DOLAR 35,6640 0.04%
EURO 37,1939 0.1%
ALTIN 3.145,13-0,44
BIST 10.115,000,10%
BITCOIN 3619878-3,58%
Edirne
11°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

37 okunma

VERMEYE DOYAMAMAK!

ABONE OL
22 Ocak 2025 13:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kredi kartlarının kullanımında patlama olduğu yazıyor ya nedenini düşündüm. Kredi kartı kullananlar iki türlü. Bizim tayfa yani yoksulluğa itilenler sınıfı maaşımızı kredi kartı alışverişleri ile peşin harcıyor ve bunun için eksi hesap kullandığımızdan bankaya faiz bile ödüyoruz. Bir kesim ise yanında nakit taşımayıp milyonlarca limiti olan kredi kartını keyiflerde kullanmak için kullanıyor. Bunu kendimizden çevremizden de görebiliriz.

Kısacası ekonomide de veren ve alan var. İktidar kul ettiği, kendine bağladığı yurttaşından almaya doyamazken bizler de vermeye doyamıyoruz! Doyamadığımız için de ver diyorlar veriyoruz. Verince yoksullaşıyor ve güçsüz kaldığımızdan olsa gerek; sus diyorlar susuyoruz.

Sermaye bulma sorumlusu(!) Bakan Şimşek’in şimşek talimatları muhalefet belediyelerinde, eğitim kurumlarında, kamusal hizmetlerde hemenuygulanıyor.Ulusal bayram ve anmalarda bile Şimşek’im talimatı geçerli olurken karşılama ve uğurlamalarda, şatafatlı gösterilerde talimatı takan yok.

Bizi her yerde koruyan, kollayan ve temsil eden iktidarımız kapitalizminen vahşisi olarakuyguladığı liberalizm içinde ulusal gelirimizi sermaye sınıfına aktarmak görevini iyi yapıyor. Eş-dost-akraba yanında iç ve dış sermaye memnun olmazsa iktidarlarınındevam etmeyeceğini de biliyor.

Demokrasinin iki zıttı olduğunu okumuşsunuzdur.Biri liberalizm, diğeri popülizm. Bizde her ikisi de uygulanır.Üretilen dini bütün ve liberal seçkinler sayesinde popülist vaatlerle uyutulan halk liberal ilkelere uygun olarak özgürce soyulur! Algıda liberal demokrasi, gerçekte sınırsız sömürü! Liberalizmin özgürlükçülüğü ekonomide sınırsızdır ama düşüncede baskıcıdır.

Ekonomide; “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”, düşüncede; yakalayıp tutuklasınlar, şafak baskınıyla içeri tıksınlar, kayyım atasınlar, suç dosyasını sonra yazsınlar…

Biz üretenler ve yoksullar olarak her dönemde vermeye doyamadık. Haraç istedi kral, verdik. Asker istedi sultan, verdik.Vergi istedi hakan, verdik. Verdik de verdik, yetmedi yine istediler yine verdik. Bazen yiyeceğimizi verdik ve aç yattık çoluk çocuk, hem de yiğidimiz kralın ordusunda ölüyorken.

Ne için? Daha iyi yaşam için. Olmadı. Krallar ile olmadı. Öncesinde çarlar, sultanlar, hanlar, peygamberler geldi geçti, olmadı. Bizler yaprak idik sarma olduk, üzüm idik şıra olduk. Yetmedi. Bittik, tükendik, olmadı. İnsanın önde olduğu bir düzene eriştiremedik. Hem de en ağır bedelleri ödememize rağmen…

İnsanlık deneyimlerimizden gördük ki daha iyi yaşamın adı demokrasi. Halkın yönetimde söz sahibi olduğu en iyi düzen. Bunu denedik topraklarımızda, 100 yıldan da fazla zamandır. Tam oldu, olacak derken yine biz ezildik, yine biz verdik.

Vaatler hep mazide kalırken yeni vaatlere dekandık. Son dönemde hiçbir şey üretmesek de yeni zenginler ürettik dünya sıralamasına girebilen. Biz vermesek o zenginler olur mu?

Bu gerçeği bile bile övünüyor, güveniyor ve çalışıyoruz. İşsiziz, iş aramaya çalışıyoruz. Emekliyiz, maaşımız yetmediğinden çalışıyoruz. Kazancımız gübreye, ilaca, tohuma, yakıta gitse de tarlada üretmeye çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını alamsak da sanayide yağ-pas içinde 10-15 saat çalışıyoruz.Mutsuz da olsak, maaşımız da yetmese, şükür ediyor ve çalışıyoruz.Çalışmaktan gocunmuyoruz da kazandığımızın bizden alınıp bir yerlerin kasasına gitmesi koyuyor be ya!

Sonuçta bir şekilde bizim vermeye doyamadıklarımız sayesinde,bizden artan ile değil bizden çalınan ile dünya listesine giren zenginlerimiz var. Yurttaş olarak bizim midemizin boş olması değil dünya zenginler listesinde ülkemizden zengin olmasıdır göğsümüzün kabartan!

“Sorun bizde mi?” diye sormalı ve yanıtını da bulmalıyız. Almak için örgütlenmiş olan; vananın başındakilere baskı yapıyor ve alıyor. Ben; seçtiğim iktidarın benden alıp ona verdiğini görmüyor ve vermeye doyamıyorsam pes.

Bu cehaletimiz bizi de geleceğimizi de karartmaktadır. Oysa biliyoruz ki bu kavga sınıf kavgasıdır, insan olma mücadelesidir. Yeter ki bizler hayata tutunmamıza göre saflara ayrılabilsek. Aksi durumdan dolayıdır bu vermeye doyamamak. Bu nedenle ülkemizde ve bölgemizde kaos üretilmektedir. Kaos ve olası sonuçlarını, bize ve kentimize yansımalarını da haftaya bırakalım…

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ