TÜRKİYENİN EN ÇOK DİNLENEN ŞARKISI

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ne diyeyim, dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur.
Bizden çaldıkları umut.
Bilgisayarın başındayken benimde kullandığım müzik sitesi SPOTİFY var. Bu sitede yayınlanan müzik parçaları içinde en çok dinlenen parça CISTAK isminde bir şarkıymış. Yazıyı okuyunca dinlemek istedim, benim tarzım olmayan usulde ama toplum tercih ediyorsa saygı duymalı mantığıyla bende dinledim. Ama bazen genelin tercihlerine dokunmak, müdahale etmek gerekiyor duygusuna kapıldım, irkildim, nereye koşuyoruz duygusunu yenemedim.
Parçanın içinde kadını aşağılamaktan, fütursuzluğa ne ararsan var. Özgürlük yanlısı geçinen bir insanı bile irkilecek hale getiriyorsa söyleyecek bir şey kalmıyor. Yorumlardan birini, yorumsuz aktarıyorum.
“Aydilgeden Türkiye’nin en çok dinlenen şarkısı cıstak’a tepki: Kadın bedeni aşağılanıyor.
Türkiye’nin bu yıl en çok dinlenen şarkısı olan CISTAK’ın şarkı sözlerine tepki gösteren şarkıcı Aydilge, ”Kadın bedeninin aşağılandığı, para, marka ve bir şeyler tüttürmenin en fiyakalı ve havalı şey olarak gösterildiği bu şarkılar çok dinleniyor” dedi. Dijital müzik platformu SPOTİFY, her yıl olduğu gibi bu sene de kullanıcıların yıllık dinleme özetlerini ve istatistiklerini paylaştı. SPOTİFY 2024 WRAPPED sonuçlarına göre Türkiye’de en çok dinlenen şarkı Batuflex, Narco ve Era7capone işbirliği ile çıkan CISTAK oldu.
Şarkıcı Aydilge de İnstagram hesabından paylaştığı videoda CISTAK’ın sözlerine şu sözlerle tepki gösterdi:
Türkiye’nin bu sene en çok dinlenen şarkısı CISTAK olmuş. “Aldım marka, bakmıyorum faturasına, adı Katarina, verdim tam arasına” gibi sözleriyle ve de ”tanıştım Bebek’te adı Nataşa, dedim uzatma bebek yat aşağı, gibi sözleriyle kalpleri fethetmiş bu şarkı.
Kadın bedeninin aşağılandığı, para, marka ve bir şeyler tüttürmenin en fiyakalı ve havalı şey olarak gösterildiği bu şarkılar çok dinleniyor. Evet nakaratında haydi cıstak, cıstak, manitalar ıslak, ıslak, ıslak diye eşlik ediyor herkes.
Kadına şiddetin, cinsiyet temelli ayrımcılığın, zorbalığın had safhada olduğu bir sene daha geçirdik. Kültürel olarak gitikçe materyalistleştiğimiz ve kadını içine girilip çıkılacak bir aparattan ibaret görmeye meyilli olduğumuz bir gerçek.
Bu şarkılar uzaydan gelmiyor yani içimizden çıkıyor. Ama şarkı sözü deyip geçmek yerine bu tarz sözlerin nasıl da bu kültürü pekiştirdiğini, normalleştirdiğini unutmayalım. Şiddetin dilde başladığını, dilin dünyayı nasıl algıladığımızı belirlediğini unutmayın. Peki çare yasaklamak mı, ben yasakların ve sansürün sadece cazibeyi arttırdığını ve yasaklanan şeylerin güçlendiğini düşünüyorum. Onun yerine kültürel bir farklılık yaratmak çok daha anlamlı. Bu şarkıların alıcısı ne kadar çok olsa da biz de bunu eleştirme hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz. Elbette ki dinleyiciler bir gün, “ben gerçekten ne dinliyorum ve bu şekilde neye alet oluyorum” diye düşünecekler, sorgulayacaklar. Cinsiyetçi, sadece mal mülkle övünen, araba ve manita sayısıyla, bir şeyleri tüttürmekle ve marka övücülüğüyle inşa edilen bu zihniyet karşısında birbirimize destek olmalıyız diye düşünüyorum.
Bir de diyorlar ki kadınlar da dinliyor bu şarkıları. Evet kadınlarda dinliyor. Çünkü pek çok kadın da doğduğundan beri eril tahakküm kodlarıyla yetişti ve bunu içselleştirdi. Yani kendini sadece erkek beğenirse değerli bulan, kendisini erkeğin gözüyle gören pek çok kadın mevcut. O yüzden kadın düşmanlığı bazı erkeklere özgü bir durum değil. Mücadele etmemiz gereken kadınlar ve erkekler değil, ‘azgınlaştırılmış o yapay erkeklik kültürü. İyi de gerçek erkekliğin ya da bırakın erkekliği insanlığın kadını mal gibi görmekle, manitalarla, arabalarla, tüttürmekle ne alakası var diyebilmek önemli.
Müzik ruhun gıdasıdır ama bazen gıda zehirlenmesi de oluyor.
Ve ister istemez Cem KARACA geliyor aklıma;
Boşa harcandı benim yıllarım
Boşa geçen yıllarıma yanarım
Affet beni ne olur yalvarırım
Yavrum, yavrum, yavrum, yavrum
Yarın senin ellerinde güzel kur.