RİVAYET

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Rivayete göre ikinci Mahmut döneminde Münasebetsiz Mehmet Eefendi lakabıyla ünlü biri varmış.
Padişah da merak etmiş ona neden Münasebetsiz Mehmet Efendi dendiğini ve saraya davet etmiş, karşısına almış. Mehmet Efendi’de el etek öptükten sonra padişahın önünde öylece durmaya başlamış.
Padişah da sormuş kendisine;
_Sana neden münasebetsiz diyorlar, diye
_Bilmiyorum sultanım
Kısa bir sessizlik olmuş İkinci Mahmut’la Mehmet Efendi arasında.
Derken, Mehmet Efendi başını hafif doğrultarak padişaha
-Babanız diye sormuş? Zurna çalar mıydı?
İkinci Mahmut anladım anladım gibilerden başını sallamış ve çıkarmış saraydan münasebetsiz Mehmet Efendiyi.

100’ncü yılını kutladığımız Cumhuriyette ilk onuncu yıldan sonra ilkokul öğrencilerine ezberletilen manzumelerden biride şuydu:
Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek te tozmasakta
O köy bizim köyümüzdür.
Biz kimdik, o köyde kimler yaşıyordu, kimlerdi? Böyle bir soruyu kurcalamak yasaklıydı. 1943 yılında Org. Mustafa Muğlalı Van ilimizde 33 köylüyü kurşuna dizdirmesi üstüne Ahmet Arif 33 kurşun destansal şiirini yazmıştı. Ahmet Arif’in neredeyse en güzel yılları ceza evlerinde geçtiği gibi, o devrin bütün aydınları da hapislerde yattılar. Orhan Kemal’den Kemal Tahir’e, Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Rıfat Ilgaz’dan Nazım Hikmet’e, Fakir Baykurt’tan Necip Fazıl’a, ceza almayan aydın yok. Ya Zekeriya Sertel gibi, Ahmet Kaya gibi, Yılmaz Ggibi yurt dışına kaçacaktın ya da Sebahattin Ali gibi meşe odunuyla beynin parçalanacaktı.
Başbaşa sarmaş dolaş öpüşmekte olan iki sevgiliye
_bir hafta içinde pirzola fiyatı 300 liradan 600 liraya çıktı kimler farkında kimler değil diye soru sorsak babanız zurna çalar mıydı sorusuna benzer miydi benzemez miydi .
Türkiye Cumhuriyeti şöyle veya böyle 100. yılını tamamladı ama Lalapaşa’da devletin parasını hiç edenlerle CİMER bile baş edemiyor. Vatandaşın parası Arıcılar Birliğinde çürümeye terk edildi. CİMER’e verdiği ifadede yeni gelen üyeleri kaydediyorum diyen başkan yeni üye almıyor. Üye alsa seçimi kaydedecek o yüzden kongrede yapmaktan kaçıyor, devamlı erteliyor. Yönetim değişse birlik çalışır hale gelecek, ballarımız otomatik dolacak, el değmeden dolacak. Mevcut makinelerimizi koyacak yerimiz olacak. Yeni makineler alınacak, koyacak yerimiz olamadığı için geri verdiğimiz makineleri çalıştıracak alanımız olacak.
200’ü aşkın devletten birçoğunun politikacısı farkında olmasa da dünya bir değişim arifesinde. Bununda en sevimli örneği Himalayaların küçük bir ülkesi olan Butan’da gerçekleşmişti.
Dünyada Butan diye bir ülkenin var olduğunu acaba kaç kişi biliyordu.
Acaba Butan’da kaç ülkenin elçisi vardı ya da Butan’ın kaç ülkede elçisi vardı.
Butan’da kadınla erkeğin gözler önünde öpüşmesi çok ayıptı. El ele tutuşması da ayıptı.
Butan’ın 31 yaşındaki yeni kralı Jigme Khesar Namgyel Wangchuk yeni evlendiği eşini halkın huzurunda önce dudaklarından sonra da yanaklarından öperek ülkedeki çok önemli bir tabuyu yıkmış oldu. Butan’daki krallar daha önceleri bir kadınla evlendiler mi karılarının kız kardeşleriyle de yani baldızlarıyla da evlenmiş sayılıyorlardı. Butan’ın 31 yaşındaki genç kralı bu geleneği bozmuş ve sadece eşiyle evlenmişti. Evrensel değişimin Butan devletindeki etkisi yeni kral sayesinde çok sevimli olmuştu.
Sabahları işe gitmek için erkenden kalkanların ne Çin’de açılan Pablo Picasso sergisiyle ilgisi var ne de Edirne’de itfaiyenin giremediği 120 çıkmaz sokaktan ya da yönetiminin Lalapaşa Büyünlü köyündeki orman yangınında 330 kovanı yanmış, zarar görmüş, sigortadan parasını alamayan vatandaştan. Hepimiz kendi hayatımızın çöplüğünde eşeleniyoruz.