
Suriye Devlet Başkanı Şara, uluslararası ekonomi politik ilkelerin uyumu konusunda daha istekli bir hale geldi. Geçtiğimiz hafta TRT radyosunda katıldığım bir yayında Suriye’de yönetimin ömrünün uluslararası ekonomi politik ilkelere uyuma bağlılık ile doğru orantılı olacağını açık bir şekilde belirtmiştim. Bir başka deyişle Şara uluslararası ekonomi politik ilkelerle ne kadar uyumlu bir halde hareket ederse iktidarda kalma süreci o kadar uzama ihtimaline sahiptir.
Bu bağlamda Şara, Gelecek Yatırım Girişimi Konferansı’na katılmak üzere Riyad’a gitti. Gelecek Yatırım Girişimi’nin bu sene 9.su düzenleniyor. Elbette bu girişim girişimi dolayısıyla küresel ölçekte ve başta Batılı yatırımcılar olmak üzere pek çok devlet temsilcisi ve uluslararası şirket yöneticisi Riyad’da buluştu. Bu buluşma bir yandan aslında Batı temelli Suudi Arabistan ekonomisinin ve bunun küresel ölçeğe nasıl yansıdığının göstergesi olarak ortaya çıkıyor.
Bakıldığında Suudi Arabistan rantiyer ekonomi yaklaşımı üzerine kurulu bir devlet. Gelirlerinin neredeyse %90’ı da petrol ticaretine dayalı ki; bu ticaret yapısı da genel olarak Batı devletlerinin yaklaşık yüz yıl önce kurdukları petrol şirketlerine dayalı. Aramco bunun en önemli örneklerinden biri. Suudi Arabsitan bu gelir kapasitesinin genişliğinin karşılığını başta ABD olmak üzere İngiltere ve Fransa gibi devletlerle askeri iş birliği anlaşmalarına imza atarak ortaya koyuyor.
Her ne kadar önceki Trump döneminde tek seferde 110 milyar dolar ve toplanda 350 milyar dolarlık bir anlaşmadan bahsedilse de ABD-Suudi Arabistan arasında Obama döneminde gerçekleştirilen 60 milyar dolar civarındaki askeri satış halen rekoru elinde tutuyor. Yani Trump’ın çok konuşup sonuç elde edemediği bir konu olarak bu meşhur 110 milyar dolar masadan kalktı. Ancak bu ABD-Suudi Arabistan arasında ekonomik iş birliğinin derin olmadığını göstermek. Zira Suudi Arabistan hem ekonomisinin hem de güvenliğinin önemli bir kısmını ABD’ye borçlu. Son dönemde ortaya çıkan Çin Halk Cumhuriyeti girişimleri ise sevgiliye yapılan sen alternatifsiz değilsin nazının ötesinde bir anlam içermiyor.
İşte ekonomisi ve güvenliği bu denli ABD’ne bağlı olan Suudi Arabistan’a Şara’nın gelecek yatırımlarının planlanması için yaptığı ziyarette de beklendi sermayenin en azından bir kısmının Suriye’ye de gelmesi. Bu şartlar altında Suriye’nin yıllar süren yıkımının bir nebze olsun görünen kısmı hafifletilecek. Böylece Şara Suriye’yi iç savaş sonrası yeniden kurgulayan bir figür olarak koltuğunda kalmaya devam edecek. Ancak bu iktidarda kalma şartlarından sadece birisi.
Buna ek olarak Şara’nın övgüler düzdüğü Suudi Arabistan yönetiminin bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı karşısında bir tutumunun olmadığını dikkatten kaçırmayalım. Aynı tutumun ABD tarafından da sergilendiğini söylemeye gerek bile yok. Daha fazlası, ABD bölücü terör örgütünün destekçisi zaten… Biraz da o yüzden bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı bu denli cesur ifadeler kullanıyor ya…
Bu şartlar altında Şara’nın kabul edeceği bir başka şey de bölücü terör örgütünün Suriye uzantısının yönetime ortak olması olacak. İşte bu durum bizim milli güvenliğimiz için ne anlama geliyor onu da okura bırakıyor. Yani “PYD’nin Suriye ordusuna entegrasyonu” ne demek onu da lütfen okur yorumlasın. Şara Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ile görüşmesinde övgüler düzerken muhtemelen aklında ülkesine gelecek yatırımlar vardı. Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları.