DOLAR 32,2588 0%
EURO 34,7048 -0.08%
ALTIN 2.393,29-0,28
BIST 10.247,75-0,86%
BITCOIN 1997596-1,96%
Edirne
19°

KAPALI

04:09

İMSAK'A KALAN SÜRE

600 okunma

ÖMRÜMÜ YEDİN ÖMRÜMÜ

ABONE OL
11 Aralık 2023 11:28
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Kaç yıl olduğunu çoktan unutmuştu karısı öleli. Ama o son hüzünlü bakışını bir türlü unutamıyordu.

50 yıllık evliliklerinde bir türlü huzuru yakalayamamışlardı. Üstü üste doğan iki erkek evladı yetiştirme dertleri bitmemişti hiç. Kızanların bakımı nedeniyle karısının da çalışamaması yüzünden geceli gündüzlü çalışmasına karşın bir türlü iki yakaları bir araya gelmemişti. Babadan kalan arsaya yapsatçının verdiği küçük bir daire olmasaydı daha da zor olurdu geçimleri.

EDİRNE HUZUREVİ

Kazandığını karısı ve kızanlarından çok meyhanede harcamayı severdi. O meyhanede rakısının yanında köfte yerken evde kızanlar kuru fasileye talim. Evdekiler ne yerse yesin düşünmezdi pek. Karısı allah ne verdiyse bulur buluşturur doyurur, temiz pak giydirirdi kızancıklarını. Çocukları daha çocukluklarını yaşayamadan ekmeklerinin peşine düşmek zorunda kaldılar. Askerden geldiği gibi kendi imkanlarıyla evlenip birisi İstanbul’a, diğeri kaçak olarak yurt dışına çalışmaya gittiler.

Aynı yıllarda emekliliği geldiği gibi ayrıldı işinden. Emekli ikramiyesini aylar  içinde önüne gelene rakı ısmarlayarak meyhanede arkadaşlarıyla tükettikten sonra yine zorlu yıllar başladı kendisi ve karısı için. Artık daha fazla içiyordu. Emekli maaşını aldığı gibi meyhaneye içki, büfeye sigara borcunu kapattıktan sonra kalan üç kuruşla evi idare etmek, çekip çevirmek yine genç yaşta ihtiyarlayan, beli bükülen karısına kalıyordu.

Anne ve babalarının durumuna üzülen büyük oğlu gizlice annesine üç beş gönderiyor, oda ancak ilaç parasına yetiyordu. Yurt dışında çalışan küçük oğullarının pek aradığı sorduğu da yoktu son aylarda. “Amaaannn sağlığı yerinde olsunda aramasın sormasın” diye teselli ediyordu anacığı kendisini. O ise her gün soruyordu küçük oğlunu karısına; “Hayırsız evlat işte noolcak, Avrupa’larda çalışıyor da bak hiç soruyor mu babasının durumunu” diye.

Sarhoştu eve geldiğinde her zamanki gibi. “Yine mi içtin be adam?” diye sorması yok mu deli ediyordu onu. “Yeter be kadın, ömrümü yedin ömrümü” sözleri dökülünce ağzından karısı hiçbir şey dememiş, mutfağa dönen karısının gözünden dökülen yaşları görmemişti bile.

Sabah kalktığında mutfaktan ses gelmediğini ve her sabah karısının hazırladığı tarhana çorbasının kokusunun gelmediğini hissedince telaşla kalktı salonda yattığı çekyattan. Yatak odasına gittiğinde karısının kalın battaniye altında dertop olmuş bir şekilde uyuduğunu görünce sinirlenerek çekiverdi battaniyeyi üzerinden; “Kalk be kadın hala mı uyuyorm……..”

Kalkmadı bir daha karısı. Yüreği daha fazlasını kaldıramamış duruvermişti kalbi sessiz sedasız gece ortalarında.

Huzur evine giden yolda yokuşu çıkarken bunları düşünüyordu her gün olduğu gibi. “Keşke hayatta olsa da her gün ömrümü yese” diye söylenerek.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ