DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BIST 10.891,420,18%
BITCOIN 22363282,81%
Edirne
30°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

129 okunma

KONUKLARINIZIN SESİ 345

ABONE OL
12 Nisan 2024 12:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL

        

  Sanırız yine politika ve ekonomimiz üzere bir yazı yazmalıyız. Üstelik de “Yerel seçimlerle ne değişecek?” sorusunu yanıtlamaya çalışalım.

           (1) Bazı gazetelerimizin coşkusunu paylaşamıyoruz. ‘Tarihi zafer’, ‘Adam kaybetti’, “Sandıkta devrim” diyemiyoruz.

            (2) Cumhurbaşkanımızın (‘Tek adam’, ‘AKP başkanı’ veya ‘reis’, ‘asrın lideri’… adlandırmalarını duygusal buluyor, benimseyemiyoruz.) Konuşmasını dinledik. Kızmadığı zamanki konuşmalarından farksız. Kendisini ‘kardeşimiz’ bile gördüğü olmadı mı?

            Ankara ve İstanbul başkanlarının konuşmalarını dinledik. Özetle “Biz, ayrımsız, herkese hizmet edeceğiz… Meclis engelinden kurtulduk. Daha rahat çalışabileceğiz…” diyorlar.

            İnternette ulaştığımız “Yargıda MHP tasviye edebilecek.”, “Bürokrasiye yoğun baskı.”, “Erdoğan kontrolü kaybedebilir. Gözü kararmış.”, “Millet odaklı yeni bir yol haritası yapılacak.”, “AKP’nin bundan sonraki stratejisi kaybettikleri mevzileri yasal olmayan yollardan kazanmak olacak.”, “İki yıl içinde seçime gidilir.”, “Dolar 50 TL ye çıkmazsa dıştan finansman gelmez.”… gibi öngörüleri bir çözümleme sonucu bulmuyoruz.

            Cumhurbaşkanımızın son konuşmasındaki “Bizde de kibir hastalığı oluştu… Yalnızca oy kaybı değil ruh ve kan kaybı var… Nerede bir eksik, kasıt ve ihanet varsa üzerine gitmeliyiz… Şahsım dâhil hiç kimse sorumluluktan kaçamaz…” sözlerini öne çıkmayan danışmanlarının değerlendirmeleri olarak görüyoruz.

            Şimdi ne yapalım?

           (1) Cumhurbaşkanımızın da, ülke yönetiminin de payı olan herkesin de bu yerel seçimden

hoşlanmadığı, hatta kızgın olduğunu söyleyebiliriz. Bu, seçime duygusal tepki.

          (2) İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarımız 178,5 milyar TL ve 92 milyar TL lik 2024 bütçelerini daha rahat değerlendirebilecek, belki daha kolay kredi de bulabilecek.

            Hükümetimizse 8 trilyon TL den fazla 2024 ve bunu izleyen yılların bütçelerini değerlendirmede belediyelerimiz kadar rahat olmayacak. Muhalefetin, hatta toplumun tepkisi ne denli güçlü olursa olsun, uluslararası finans ve yerli sermayeye öncelik tanımak ve dar gelirlileri unutmak zorunda. Asgari ücretin, emekli maaşlarının alım gücü yükselemez ve belki de düşecek.

            (3) “31 Mart seçimleri nasıl böyle sonuçlandı? Bu genel bir toplumsal tepki mi? Planlı bir toplum mühendisliği mi?” sorularına yanıtı şöyle verelim:

            10 Mayıs 2023 tarihli yazımızda “Cumhurbaşkanımızı da, yönetim veya muhalefet partisi başkanımızı da, yönetim veya muhalefette bir yeri olanları da anlayamıyoruz.” diye yazmışız.

             19 Kasım 2023 tarihli yazımızda,

             “AKP, Batı’ya ekonomik ve politik bağımlılığı sağladı.

               Ekonomide emeğin payını yeterince düşürdü.

               Aydınlarımız ve gençlerimizin özgürce düşünmelerini sağlayacak eğitimi yok etti.

               Ulusal yapıyı bile bozmada çok ilerledi.

               Çevremizle barışçıl bağlarımızı kopardı.

               Askeri, bürokratı bu dönüşüme karşı çıkamaz kıldı.

               Ama Batı’nın onaylamayacağı işler de yaptı. Muhalefet de Batı’ya daha uygun bir yapı kurmaya çalışıyor.

                Öyleyse AKP yönetimi değişecek.” demişiz.

                8 Ocak 2024 tarihli yazımızda ülke yönetimimizi “Emperyalizmin ‘ilerlemekte olan ülkeler’ diye adlandırdığı ve ilerlemesini denetleyip yönlendirdiği bir sistem.” demişiz…

                                                                                                                              Sağlıcakla,

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ