DOLAR 32,2641 0%
EURO 34,7219 0.01%
ALTIN 2.395,20-0,20
BIST 10.273,00-0,61%
BITCOIN 1996194-2,78%
Edirne
26°

KAPALI

16:58

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

282 okunma

Amasya Bardağı (2)

ABONE OL
14 Şubat 2024 10:53
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Önceki bölümde CHP’deki kronikleşmiş yapısal sorunların yerel seçim sürecinde adaylar belirlenirken yine kendini gösterdiğini; CHP’nin iktidar alternatifi bir parti konumuna gelebilmesi için yapısal sorunların çözümüne ağırlık verilmesini öncelikli gördüğümüzü ortaya koymuştuk.

Edirne’ de bariz şekilde kendini gösteren toplumsal muhalefet sonucu diskalifiye edilen Recep Gürkan’ın önseçimde Şükrü Ciravoğlu’na destek vermesinin parti içi demokrasi ile bağdaşmadığının, ileriye dönük birtakım hesaplar içeren bu desteğin garabeti üzerinde durmuştuk.

Hakeza, önseçim (temayül yoklaması) zuhur edince Bülent Bacıoğlu, Harika Taybıllı, Ayhan Murat Dursunoğlu’nun Şükrü Ciravoğlu lehine çekilmesini de sorunlu bulduğumuzu belirtmiştik.

Bir aday lehine çekilme, aday adaylığı sürecindeki iddiaları anlamsızlaştırır, ‘tavşan aday’ yakıştırmalarına yol verir; her şeyden önce demokrasi yoksunu bir tavırdır. Adaylık sürecinde dile getirilen Edirne’nin gereksinim duyduğu yönetim kalitesi ve projelere inanarak oy vermeyi düşünen partilileri de ortada bırakmaktır; onları önemsememektir, değersizleştirmektir.

 CHP’deki yapısal sorunları umursamayıp “böyle gelmiş böyle gider” anlayışında birdenbire ‘büyük işlere’ soyunmanın aceleciliği ve hatta eğretiliği de akıllara düşecektir elbet.

Dahası, sandıktan kaçmak kabul edilemez bir antidemokratik tutumdur.

Önseçimden 17 oyla çıkan Seyfi Alp Üzmen örnek alınmalı ve takdir edilmelidir.

Evet, dönüp dolaşıp aynı konuya geliyoruz: CHP’nin demokratik/saydam/dürüst yönetilmesinin gerekliliğine…

Bunu öncelikli görmeyen, seçimden seçime parti üyesi olduğunu hatırlayıp pozisyon alan partililerin de CHP’deki bozuk düzenin devamında rolü var şüphesiz. Güçlünün yanında yer almak, himaye edilmek, bir çıkar peşinde koşmak, düzenin kanıksanmasına yol açıyor.

Diğer taraftan, genelde bir hami kanatları altında şekillenen il ve ilçe yönetimleri, partililerin iletişim/etkileşim içinde bir arada bulunmasını istemezler çünkü sorunlu parti yönetim anlayışının eleştirilmesi, örgütsel bütünlük talepleri, bozuk düzenin ifşası demektir ki bundan özenle kaçınıldığı yaygın bilinen bir gerçektir.

CHP’deki bu feodal denilebilecek yönetim anlayışının aşılmasını gerekli gören ve bu yönde çaba gösteren, parti içi demokrasiyi önemseyenlerden oluşan, yanı sıra parti yönetim ve temsil kademelerinde kendilerini görmek isteyen üyelerin oluşturduğu çalışma gruplarının varlığı ise, CHP’ye yakışmayan bu yönetim tarzının doğurduğu bir sonuçtur.

Aslında örgütsel bütünlüğü sağlayacak mekanizma bellidir: parti çatısı altında üyenin kendini ifade edeceği aylık örgüt toplantıları, üç ayda bir tüzük gereği gerçekleşmesi gereken danışma kurulu toplantıları, çeşitli etkinlikler ile bu sorun aşılabilir.

Gelin görün ki örgütü kontrol altında tutmak isteyen genel merkez muktedirlerinin yereldeki uzantısı mikro iktidar sahipleri baskısıyla üyenin parti çatısı altında bir araya gelmesi istenmez. Üye iletişiminin etkileşim yaratmasından ve feodal denilebilecek bu parti yönetim anlayışının sorgulanarak toplu bir tepkiye dönüşmesinden kaçınılır. Dolayısıyla, seçim zamanları sandık görevlisi ihtiyacının karşılanması için ya da nadiren gerçekleşen önseçimlerde parti üyesinin hatırlandığını görürüz.

Haliyle parti dışına itilmiş üye de kâh bir çalışma grubu içinde kâh sosyal bir mekânda partili arkadaşlarıyla buluşarak Cumhuriyet Halk Partili olmanın gururunu yaşar.

Bu çalışma gruplarının temelde ikiye ayrıldığını bir kez daha belirtelim.

1) partideki yönetsel ve örgütsel sorunların çözümü, demokratik/saydam/dürüst bir parti yönetimi için çaba harcayanlar.

2) Parti yönetim kademelerine, temsil görevlerine talip ama yapısal sorunları görmezden gelen, mevcut düzen içinde partide söz sahibi olmak isteyenler.

İkinciye örnek, “Gürkan Güneser milletvekili, Şükrü Ciravoğlu belediye başkanı” anlayışında bir hedef sahibi çalışma grubudur. Yanı sıra parti yerel yönetim kademelerinde etkili olmak da var tabii…

Genel merkez tarafından fark edilmek için üstün bir gayret içinde çalışmalar yürüten bu grup,

Recep Gürkan’ın başarısız ve basiretsiz belediye yönetimine atıfla kendini alternatif gösterdi.

Ancak Recep Gürkan’ın Ankara’daki ağırlığı, son genel seçimlerde Gürkan Güneser’in adaylığına geçit vermedi.

İkinci hamle, Ciravoğlu’nun belediye başkanlığına aday gösterilmesiydi.

Grubun, Recep Gürkan’ın aday gösterilmemesi için sürekli girişimde bulunması ve kendini genel merkez hizmetine sunmasından değil, konjonktür yani genel merkezde esen değişim rüzgârı ve Ciravoğlu’nun ısrarla 2014’ten beri alternatif aday pozisyonunu koruması, yüzde 50 oranında tutan hedefin sebebidir.

Fakat ne hazindir ki, genel merkez nezdindeki girişimlerinde Recep Gürkan’ın Edirne’ye ve CHP’ye iyi gelmediği yönünde serzenişte bulunan bu grup, Recep Gürkan’ın örgütteki kodlanmış üye oyuyla Ciravoğlu’nu belediye başkan adaylığına taşımış oldu.

Gerçi bu grubun CHP’deki yönetsel ve örgütsel sorunlara dair hiçbir derdi, kendileri için bir pozisyondan öte hedefleri bulunmadığı için Recep Gürkan’ın desteğinin yan cebe konulmasında yadırganacak bir durum yok.

Aylar önce bir Eski Camii uğurlamasında rastladığım Gürkan Güneser-Şükrü Ciravoğlu ikilisine “merhaba” sonrasında “ilk hedef gerçekleşmedi, ikincisi olur belki” dediğimde, Ciravoğlu,  “Amasya’nın bardağı gibiyiz” deyimi ile cevap verdi; haklı da çıktı.

(TDK: “Amasya’nın Bardağı, Biri Olmazsa Biri Daha” : ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur çünkü her zaman benzeri sağlanabilir.)

Reel siyaseti zemin alan, gerçekçi olduklarını ileri sürerek kısa yol tercihinde bulunan böylesi partililerin oluşturduğu grup çoktur CHP’de.

Bu tutum içindeki partililerin başka bir özellikleri de güçlüye yanaşmakta beis görmemeleridir; bir parti muktediri eliyle oturtuldukları koltuk bir gün kaybedilince hemen karşı pozisyon alır, hamilerine muhalif kesilirler.

Birinci grupta yer alan idealler yani partideki yönetsel ve örgütsel sorunların çözümü, demokratik/saydam/dürüst bir parti yönetimi için çaba harcayanlar, nadir görülen çalışma grubudur.

Örneğin, 22 Şubat 2022’de Edirne postanesi önünde kurultayın ertelenmemesi ve kurultay sürecinin demokratik gerçekleşmesi için genel merkeze 200 imzalı dilekçe ile seslenen “Demokrat Cumhuriyet Halk Partililer”.  

Genel merkeze gönderilen dilekçedeki hususlar aslında çok sayıda partilinin tasvip ettiği ve parti yönetimi ve örgüt işleyişinde görmek istedikleridir.

Fakat kolay yoldan bir pozisyon elde etmek üzere genel merkezde bir muktedirin kanatları altına sığınmak, evet, öğrenilmiş/öğretilmiş çaresizlik yaygın bir partili davranışı olduğu için yapı bozukluğuna ilişkin bu minvaldeki dilekçelere imza vermekten, göze batmaktan itina ile kaçınılır.

Bahis konusu dilekçe içeriğinden bir alıntı vermeden geçmeyelim…

//Kongrelerde, mahalle delege seçimlerinden itibaren tüm kademelerde sadece ‘çarşaf liste’ uygulaması geçerli kılınmalıdır.

Mahalle delege, ilçe/il ve parti meclisi seçimlerinde ‘anahtar liste’ ve benzerlerinin dolaşıma sokularak ‘çarşaf liste’ uygulaması amacından saptırılamaz.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülkeyi demokratik yönetme iddiasını zayıflatan ‘anahtar liste’ girişimleri utanç vericidir, mutlaka önlenmelidir.

Temsil görevi üstlenecek partililerin belirlenmesi üye iradesine bırakılmalı, sadece önseçim geçerli sayılmalıdır.//

Parti çatısı altında bir araya gelme olanağından yoksunluktan kaynaklı sosyal mekânlarda siyasi görüş ve değerlendirmelerde bulunmak için buluşan partililerin oluşturduğu gruplar arasında iletişim kanalları açıktır. Dayanışma arayışları da mevcuttur.

Bu çerçevede, Demokrat Cumhuriyet Halk Partililer grubu, imza toplama sürecinde Şükrü Ciravoğlu’nu da ziyaret eder. Dilekçeyi okuyan Ciravoğlu, tereddütsüz imza vereceğini açıklar. Kendisinden, “Gürkan Güneser milletvekili, Şükrü Ciravoğlu belediye başkanı” grubuna dilekçenin sunularak imza sayısının artırılması ricasında bulunulur.

Ciravoğlu, ilk grup toplantısında konuyu gündeme getireceğini belirtir.

Gelin görün ki, grup kararıyla dilekçeye imza vermekten imtina edilir.

Sebebi açıktır: genel merkez muktedirlerine yanaşarak mikro iktidar, temsi görevi için gayret sarf edilirken bu içerikte bir dilekçe sakıncalı görülür. Grubun emelleri ile uyuşmaz çünkü.

Ciravoğlu da tek başına imza veremez. Grup kararına uymak zorunda kalır ki,

demokrat  olmayı başaramamanın rahatsızlığı içinde boynunu bükecektir.

Çalışma grubu dediysek; partideki yapısal sorunlarının çözümünü önceleyen, bireysel siyasi hesaplar içinde kaybolmayan, partisini ileri taşımak için çabalayan partili duruşunu temsil eden grupların varlığını önemsediğimizi belirtelim.

Öyle ‘parti içinde parti anlayışında’, grup kararını gerekçe göstererek özgür iradeye ipotek koyan, tahakkümcü bir anlayıştaki çalışma grubunun CHP’ye yarar değil zarar verdiğini de görebilmek gerekiyor. Hedefe ulaşmak için her şey mubah anlayışını rehber edinebilirsiniz; fakat bu tutumun güdüklüğü, ülkenin ihtiyaç duyduğu siyaset yapma biçimi ile örtüşmediği, her aynaya baktığınızda yüzünüze çarpacaktır.

Nitekim ülkede demokratik siyaset ancak siyasi partilerin yönetim ve işleyişinde demokratik bir yapının mevcudiyeti ile mümkündür. Bunu başarabilecek, örnek olacak tek kitle partisi de Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Geleceğe bakarsak… 

Edirne’de Recep Gürkan öfkesi, Şükrü Ciravoğlu’nun adaylığıyla dinmiş görünüyor.

Gerçi Ciravoğlu yerine aday adaylarından hangisi olsa CHP’nin oyları tahkim olurdu.

Zira esas mesele, Recep Gürkan’ın sahneden çekilmesi; oluşan toplumsal muhalefetin ciddiye alınarak seçmene bir alternatif sunulmasıydı.

Öyle görünüyor ki, CHP Edirne’de seçimi kazanacaktır.

AKP’nin “Gerçek Belediyecilik” sloganının Edirne’de itibar göreceğini sanmıyorum.

Çünkü gerek ülke yönetiminden kaynaklı sorunlardan gerekse “İstanbul’a ihanet ettik” itirafından ötürü ortada inandırıcılık ve güvenilirlik sorunu geçiştirilecek gibi değildir.

Şüphesiz, son söz halkın…   

  • Şükrü Ciravoğlu’na geçirdiği rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun dileklerimi iletir, seçim çalışmalarında başarılar dilerim. 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ