PRF. AYDIN KÖKSAL ismini çok az kişi biliyordur. Çünkü hiçbir iletişim aracı bunlardan söz etmez. Bilgisayar ve bilişim dünyası, yazılım dünyası, belleğimizi böyle yararlı bilgilerle donatmıyor.
Bilgisayar, iletişim, bilişim, yazılım, donatım, bellek, ileti, çıktı gibi hergün kullandığımız sözcükleri dilimize kazandıran insan, Prof.Dr. Aydın Köksal’dır.
Bir millet için dil kavramının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Gelişmiş toplumlar, yoksulları sömürge yapabilmek için ilk önce dillerinden vazgeçmelerini sağlıyor, yabancı sözcüklere özendirerek kendi dillerini zaman içinde unutmalarını, küçümsemelerini sağlıyorlar. Sokakta gördüğünüz her Amerikanca (yarı İngilizce yarı Türkçe) ve Arapça sözcük bizi cehalete, geriliğe, açlığa, işsizliğe, sömürgeleşmeye götüren adımlardır.
Prof.Dr. Aydın Köksal, Galatasaray Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra Fransa’daki İNSA de Lyon dan elektronik yüksek mühendisi olarak mezun oldu.
Bilişimsel dilbilim dalında doktora yaptı.
Hacettepe Üniversitesi’nin kuruluş çalışmalarına katıldı. (1967)
Bilgi işlem merkezini kurdu. Bilişim enstitüsünün kurulmasında görev aldı. Bilgisayar mühendisliği bölümünü kurdu, başkanlığını yaptı. ÖSYM Üniversiteler arası Seçme ve Yerleştirme merkezi, bilgi işlem merkezini kurdu.
Yabancı dille öğretime karşı çıktı. Dışarıdan ithal edilen tüm teknolojik ve elektronik ürünlerin mutlaka Türkçe karşılıkla vatandaşa öğretilmesini istedi. Türkiye’de buna öncülük etti. 1960 ların sonunda, Türkiye’ye ilk bilgisayar ve donanımları getirilmeye başlandığında, herkes kompütür diyordu, pirinter diyordu, memory diyordu, kominikasyon, instruction diyordu.
O zamanki tüm aydınlarımız bu kelimelerle anılması gerektiğini düşünüyordu. Aydın Köksal’ın bu teknolojiye Türkçe karşılık bulma çabalarına dudak büküyorlardı, eleştiriyorlardı.
Çok gereksiz ve saçma buluyorlardı, alay edenler bile vardı.
Çünkü tutmaz düşünceleri vardı, teslimiyetçi düşünceleri hakimdi. Halk benimsemez düşünceleri beyinleri sarmıştı.
Türkiye’de o tarihlerde yazılım üzerine çalışan ilk mühendis Aydın Köksal oldu. Bu alandaki tüm çalışmalarını Türkçe olarak anlattı.
Kompüter yerine bilgisayar dedi, prosesingi yerine bellek dedi, pirinter yerine yazıcı dedi, instriction yerine komut dedi, kominikasyon yerine iletişim dedi, çıktı, ileti, veri tabanı, yazılım hep onun çalışmalarıyla Türkçeleşti.
Bunların tamamını da Türkçe dil bilim kurallarına uygun olarak türetti, çünkü Türkçe dil bilimine de tam hakimdi.
Türkçe en iyi bilim diliydi. Yaptığının doğru olduğuna o kadar emindi ki karşı çıkıp eleştirenlere hiç kulak asmadı.
1980 yılından önce Tercüman Gazetesi’nde Nazlı Ilıcak bunu eleştiren bir köşe yazmıştı. Tutmaz demişti, kimse kompiter yerine bilgisayar demez iddiasında bulunmuştu. Aydın hocayla adeta alay etmişti.
Oysa tüm gelişmiş ülkeler, dışarıdan ithal ettiği teknolojik ürün ve hizmetlere kendi dilinden karşılık bularak toplumlarına öğretiyorlardı. Bizim batıcı aydınlarımız ne yazık ki konuya Fransız kaldılar.
Aydın Köksal’ın Türkçe karşılık bulduğu sözcük sayısı 2500’ü buldu. Bunların içinden 50 tanesi benimsense bana yeter diyordu, oysa halkımız konuya duyarsız kalmadı. 2500 kelimenin tamamına yakını tuttu, halkımız tarafından benimsendi. Şimdi tüm ülkemiz bunları kullanıyor. İleri görüşlü olmak, kendinden emin olmak, kararlı olmak olmak gerektiriyordu, daha da önemlisi atayı iyi anlamak gerekiyordu, Macaristan’da Macar diline 4 yeni kelime ekleyen bir bilim adamının heykeli dikiliyordu. Ülkemizde 2500 kelime kazandıran bu değerli bilim adamımızın hiçbir yerde anıtı yok ve gençliğe öğretilmiyor. Tekel ve sıkı yönetim kelimelerini ÖMER ASIM AKSOY bulmuştu, kelime yerine sözcük demeyi MELİH CEVDET ANDAY türetmişti. Ama AYDIN AKSOY tüm çabalarıyla Türk toplumunun çağdaş bilişim toplumu olmasını sağladı. Prof.Dr. Aydın Köksal Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca biliyor, biz kendi gücümüze güvenmeyi Mustafa Kemal’den öğrendik diyordu.
Dünyanın birçok ülkesinden, kurumlarından çok sayıda ödül aldı, kıymeti biraz geç anlaşılsa da Türkiye’de de kendisine çok ödül verildi. Allah uzun ömürler versin sağlıklı bir yaşlılık nasip etsin, 84 yaşındadır ve hala çalışmaktadır.
*Kenan Özek