YENİ YAŞ, ESKİ YAZI* (Hudut 54 yaşında)

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dile kolay tam 41 yıl…

Tabi, sadece dile kolay!” demişim…

Önümüzdeki Perşembe günü ise 53…

41’inci yaşına girerken 11 bin 9’uncu sayısı ile okurlarının karşısına çıkmış…

Bugün ise 14 bin 631.

Bu süreç içerisinde tam 3 bin 622 kez yenilenen yüzüyle okurlarıyla buluşmuş.

Tabi ki, sadece dile kolay!

Bir de bize sor…

İşte, 12 yıl öncesinden o yazı… 

**

Hudut’un 2 Şubat 1970 tarihli 1’inci sayısı ile her gün bakışıyoruz.

Çünkü, çerçeveli halde duvara asılı olarak gözümüzün önünde duruyor.

Bugün 2 Şubat 2011 tarihli nüshası ile okurlarımızın karşısına çıkıyoruz.

Hudut’un geçmişte 41 yıla dayalı sararan yaprakları bize çok şey hatırlatıyor.

Daktilo sesleri…

Kasalardan tek tek toplanan hurufatlar…

Klişeler…

Kalıplara dövercesine vurulan takozlar…

El yordamıyla baskı makinesine uzatılan kağıtlar…

Daha sonraları hurufatların yerini alan dizgi makinesi intertip.

Ya şimdi?

İnternet…

Ofset ya da dijital baskı sistemi…

Bilgi çağı..

Dilediğin kadar yazı ve fotoğraf…

Kopyala, yapıştır!

Nereden, nereye…

Şimdi, ne kadar da kolay!

**

Basın ve matbaacılık sektöründe o zorluklardan sonra bugün gelinen “kolay” noktanın ortaklaşa özeti belki de yukarıdaki üç-beş satırla dile getirilebilir.

Ama ne var ki, basın çalışanlarının elde ettiği haklar konusunda bugün gelinen nokta ve sektörün karşı karşıya bulunduğu ekonomik durum hiç de o kadar iç açıcı değil…

Çalışanlar açısından bakarsak, 10 Ocak 1961 başkaldırısıyla koşullarında, yaşam standartlarında yarım asırlık bir gelişmeden söz edilmesi gerekirken, o gün elde ettiği hakların bugün neredeyse tümü ellerinden alınmış durumda bulunuyor.

Peki, gazeteleri?

Resmi ilan gelirleri budanan gazetelerin ayakta kalabilmeleri için verdikleri yaşam mücadelesi giderek zorlaşıyor.

**

Basri Erdinçler, Hudut’un yukarıda sözünü ettiğim o ilk sayısında yer alan “Düşünceler” başlığı altındaki köşe yazısında şöyle diyor:

“Edirne’nin çeşitli sorunları meyanında en önemlileri sosyal ve iktisadi olanlarıdır. Edirne, iktisadi ve sosyal bakımdan arzu ettiğimiz seviyeye erişememiştir.”

Peki, 41 yıl sonra arzu ettiği o seviyeye ulaşabildi mi?

**

Bu sorunun yanıtı yine Hudut’un son sayısında saklı!

O da şöyle diyor:

“Milletvekili sayısı 4’ten 3’ü düştü.”

Bugün gelinen nokta maalesef böyle!

Bu yüzden Edirne’nin yerel gazeteleri kentinin ekonomik çıkmazından dolayı bu yükü diğer illerdeki gazetelerden daha da ağır biçimde hissediyor.

Yerel gazetenin ayakta durma mücadelesinde kent halkının verdiği desteğin önemi burada ön plana çıkıyor.

Bundan dolayı Hudut, tüm okurlarına teşekkür ediyor.

Bu zor koşullar altında onurla 41’inci yaşa ulaşmanın önemi de işte burada yatıyor.

Nice yıllara Hudut…

**

Ben, Hudut’taki yolculuğa 1 Ekim 2010 Cuma günkü 10 bin 910’uncu sayısında katıldım.

O gün yazdıklarımı bugün de yineliyorum:

“Bizim anlayışımız, bünyesinde çok sayıda ‘tarihi köprü’ barındıran bu hudut kentinde, herkesin bilgi edinme, haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkını kullanabilmesi için basın alanında sağlam bir “köprü” oluşturmaktır.

Basın ve yayın özgürlüğünün temel insan hakları olduğuna inanan Hudut, bunu gerçekleştirirken, ulusal önderimiz Atatürk’ün ilke ve devrimleri ile basın meslek ilkelerine sonuna kadar bağlı kalarak yoluna emin adımlarla devam edecektir.

Yolun hep açık olsun Hudut…

—

• Hudut Gazetesi: 02 Şubat 2011