Yaklaşık 25 milyonluk bir nüfusa sahip Kuzey Kore… Bizim Marmara bölgesinin nüfusu 26 milyondan fazla… Yüzölçümü 120 bin kilometre kareden biraz fazla bir başka deyişle bizim Doğu Anadolu bölgemizden neredeyse 30 bin kilometre kare küçük. Kuzey Kore’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası 40 milyar dolar civarında… Türkiye’nin GSYH ise 1,1 trilyon dolar…
Yukarıdaki şu küçük paragraf bile aslında Kuzey Kore denen devletin kapasitesinin anlaşılabilmesi açısından bir fikir verebiliyor. Ha bir de milli güç unsurları arasında devletin sosyal kapasite etkisi mevcut ki;bizim bir grup yorumcu haricinde Kuzey Kore’ye dair herhangi bir sosyal kapasite etkisinden bahseden araştırmacıya rastlamak hayli güçtür. Zira öylesine kapalı bir toplum ki; kendileri bile birbirlerini tanımakta güçlük çekiyor. Nerede kaldı sosyal kapasite ile başka devletlerin vatandaşlarını etkilemek.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin bu devlete bir ziyarette bulundu… Şimdi yine ittifak ilişkilerini kol kola girip halay çekmeye benzeten zihinler bu ziyarete methiyeler düzdü. Tabii ittifak ilişkilerini bu çerçeveden “yorumlamak” kolay. Belli başlı kavram setlerini ele alıp o setlere uygunluğu üzerinden tartışmak ise ne takipçi getirir ne de televizyon programı teklifi. Dolayısıyla halaya devam…
Ancak acı gerçekler mevcut; Avrupa Devletleri Rusya Federasyonu karşısında Ukrayna desteği açısından çarpıcı kararlar aldılar. Putin’in ziyareti de “siz bir ittifak halindeyseniz biz de bir ittifak halindeyiz” mesajını vermeyi amaçlıyor.
Şimdi bu noktada tıpkı Batı Yarıküre ittifakında olduğu gibi sorulması gereken bazı sorular var. Bunlardan en önemlisi bu ittifak ne kadar ittifak olarak kalabilir?
Bunun bir örneğini 2019 Mayıs’ında Vaşington ile Tahran arasında geleneksel olarak artan gerilim sırasında görmek mümkün.
Bu tarihte Soçi’de dönemin Devlet Sekreteri Mike Pompeo’yu ağırladıktan sonra Putin, “biz itfaiye birliği değiliz her şeyi kurtarabilelim” mealinde bir açıklama yapmıştı. Bu açıklama Vaşington’a bir uyarı olarak gözükse de dikkat edilmesi gereken önemli taraflardan biri de “ne olursa olsun İran’ı destekliyoruz” şeklinde bir açıklama gelmeyişiydi.
Buna bir başka örnek de Suriye-İran arasında Tartus deniz üssünün bir iskelesinin kullanımı ve serbest ticaret faaliyeti için yapılan anlaşmanın Moskova’nın müdahalesi ile lağvedilmesidir
Görüldüğü gibi ittifaklar ne olursa olsun sürmez, süremez. Siz hepiniz, ben tek yaklaşımı da çocukluğumuzun mahalle maçlarında vardır, uluslararası politikada değil.
Neyse ben daha çok anlatmaya devam ederim bu mevzuları… Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları…