SEÇİMDE KİMLERE NE MESAJLAR GÖNDERİLDİ?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz,
Biz ise, ortadan kaldırılmış yoksulluk,
O yüzden anlaşamıyoruz.
VİKTOR HUGO

Mahalli seçimler bitti. Avrupa’nın en büyük nüfusuna, en büyük topraklarına, en verimli topraklarına sahip ülkesiyiz. Yıllar önce ekonomimiz kötü yönetildiği, bankaların batırıldığı soyulduğu için iktidarın değiştiğini, yerine kurulduktan altı ay sonra iktidar olan AKP’nin gelişini yaşadık. Cumhuriyet kurulduktan sonra yaşadığımız en uzun ve istikrarlı dönem yaşandı ama her şeyin bir sonu var ve bu seçim bir daha gösterdi ki her şeyin başı ekonomi. Ekonomi kötüyse, halkımız patatese bakmıyor, makarnaya bakmıyor ve gereğini yapıyor. Halkımıza bir kilo patatese oyunu satıyor, bir kilo makarnaya oyunu veriyor, cahil sürüleri diyenler utanır mı bilmem ama halkımız neylerse güzel eyler lafı gayet yerinde.
Dünyada örnekleri çok ve bizler de yaşadık gördük. Bu ülkeyi kendi çiftliği gibi yöneten, istediği kanunları çıkartan, IMF borçları ödendi, onların baskılarından kurtulduk, ağır vergilere ses çıkarmadık, örnek mi 50 liralık pasaport defterleri 5000 liraya satıldı aldırmadık, seyahat özgürlüğümüzü kısıtlayan yurt dışına çıkış harcı ödedik aldırmadık, gün geldi araba vergilerini iki defa ödedik gıkımız çıkmadı ama ne zaman halkın paraları üretim dışı boş işlere harcanmaya başlandı, ekonomi bozuldu. Örnek mi, halkımızı en çok rahatsız eden Arşimet burgusu içimizi burdu, milyarlarca para harcandı, netice şimdilik sıfır. En kötüsü de hata yaptık deyip durmak yerine geleceği karanlık dipsiz kuyuya hala taş atılması. Meriç kenarlarına yüz milyonlar harcanıp dökülen betonların yeniden para ödenip tekrar söktürülmesi, halkın zekasıyla alay eder gibi. Cevap olarak daha iyisini yapacağız denmesi. Musabeyli köyüne milyonlarca lira para harcanıp uluslararası motokros pisti yapıyoruz, Edirne’yi tanıtacağız denip, sonra da vazgeçilmesi, hesapsız kitapsız davranılması. Şimdide başka bir hayale dalıp film stüdyosu yapılacak duyumları alıyoruz. Bunların neresinde ekonomiye katkı var? Bu ilin sorumluları belli, yönetenler belli, seçilmiş iktidar milletvekiline halkımız hey vekilim biz sana güveniyoruz ve en iyi sizler yönetirsiniz diye anahtarları size veriyoruz diye oyunu veriyor.
Lalapaşa ilçesi en Trakya’nın en yoksulu olarak dururken, kalkınmada öncelikli yer olarak destek beklerken, yoksul kadınlarımız ürünlerini satacak yer beklerken, dört yıldır valinin verdiği yerde satış yerinin oluşturulamaması, yüzlerce TIR kuyrukları olurken ilçemizin bundan yararlanamaması kimin ayıbı?
Trakya Kalkınma Ajansı Osmanlı köyüne milyonlarca para harcayıp çadır kuruyor ama kullanan yok, çadır çürümeye terk ediliyor. Kimin umurunda ve sonunda deniz bitiyor.
Cumhurbaşkanımız genel seçimden sonra verdiği ilk demeçte kibiri bırakın diyor ama çevremizdeki iktidar mensuplarına bir bakın, kibrini yenebilmiş kaç kişi göreceksiniz? Türkiye’nin en başarısız yönetimi ne yazık ki Edirne’de. Başarının kıstası seçim kazanmak. Edirne teşkilatı hiç seçim kazanamamış, sadece kazananlardan geçinmiş ama çalımlarından yanlarına varılamıyor, randevu alamıyoruz. Bu sonuçlar genel başkanın elini güçlendirir. Ya hepsini tasviye edecek ya da Anavatan Partisi gibi tarihe gömülecek. Seçimin mesajı yoksulluğu yenin diyor, halkımız ekonomiyi düzeltin, faizleri indirin diyor.
Yoksulluk daha çok üreterek, üretimin önü açılarak yenilebilir. Biz daha çok var olanı harcayarak aşmaya çalışıyoruz.
Bir örnek vereyim; ilçemizde aromatik bitkileri geliştirelim, arıcılığı geliştirelim, bu konuda en iyi olmaya çalışalım mücadelesi veriyoruz. Kendi imkanlarımızla, kendi cebimizden masraflarını karşılayıp konusunda en uzman profesörlerle temas edip kurs ve seminer düzenleyeceğiz. Lalapaşa’da şimdiye kadar hiçbir profesör gelip kurs vermemiş, bu ilk olacak. Kaymakamın izni gerekli ama kapısında iki gün bekliyoruz görüşemiyoruz, kaymakam nerede valiye vekalet ediyor, vali bey Bulgaristan’da iftarlar düzenliyor. Kaymakamlık yaptığı Lalapaşa’nın yoksulluğu yenme gayreti sonuçsuz kalıyor. Okuma imkanı bulamamış ilçe halkı sertifika alıp meslek sahibi olacak ama konuyu iletmek istediğimiz vekilimizden hala randevu bekliyoruz. Vekilimiz teşkilatı toplayıp ben şimdi Tayyip beye ne cevap vereceğim diye soruyor. Biz vereceğimiz kurs için 30 bin lirayı nasıl denkleriz diye çırpınırken büyüklerimiz en lüks hotelde tanıtım toplantıları düzenleyip, yüzbinlerce lira harcıyor ve netice üretim yok tüketime son hızla devam.
Kalkınma Ajansı kalkınmada öncelikli ilçelere yoksul ilçelere uğramıyor, desteklediği projelere bakarsanız bunu çok net anlarsınız, yönetim kuruluna bakarsanız kimlerin neyle meşgul olup, ne iş yaptığı da çıkıyor zaten.
Bu şehre yön vermesi gereken, öncülük etmesi gereken en önemli sivil toplum kuruluşların başında ki Ticaret ve Sanayi Odası’nda vize bölümü var, iş insanlarının vize sorunlarını çözmek için. Gel gör ki kodamanların vize işlerinden, tatilcilerin kumar oynamaya yurt dışına gideceklerden sıra bulmak mümkün değil. Üretici malını satmak için gıda fuarına gidecek sıra bulamıyor. Aldığımız cevap konsolosluk sırası dolu oluyor ve Atina gıda fuarına gidemiyoruz.
Üretim yoksa satış yok, satış yoksa ihracat yok, ihracat yoksa döviz yok, döviz yoksa bütçede açık çok, açık çoksa yoksulluk var ve biz yoksulluğu yenmede çabamız yok. O yüzden 1945 te yerle bir olan Almanya 15 yıl sonra 1960 ta bizleri işçi olarak alıyor ve bizlere en kötü muameleyi layık görüp aşağılıyor. Mesaj gayet açık üretimin önünü tıkayan gider.
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim.
diyoruz ama yüreklerin kulakları sağır duymuyor.