“Enez tüm zenginliklerine rağmen gelişmiyor ve yerinde sayıyorsa, sık sık tekrarladığım gibi hiçbir Edirne Valisi “Ben Edirne’de görev yaptım” diye övünmemelidir.
**
Edirne’de her vali değişiminde bu cümle ile başlayan bir yazı yazmaktan ben usanmadım.. Aslında Enez’in coğrafi olarak Edirne’nin bir ilçesi olması yanlıştır. Vilayet merkezine 190 km. uzakta olmak hem Enezliler hem de valiler ve vilayet bürokrasisi için zorlukları olan bir durumdur.
Değiştirilemez mi? Ya da bazı önlemlerle Enez vilayete, vilayet de Enez’e yaklaştırılamaz mı? Bu elbette kısmen de olsa sağlanabilir. Ama bunun yapılabilmesi için öncelikle Edirne Milletvekillerinin, yeni gelen valilerin Enez’in, Edirne ve hatta Trakya için önemini anlaması ve Vilayet bürokrasisinin Enez’e özel bir ilgi ile yaklaşması gerekir. Örneğin İl Kültür Müdürlüğü 50 yıldır Enez’e tek bir çivi çakmamıştır.
**
Enez’in önemini kavrayan ve Enezlilerin kaderini değiştiren atılımlarda bulunan bazı valilerimizi her zaman saygı ile hatırlıyoruz.. Örneğin 1980’li yılların başında Enez Balıkçılık Kooperatifi’ne güvence veren ve ayrıntıları aşmamızı sağlayan Sn. Enver Hızlan sayesinde Enez’den tonlarca balık ihraç ettik. Enez balıkçısı yoksulluğu o yıllarda yendi. Enez kaymakamı iken Kooperatifin kuruluşunda büyük katkıları olan ve sonrasında Edirne Valisi Koru Engin, Enezliler için unutulmazlar arasındadır.
Bir kaç yıl önce BATMAN Valisi olarak Edirne’den ayrılan Sn. Ekrem Canalp da Enez için çok önemli projeler üreterek iz bırakmıştır. Umut vermiştir. Örneğin Enez’de yeniden gümrük İdaresi kurup limanı uluslararası boyutta işlevselliğe taşımaya gayret ederek Enez’de yılların hayalini gerçekleştirme yolunda çok ciddi adımlar atmıştır. Ne yazık ki tayin olup gitmiş ve gelen valilerimizin bu liman meselesi çok da umurlarında olmamıştır.
**
Acaba Limanı işlevsel hale getirmeye çalışan Valimiz mi olmayacak işe “Amin” demişti; yoksa arkasını takip etmeyerek liman işini Enezlilere unutturan, daha sonra gelen valiler mi yanlıştı? Bunu öğrenmek hakkımızdır.
Ayrıca yine Sn. CANALP’ın “Enez A tipi Mesire Alanı” diye isimlendirilen alanın Edirne Özel İdaresi tarafından kiralanıp işletilmesi ile ilgili projesinin niçin artık gündemde olmadığını, bu alanın bir mezbelelik halinde niçin sahipsiz bırakıldığını, ödeneği çıktı denilen Enez Kalesi’nin restorasyonunun niçin başlatılmadığını, yine Sn. Canalp döneminde projesi hazırlanıp yerleri belirlenen MÜZE ve Kütüphane projelerinin hala gündemde olup olmadığını öğrenmek de hakkımızdır diyerek bekliyoruz.
**
Edirne’de sayısını unuttuğumuz festivallere bir yenisi daha eklendi. Edirne Gastronomi Festivali… Edirne’de sabah erken kalkan yeni bir festival icat ediyor. Kaç festival oldu? Bilen varsa saysın. Festivallerin sayısını artırmak marifet değil. Diyelim ki Edirne’ye bu festival nedeniyle Tarhana çorbası içmek için 10 bin araç ve 50 bin kişi geldi. Edirne alt yapısı bunu kaldırır mı? Değer mi? Gelip ciğer yemeyip de tarhana içse ne olacak?
Edirne’nin dünya çapında Kırkpınar Organizasyonu var. Edirne çarşısı zaten Bulgaristan vatandaşları ile dolmuş, taşmış.. Kaldı ki Edirne’nin artık orta halli turiste de ihtiyacı yok.. Edirne’nin gerçek tarihi değerlerini, yani Selimiye’yi, 2.Bayezıd Külliyesi’nin kıymetini, önemini bilen, merak eden az ama varlıklı yabancı turistlere ihtiyacı var. Onlar için düzenlenecek turlara ve konaklama yerlerine ihtiyacı var. Edirne bir dünya markası.. Yurtiçinde festivallere değil, yurt dışında ciddi tanıtıma ihtiyacı var. Turizmde hedef kitlenin öncelikle belirlenmesine ihtiyaç var. Kongre merkezlerine ihtiyaç var..
Hala bir gurme festivali yapılacaksa gelin bunu Enez’de yapın.. Yılan balığı ile Mavi yengeçleri ile, deniz ve tatlı su ortamının türlü türlü ürünleri ile hatta, balık çorbası, tarhanası, akıtması, ciğer sarması ile bir yerel kültürü ortaya çıkarıp yaşatmaya bakın..
Edirne’yi gereksiz yere şişirmek yerine Enez’i keşfedin, layık olduğu yere taşıyın…