DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 3800534-0,26%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

226 okunma

İmam’ın Cumhuriyet Halk Partisi

ABONE OL
3 Aralık 2025 11:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Geçerli görselin alternatif metni yok. Dosya adı: nurhan-isikseren.jpg

CHP’nin 39’uncu Olağan Kurultayı, müsamere kıvamında, İmamoğlu oligarşisinin mutlak iktidarının ilanıyla hitama erdi.

Kurultayın müsamere kıvamı, sadece kurgulanmış yanından değil, aynı zamanda iç çelişkilerin doğurduğu ironiden ötürüdür.

Daha mahalle delegele seçimlerinden itibaren genel merkez nüfuzunda yürüyen kongrelerde belirlenen kurultay delegeleri, görev bilinciyle Özgür Özel’i genel başkan seçtiler, PM listesini de kale gibi durarak deldirmediler. Maazallah bir delinse kim bilir neler olacaktı…

Sadece Kılıçdaroğlu oligarşisi artığı 10 milletvekili geçersiz oy kullanarak protesto tatmini yaşadılar. Müsamereye renk kattılar.

Fakat hepsinden fazla müsamereye enerji katan, Kemal Bey’in çıkışıydı ve kamuoyunu dalgalandırdı. İddiaları İBB davasının bilinen içeriği olmasına rağmen sabık genel başkanın özçekim videosu 20 milyonun üzerinde izlenmiş. Söyledikleri ilgi çekmiş demek ki…

Barış Yarkadaş durur mu sazan gibi atladı izlenme rekoru kıran videoya ve şu çok manalı tespitte bulundu iki gün önce: “Kılıçdaroğlu’nun son videosu 350 milyon etkileşim aldı. Özgür Özel’in kurultay konuşması 148 bin kişi tarafından izlenmiş.”

Yarkadaş’ın evlere şenlik çıkardığı sonuç şu minvalde: Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri Özgür Özel’in kurultay konuşmasını gölgede bıraktı. Mesele hesaplaşma olunca, ihtiraslar aklın önüne geçince saçmalamak doğaldır.  

Kılıçdaroğlu cesaret edip 39’uncu Olağan Kurultaya gelemedi. Hariçten gazel okuyan, üstelik 13 yıl genel başkanlık yapmış biri için utanç kaynağıdır bu durum; lakin Kılıçdaroğlu utanma duygusunu yıllar önce kaybettiği için şaşırmayalım vesselam.

Videodan sonra, Gürsel Tekin gibi eşekten düşmüşlerin röportaj gazetesi Sabah’a sığındı Kemal Bey. Tuba Kalçık’a fevkalade önemli açıklamalarda bulundu; artık yargıya intikal etmiş İBB’deki yolsuzluk iddialarına yaslanarak ahkâm çıkardı.

Bakın nasıl da ateşli ve hesap uzmanlığından gelen özgüven ve dürüstlük timsali rolünü kamuoyuna yedirmiş olmanın rahatlığında atıp tutmuş…   

// Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleri ile anılmaz, bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir.(…) Her kim bu devletin zararı niyetiyle tek bir adım atmış, her kim bu milletin parasından tek kör kuruş kursağından geçirmiş ise; Allah belasını versin! Milletimiz kimin ne olduğunu biliyor.//

Bir de “Hodri meydan!” çekmiş. Kime çektiği belli değil çünkü yargıya taşınmış bir iddianame var ortada ve hüküm kesinleşmiş değil henüz.

Diğer bir ifadeyle, kendisini sütten çıkmış ak kaşık gören Kılıçdaroğlu aklı sıra İmam oligarşisi ile hesaplaşıyor fakat manasız ve boş laflar ettiğinin farkında değil. Belli ki hırs, hazımsızlık, hezeyan gözlerini bürümüş hınca dönüşmüş. Daha vahim durum ise: kendi dönemine denk düşen yolsuzluk iddialarını görmezden gelecek kadar hiddetlenmiş          

Özlem Çerçioğlu, Battal İlgezdi, Rıza Akpolat ve daha nicelerini belediye başkanlık koltuğunda oturtan başka biri mi, dublör mü kullandınız Kemal Bey?

Hakikaten bu kadar da olmaz “Proje Kemal”; milleti bu kadar da aptal yerine koyma! Kazara 2023’te Cumhurbaşkanı seçilseydin Ekrem İmamoğlu yardımcın olacaktı!

Kemal Kılıçdaoğlu’nu dürüst bir siyasetçi gibi pazarlayanlar da utansın zira siyasi dürüstlük, doğruluk Kemal Bey’in üzerinde çoktandır eğreti durmaktadır.

Gelelim Kurultaydan manzaralara…

Dördüncü kez genel başkan seçilen Özgür Özel, Deniz Baykal’ı aratmıyor maşallah, belagat yerinde, kitleleri heyecanlandırıyor, coşkulandırıyor…

Kılıçdaroğlu’na cevap vermeyi de ihmal etmemiş…

//Müesses nizam AK Parti’nin kara düzeninin ta kendisidir. Müesses nizama işbirlikçi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapıda arayanlara yer yok. CHP, bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden, sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır.//

Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için “A planımız da, Z planımız da budur.” ifadesini ise, yazı başlığına layık gördük.     

Önemli bir iddiada da bulunmuş Özel: “Bu kurultay, partimizin muhalefetteki son kurultayıdır; artık iktidar zamanıdır, şimdi iktidar zamanıdır.”

Siyasette kitlelere heyecan vermek, sürükleyici liderlik, halkla ilişkilerde olağandır.

Ancak, Özel’in ortaya attığı iddialarda tutarlılığı önemsemesi; siyasette inandırıcılık, güvenilirlik gibi değerleri dikkate alması şart…

Misal: “CHP, bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden, sokaklardan, meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır” ifadesi sorunludur çünkü  yıllarca Kılıçdaroğlu himayesinde siyaset yapan birinin o yüzde 25’teki payını hatırlatırlar adama.

Hakeza, 2024 yerel seçimlerde kazanılan çok sayıda belediyenin yanı sıra bugün artarak devam eden oy artışı tamamen konjonktür kaynaklıdır.

Burada Özel’in payı, sadece belagata dayalı siyaset becerisidir.

B planı İmamoğlu’nu devreye sokan güç odaklarının siyasi tasarımları, halkla ilişkilerde sahaya sürülen uzmanlar -ki bunlardan en önemlisi Necati Özkan’dır- yerel seçim kazanımlarının zeminini teşkil etmektedir.

Reklamcıların bir ürün gibi pazarladığı (ki bu kandırmacaya siyasal iletişim, halkla ilişkiler diyen mürekkep yalamışlar da çoktur), umudunu yitirmiş kitlelere kurtarıcı/kahraman gibi pompalanan İmamoğlu, elbette ‘esas oğlan’ sıfatıyla çekim merkezidir.

Özel’in kendine misyon biçen şu pek iddialı: “Tek hedefim CHP’yi iktidar yapmak, tarihe 25 yıllık AKP iktidarını bitiren genel başkan olarak geçmek, yapmazsan bir gün bile görevde durmam” sabun köpüğü sözlerinin siyasal iletişim açısından kuşkusuz mahsuru yok.

Ancak, tutarsız yanı hemen göze çarpıyor. Bir kere CHP’nin kurumsal kimliğini büyük bir rahatlıkla ayaklar altına almak, ya bir özgüven patlamasıdır, ya da kendini darı ambarında görmektir.

Eğer CHP iktidara gelecekse bunun konjonktüre bağlı, yükselen toplumsal muhalefet dinamikleriyle mümkün olacağını, kendisinin sadece taşıyıcı aktör konumunda bir görevli sıfatını bilince taşımalıdır Özgür Özel.

Mamafih, A’dan Z’ye İmamoğlu’na angaje bir CHP yönetiminden kendi bahsediyor hem de baş aktörlüğe soyunuyor. Ayrıca, kim cumhurbaşkanı adayı olur ve kazanırsa o kişi AKP iktidarına son verecektir. Yani, yüzde 51 meselesi varken sanki parlamenter sistem varmış gibi iddialı sözler sarf etmek, popülizm bir yana komik de kaçıyor.

İmam’ın CHP’sinin eskiyi aratmadığı, antidemokratik bir parti yönetiminin büyük laflara rağmen halen devam ettiği apaçıkken, Atatürk’ün koltuğunda oturmanın sorumluluğundan sürekli bahseden Özgür Bey’in önce şapkasını önüne koyup icraatlarındaki tutarsızlığı görmesini tavsiye ederiz.

Örneğin: Değişim Kurultayı lafta kalmış; CHP’ye demokrasi gelmemiştir. Mahalle delege seçimlerinden itibaren genel merkez kurgulu kongreler zaten CHP’deki sözde demokratik yönetim tarzını anlamak için yeter artar da kurultayda çarşaf liste esas deyip delegelere genel başkanın anahtar listesini dayatmak, CHP üye ve seçmenini aptal yerine koyan bir yönetim anlayışının yansıması değil de nedir, değerli okur?

Madem anahtar liste ile PM seçilecek yapın o zaman baştan bir blok liste hiç olmazsa âleme rezil olmayın. Üstelik mahalle delege seçimlerinden itibaren zaten imbikten süzülürcesine belirlenen kurultay delegelerini burunlarına bir de anahtar liste dayayıp küçük düşürmeyin. Onlara kukla muamelesi yapmayın; kendinizle de bu kadar çelişmeyin Özgür Bey “demokrasi de demokrasi” diye meydanlarda haykırırken.

AKP’yi iktidardan düşürüp ülkeye böyle mi demokrasi getirecek Özel’in mihmandarlığındaki İmam’ın CHP’si? Bu tutarsızlık, parti içi demokrasiden hepten yoksun AKP’nin eline koz vermiyor mu, seçmenini tahkim etmesine yardımcı değil mi?

CHP’de demokratik/saydam/dürüst bir parti yönetimi gereksinimini gözler önüne seren bu gerçekleri istediği kadar kulak arkası etsin Özel, iktidar yolunda bir CHP için ne denli ayak bağı teşkil ettiğini yaşayarak görecektir. Bu da bizim köşeli bir iddiamız olsun.

Kuşkusuz 17 yıl sonra yenilenen program içeriğine dair de söylenecekler var. Belki ilerde gireriz bu konuya. Ancak, usul hakkında söyleyecek olursak aynen göstermelik Değişim Kurultayı gibi Seçimli Program Kurultayı da şekilseldir. Genel merkez oligarklarının övündükleri 81 ilde gerçekleştirilen yeni program konulu danışma kurulu toplantıları laf olsun torba dolsun mahiyetindedir. Üyenin dolgu malzemesi, konu mankeni olduğu, oligarşik yapıda yönetilen CHP’de demokratik, dinamik işleyen bir örgütten de bahsedilemez. Örgütten anlaşılan ‘genel merkez hizmetlisi memurlardır’, il, ilçe yönetimleridir.

Hadi gelin 39’uncu Kurultay’ın Edirne’de yarattığı hezeyandan biraz bahsedelim…

Edirne’den neden PM üyesi yok diye hayıflananlar ve vaziyeti kurtarmak için çözüm geliştirenler sosyal medyada birbirleriyle yarışıyorlar.

Şu iki soruyu soranlar çok az:

PM’ye Edirne’den birinin gir(e)memesinin sebebi ne, yani çap/yeterlilik?

Edirne örgütünün PM’de temsil edilmesi ne ifade edecek koltuk doldurmaktan öte?

Gözü yükseklerde Taybıllı’nın YDK üyeliği bir nebze de olsa bu PM ihtirasını dindirmişti. Hatta yerini koruyacağına umutla bakanlar da vardı.                                                                                   

Mesela Gençlik Kolları Başkanı Özgür Hataa pek emindi ablasından.

Biraz kafa yorsaydı ablasının Edirne’de iki başlılığı önlemek için geçici bir görevle onurlandırıldığını, vitrine konulduğunu fark ederdi.

Özel, 2024’te aynısını Edirne mitinginde Recep Gürkan’a yapmıştı. Iskartaya çıkardığı Gürkan’ı öyle övmüştü ki neredeyse meydandakileri gözyaşlarına boğacaktı.

Eğer Taybıllı genel merkez oligarklarına sadakatte kusur etmez ve çok çalışırsa,  Aylin Nazlıaka gibi yine vitrine konulabilir, bir bakmışsınız milletvekili bile yapılmış. 

PM’de temsil edilmemekten dolayı mutsuz ve yine hüsrana uğrayan Cumhuriyet Halk Partililerin imdadına her daim görev adamı, sebatlı, dipçik gibi partili Erdal Akgün yetişti.   Ne yapıp ne edip birini buldu, Lüleburgazlı Bihlun Tamaylıgil yetmiyor mu, Faik abiden sonra bizi o temsil edecek artık Ankara’da saptamasıyla yüreklere su serpti.

Daha ne olsun, bu başa bu tıraş…   

    En az 10 karakter gerekli