TAHT OYUNU

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye genelinde 31 Mart Mahalli Seçimleri giderek yaklaşırken, parti adayları arasındaki polemikler ve restleşmeler de her geçen gün artıyor…
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi rantın yüksek olduğu illerde adeta taht savaşları verilirken, küçük illerde adaylık uğruna verilen mücadele bunların gölgesinde kalıyor…
Uzun süredir köşe yazısı yazmadığım Hudut Gazetesi’nde, bu satırları kaleme almamın nedeninin en başındaysa; Edirne’de son dönemde kişisel çıkarlar uğruna yaşanan, kimilerinin görmezden gelmeye çalıştığı yerel çaplı ‘taht kavgası’ geliyor…

Kentin 2 dönemdir yöneticiliğini sürdüren Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın, adaylığının mümkün olmadığını öğrenmesi üzerine çekildiği herkesçe malum…
Edirne’yi ‘kale’ gibi gören CHP’de bu gelişme, ‘ne de olsa garanti’ düşüncesiyle kimi kesimleri pek rahatsız etmese de, yaşanan son olaylar durumun adeta beklenenin tersine döndüğünü gösterdi…
CHP’de adayın anketler aracılığıyla belirleneceğinin açıklanmasının ardından, genel merkezce açıklanacak potansiyel aday örgütün bir kısmını rahatsız edince, alelacele üye bazlı ön seçim kararı alındı…
Ön seçimde, Edirne’de tartışmasız herkesin sevgisini kazanan, naif kişiliğiyle bilinen Eczacı Şükrü Ciravoğlu açık ara kazandı ve bu sonuç kent genelinde heyecan yarattı…
Hali hazırda AK Parti’nin adayı Belgin İba adeta tur bindirmişken, halkta karşılığı olan, partide oy potansiyelini yükseltecek Ciravoğlu’nun sahneye çıkması, bu sefer parti içindeki ‘demokrasi aşığı'(!) bazı kesimleri rahatsız etti…
Ciravoğlu tam sahaya çıkacakken yaşadığı kalp sorunuyla sendelese de, doktorların da yardımıyla süreci sorunsuz atlattı…
Her şeye rağmen, kendinden ödün verip ‘partim ve şehrimin geleceği’ diyerek Ankara’ya giden ve aday toplantısına katılan Ciravoğlu, ardından kente dönerek, yarım kalan tedavisini tamamlamak için hastaneye yattı…

İşte ne olduysa bu noktada oldu ve taht kavgasında son perde sahnelendi…
Ciravoğlu’nun adaylığından rahatsızlık yaşayanlar, geçmişte ‘adayın etrafında kenetlenme’ nidaları atan demokrasi aşıkları, genel merkeze o kadar ısrarda bulunmuş olacak ki, Genel Başkan Özgür Özel’i devreye sokmayı başardılar…
Özel’le Ciravoğlu arasında yaşanan telefon konuşması malum, kamuoyunda sıkça anlatılıp, üzerine konuşuldu…
Özel’in Ciravoğlu’nu arayıp ‘çekilmeni istiyorum’ dediği, bunun üzerine Ciravoğlu’nun çekildiği yazıldı ve çizildi…

Hemen bir parantez açıp şu noktaya değinmeliyim;
Malumunuz son yaşanan gelişmeyle, ‘sağlık sorunları’ bahane gösterilip adeta genel başkan tarafından el çektirilen Ciravoğlu, bu süreçte direnebileceği, istifasını imzalamayabileceği, dolayısıyla yeterli iradeyi ortaya koymadığına yönelik eleştiriler aldı…

Bu noktada sorunu kendilerinde aramak yerine, algı yaratıp Ciravoğlu’nu topa koyanlara sadece şunu sormak istiyorum;
Adayınız rahatsızlık yaşayabilir, sendeleyebilir, düşebilir…
Yapılması gereken, her ne olursa olsun, örgütün ve üyelerin iradesiyle seçilmiş adayın arkasında durmak değil midir?
Bunun yerine, aday gösterildikten sonra her türlü yolu deneyip, deyim yerindeyse ‘kuyusunu kazmak’ hangi demokratik mücadeleye sığar?
Süreci, son dakikada aday değiştirmeye kadar getirip, sonra da ‘imzalamayabilirdi, direnebilirdi’ demek, ancak ve ancak işin kurnazlığına kaçmaktan öte bir şey değildir…

Kişisel düşüncem, yaşanan bu gelişmenin yerel seçimde CHP’ye büyük zarar vereceği yönünde…
Geçmişte yaşananlardan ders çıkarmayıp, aynı senaryoları farklı şekillerde sahnelemek ne Edirne’ye ne de Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandırmayıp, aksine kaybettirecektir…
Hali hazırda yaşanan son olay ise halkın hafızalarında sadece bir ‘taht oyunu’ olarak hatırlanmaktan öteye geçmeyecektir…