DOLAR 36,6041 0.03%
EURO 39,9171 -0.17%
ALTIN 3.431,730,03
BIST 10.438,330,15%
BITCOIN 30041492,90%
Edirne
16°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

193 okunma

ŞEHİRLER

ABONE OL
6 Şubat 2025 11:33
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şehir veya kent hakkında yazı yazmak uzmanlık ister. Ama bir kentli olarak yaşadıklarımız hakkında fikrimiz ve taleplerimiz olmalıdır. İşte bu yazı da öyle bir şey. Şehir daha eski yerleşimleri anlatmakta kullanılırken kent daha modern yapılaşmaları anlatmak için kullanılır.

Şehirlerin ruhu vardır denir ya evet vardır. Önemli olan; her şeyin para olarak değer gördüğü günümüzde şehrimizin ruhuna piyasa değeri olarak bakmamak. Kişilerin ömründen kat be kat uzun olan şehirler aşırı kazanç amacıyla değişiyor ise sakıncalıdır.

Şehirler ağaca benzer.Nasıl ki ağacın dalları, yaprakları, çiçekleri, tohumları, meyveleri ve kökleri varsa kentlerin de sokakları, meydanları, caddeleri, binaları, çevresi, geçmişi vardır. Bizler bu alanlarda kısa bir dönem yaşayan canlılarız. Kalıcı olan şehirdir, şehrin ruhudur, şehrin yapıları ve doğasıdır. O nedenle kent içi yapılar hele tarihi olan mekanlarda çok önemlidir. Kentin ruhunu anlatan semtlerde dikkatli olurken yerleşmeye açılan alanlarda ise geleceğin doğaya uygun kurgusu yapılmalıdır.

Kent düzenlemelerinde doğallığın olabildiğince fazla olması canlıların sağlığı açısından olumlu olur. Günümüzde yoğun iş hayatının insanlar üzerindeki olumsuz etkileri giderek artmaktadır. Bireyler olumsuz koşullardan hem daha az etkilenmek hem de kendilerini daha hızlı yenileyebilmek için doğa ile iç içe olabilecekleri açık yeşil alanları tercih ederler.Kentlerde doğa ile ilgili sivil örgütlerin fazlalaşmasından da bunu anlayabiliyoruz.

İnsanlar ve diğer canlılar doğal ortamlara uygun alanları daha çok tercih etmektedirler. Kent parklarının kentlilere sunduğu en önemli olanak kullanılabilirliğidir. Park ne kadar kullanılabilir olursa kullanıcı sayısı ve sıklığı da o kadar fazla olmaktadır. Park alanı içerisinde kentlilere sunulan konfor durumuna göre kentlinin parklarda zaman geçirme süresi de artmaktadır. Bu da sağlıklı kent ve kentliler demektir.

Edirne’de yeşil alan veya park tanımına uygun 40 civarında alan olduğunu sanıyorum. Ama özgürce oturup serinlediğimiz kaç tane var denirse çok azdır.Son 20-25 yılın kentleşmesine bakıldığında yeşil alanlar ve parklar kişilere verilerek ticarethane oldu. Meriç, Tunca kıyıları iktidarın birilerine para devretme alanı gibi. Bugün bazı yeşil alanlara rahatça ve ücret ödemeden girilebiliyor ise kentlilik bilinci olan çevreci kentliler sayesindedir. Bu mücadelede en büyük pay elbette Edirne Kent Konseyi ve Çevre Gönüllüleri Derneği’ndedir.

Yerel yönetimin bu alanları bir plan kapsamında kentlilerin hizmetine sunma hedefi bugün alkışlanacağı gibi gelecekte de saygıyla anılacaktır. Umarız bu başarı ile sonlanır. Öte yandan Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı da bu amaca uygun açılır ve kentlinin hizmetine sunulur ise elbet sevinebiliriz.

Geçmişte kentimizde çok hatalar yapıldı. Bugünden sonra olmaması dileğimiz. Geçmişin hatalarından dersler almak önemli. Yerel yönetimin olumlu işlerine destek vermek ve yanlışlarını da sorgulamak kentli olarak hepimizin görevidir.

Bizler kentli yurttaşlar olarak evimizi ve odalarımızı nasıl ki özenle donatıp koruyor isek sokakların da bizim olduğunu bilerek özenle korumalı, sahiplenmeliyiz. Kenti kent yapan, şehre ruh veren yaşayanlardır. O halde şehri/kenti korumak ve sahiplenmek hepimizin görevi.

Kentte yaşamak böyle bir şey ki bu şehirlerin ruhudur aslında.Yerel basın şehrin ruhunu besler ve geleceğe devreder. Hudut Gazetesi 55 yıldır bu işi yapıyor. Kutluyor ve nice yıllar diliyorum. Bu günler aynı zamanda benim de 20 yılı “Solduyu” olarak bitirdiğim günler. HUDUT Gazetesi’nde 2005 yılı 5 Şubat günü ilk yazım yayınlandı ve “Neden Solduyu?” sorusunu açıklamıştım. Bu süre içinde kentlinin ve şehrin solduyusunun güçlenmesine katkım olduysa ne mutlu bana.

Birlikte nice yıllara hudutsuz HUDUT…

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ