Öyle binlerce yıl ötesine değil, hemen şimdi, zaman tünelinden geçip, iki- üç asır öncesine gidip, halkın arasına katılsak!..
Ve de oradaki insanlara bu günleri anlatmaya çalışsak…
Onlara, elektrik, ampul, telefon, bilgisayar, sinema, içinde 600 kişiyi, yiye içe taşıyan uçakları anlatsak halimiz nice olurdu?..
“Bu zavallı bir deli, saçmalıyor, işte!..” demekle kalsalar ne âlâ. “İçine şeytan girmiş!” diye ya kelle giyotinde giderdi ya da, bol odunlu bir ateşte yakarlardı, hiç acımadan!..
Günümüzde ki çoğunluk, keşke o eskilerden farklı olsalardı!..
Gelecekten gelip, bu günün insanlarının çoğuna, “Bilin ki yaptığınız her iyilik ve kötülük, görülüp kayda alınıyor. Güya gizli veya açıkça yaptığınız kötülükleriniz, bir bir biliniyor ve de yaptıklarınızın karşılığını alacaksınız; kötülükse, ceza, iyilikse mükâfat! Artık huzura neyle gittiyseniz onu alacaksınız!..” dense, “Hadi oradan, yobaz şaşkın, saçmalama” der çoğunluk!..
Bunları tabi ki ben de Kuran’ı Kerim’ den öğrendiğim için yazabiliyorum, KENDİMDEN YAZAMAM Kİ!..
Kuran’ı Kerim deki bildirilenler, açık olarak gösteriyor ki:
Her devre ait “HAK YOLU HARİTASIDIR!..”
Faydada olmak veya zalimlikte olmak herkesin tercih hakkı, ama…
Kuran’ı Kerim. Sure 11/Ayet 19:
Onlar ki, insanları Allah yolundan alıkoyarlar, o yol hakkında eğrilik araştırırlar. Onlar ahreti tanımayanlardır.