Memurlardan ‘oturma’ eylemi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Olgay GÜLER

Sağlık-Sen Edirne Şubesi tarafından, hükümet kanadının 8’inci dönem toplu sözleşme sürecinde sunduğu teklife tepki amaçlı, Sultan 1’nci Murat Devlet Hastanesi önünde oturma eylemi gerçekleştirildi.

Ülke genelinde yaklaşık 6 buçuk milyon memur ve memur emeklisini ilgilendiren 2026 ve 2027 yılı zamlarının belirleneceği 8’nci dönem toplu sözleşmelerinde, hükümet geçtiğimiz günlerde son teklifini yaptı. İlk teklifte 2026 yılı için yüzde 10 + yüzde 6, 2027 yılı için ise yüzde 4 + yüzde 4’lük zam teklifi verilirken, ikinci teklifte taban aylıklara da bin lira artış ön görüldü. Memur sendikaları, verilen tekliflere tepki amaçlı ülke genelinde eylemlilik süreci başlatırken, Sağlık-Sen Edirne Şubesi de Edirne Sultan 1’inci Murat Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde oturma eylemi düzenledi. Eylemde gece vardiyasında görev yapan sağlık çalışanlarının yaşadığı zorluklara da dikkat çekildi.

‘RAKAMLAR BİR ANLAM İFADE ETMİYOR’

Eylemde konuşan Sağlık-Sen Edirne Şube Başkanı Erhan Turhan, hükümetin tekliflerini sert bir dille eleştirdi. Görüşmelerin daha ilk gününden itibaren ciddiyetten uzak bir yaklaşımla yürütüldüğünü belirten Turhan, açıklanan zam oranlarının ekonomik gerçeklikten uzak ve kamu çalışanlarının geçim mücadelesine karşılık vermekten çok uzak olduğunu vurguladı. Turhan; “Hepinizin bildiği üzere 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri başlamış bulunuyor. Ancak daha ilk günden itibaren hükümetin yaklaşımı, en kibar ifadeyle söylemek gerekirse, son derece gayri ciddi bir tutumla karşımıza çıktı. 2025 yılı için yüzde 10+6, 2026 yılı için ise yüzde 4+4 gibi hiçbir şekilde kabul edilemeyecek teklifler sunuldu. Bu rakamlar, ne ekonomik gerçeklerle örtüşüyor ne de memurun geçim mücadelesine karşılık geliyor. Sağlık, eğitim, büro ve din hizmet kolları başta olmak üzere, kamu çalışanlarının sorunlarına yönelik yapılan hiçbir somut teklif yok. Görüşmelerde son tarihe beş gün kalmış olmasına rağmen hâlâ elle tutulur bir gelişme yaşanmadı. Hükümet, memuru ve onun temsilcilerini ciddiye almamaya ısrarla devam ediyor. Bugün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklanan 1.000 TL taban ücret artışı da yeni bir teklif olarak sunuldu. Ancak açık konuşmak gerekirse bu da hayatın gerçekleriyle bağdaşmıyor. Özellikle Edirne gibi, yurt dışından göç alan ve yaşam maliyetinin inanılmaz derecede yüksek olduğu şehirlerde bu rakamlar hiçbir anlam ifade etmiyor” dedi.

‘MEMUR EZİLİYOR, EMEKLİ DAHA DA KÖTÜ DURUMDA’

Erhan Turhan, memur maaşlarının yetersizliğini kendi hesabındaki bakiye üzerinden örnekleyerek anlattı. Turhan; “Bugün ayın 15’i. Maaşlarımız yattı. Şu anda kendi hesabımda 7 bin TL kaldı. Eminim ki birçok meslektaşım ekside, kalanların da cebinde en fazla 10 bin TL vardır. Peki bu parayla bir ay boyunca nasıl geçineceğiz? Ev kiraları yüzde 43 oranında arttı. Temel gıda ürünlerine –yumurta, peynir, zeytin– en az yüzde 50 zam geldi. Bu ülkede bir kuyumcu, yılda devlete bildirdiği satış rakamını belki de bir saatte kazanıyor. Ama devlet hâlâ en kolay hedef olarak memurun maaşına göz dikiyor. Biz artık bu yükü taşımak istemiyoruz. Vergi adaleti istiyoruz. Daha fazla bedel ödemek istemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz! Emeklilerimizin durumu daha da vahim. Geçtiğimiz toplu sözleşmede verilen 8.077 TL seyyanen zamdan emekliler yararlanamadı. Bugün kendi halimize ağlayamaz hâle geldik, çünkü emeklilerimiz bizden bile kötü durumda” diye konuştu.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARININ EMEĞİ GÖZ ARDI EDİLİYOR’

Turhan, kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliğine de değindi. Aynı iş yerinde farklı görevlerdeki personelin mesai ücretlerinde ciddi farklar olduğunu belirten Turhan, doktorların bir saatlik fazla mesai için 180 TL, hemşirelerin ise yalnızca 120 TL aldığını; temizlik görevlilerinin ise aynı süre için 450 TL aldığını aktardı. Turhan; “Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümet üyeleri sık sık “Ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyor. Ancak sahada olan bizler eziliyoruz. Ezilen sadece ben değilim, içeride fedakârca çalışan hemşire de eziliyor, doktor da, temizlik görevlisi de, güvenlik görevlisi de… Kamu çalışanları arasında bile adaletsizlik var. Bir hemşire bir saatlik fazla mesaiye sadece 120 TL, bir doktor 180 TL alırken; bir temizlik görevlisi 450 TL alıyor. Lütfen yanlış anlaşılmasın, hiçbir meslek grubunu küçümsemek gibi bir derdimiz yok. Ancak soruyoruz: KPSS’ye girmenin, üniversite bitirmenin, yıllarca okumanın karşılığı bu mu?” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET BİZİZ AMA DEĞER GÖRMÜYORUZ’

Turhan, gece gündüz görev yapan sağlık personelinin, polis ve itfaiye çalışanlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Sağlık çalışanlarına verilen forma yardımının sadece 70 TL olduğunu belirten Turhan, “Bugün bir inşaat işçisi, harç kararak 4.000 TL kazanabiliyor. Bir memur ise o seviyeye ulaşamıyor. Devletin asli hizmet birimleri olan hastaneler, emniyet, jandarma, itfaiye gece gündüz çalışıyor. İlin valisi saat 23.00’te yatağına çekilirken, bizler hâlâ görevdeyiz. Devlet biziz! Ancak devlet kendi temsilcisine hak ettiği değeri vermiyor. Sağlık çalışanları olarak aldığımız forma yardımı 70 TL. Gidin herhangi bir medikal mağazasına, ortalama bir forma 1.500 TL. Sağlık emekçileri gece boyu hasta yakını tarafından hakarete, fiziksel şiddete uğruyor. 112 personeli canını tehlikeye atarak görev yapıyor. Ama fazla mesai ücreti hâlâ 120 TL. Biz 4688 sayılı ‘ucube’ bir yasayla sınırlandırılmış sendikacılık yapmaya çalışıyoruz. Bugün burada, acilin önünde olmamızın sebebi içeride gece gündüz çalışan arkadaşlarımızın sesini duyurmaktır. Kim eşinin, kız kardeşinin sabaha kadar küfür yemesini, omzuna el uzatılmasını ister? Yeter artık. Devletin, biz kamu çalışanlarının sesini duymasını istiyoruz. Verdiğimiz emeğin karşılığını almak istiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Bu çağrımız sadece kendimiz için değil, milyonlarca kamu çalışanı ve emekli içindir” dedi.