Canlar için 200 günlük nöbet!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Olgay GÜLER

Edirne’de hayvan hakları koruyucularının Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşları öncülüğünde, ‘Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı başlattıkları ‘Yaşam İçin Adalet’ nöbeti, 200’üncü gününü de geride bıraktı.

Geçtiğimiz Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan, sokak hayvanlarının ötenazi yoluyla ölümüne kadar götürülmelerinin yolunu açan kanun teklifine karşı, Edirne’deki direniş 200’üncü gününü geride bıraktı. EKK ve sivil toplum kuruluşları öncülüğünde devam eden ‘Yaşam İçin Adalet’ nöbeti, her akşam 18.00 ile 19.00 saatleri arasında Saraçlar Caddesi’nde sürerken, yasaya karşı toplanan imzalar, her ay başında TBMM’ye gönderiliyor.

‘YASA SERT TEPKİLER ALIYOR’

Eylemin 200’üncü gününde yine Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelen hayvanseverler, yasaya karşı tepkilerini dile getirdi. Edirne Kent Konseyi (EKK) Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Esen Öcel, hayvanların toplanması yerine, kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarının yapılması gerektiğini ifade ederek; “Son dönemde gündemde olan sokak hayvanlarıyla ilgili yasa, kamuoyunda büyük tartışmalara neden olmaktadır. Hükümetin, sahipsiz hayvanların toplanarak barınaklara yerleştirilmesi ve ‘sahiplendirilemeyenlerin hayatlarının sonuna kadar barınakta kalması’ gibi düzenlemeleri içeren yasa hem hayvan hakları savunucularından hem de veterinerlerden sert tepkiler almaktadır. Öncelikle, yasanın temel amacı güvenliği sağlamak ve kontrolsüz nüfus artışını önlemek olarak gösterilse de uzmanlar bu yaklaşımın etik ve bilimsel açıdan sorunlu olduğuna dikkat çekiyor. Hayvanların toplanması yerine, uzun vadeli ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiğini savunanlar, kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiğini vurguluyor” şeklinde konuştu.

‘SÖZDE KORUMA KANUNUN 200. GÜNÜ’

Türkiye’deki barınakların mevcut durumlarının, yasayı uygulamaya yetersiz olduğuna dikkat çeken Öcel; “Ayrıca, Türkiye’de barınakların mevcut durumu göz önüne alındığında, bu düzenlemenin pratikte hayvanlar için kötü koşullara yol açtığı gözlemlenmektedir. Yetersiz fon, denetimsizlik ve kötü barınak koşulları, sokak hayvanlarının sağlıklı ve vicdani koşullarda yaşamasını engellemektedir. Öte yandan, toplumda hayvan sevgisini artırmaya yönelik bilinçlendirme kampanyaları yerine, ‘toplayıp hapsetme’ gibi sert uygulamaların benimsenmesi, sosyal vicdana da aykırı bulunmaktadır. Bu yasa, gerçekten sahipsiz hayvanlar için bir çözüm mü, yoksa yalnızca ‘görünmez hale getirme’ politikası mı? Anayasa mahkemesinin bu yasanın yürütmesini bir an önce durdurması gerekmektedir. Yeni i yasa bilimsel, vicdani ve etik ilkeler çerçevesinde sürdürülebilir olmalıdır. Aksi halde, bu yasa hayvan hakları açısından büyük bir katliam olarak tarihe geçecektir. Bugün katliam yasası diye tanımladığımız hayvanları öldüren, hapseden, hayvanları ‘sözde’ koruma kanununun resmi gazetede yayımlanmasının 200. günü. 200 gündür kendi hayatlarımızdan feragat ederek yaşam hakkının kutsallığına olan inancımız ile buradayız. Sadece hayvan temelli olmayan, yaşam için adalet eyleminde kadın cinayetleri, kaybolan çocuklar, mobbing sonucu intihar eden emniyet mensupları, iş kazaları gibi birçok soruna değinerek; bu noktada sesimizi haksızlığa hukuksuzluğa adaletsizliğe karşı yükselttik, yükseltmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

‘BU, SİYASİ BİR KARARDIR’

Anayasa Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı beklediklerini de dile getiren Öcel; “Şimdi 200. güne geldiğimizde, anayasa mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararını yoğun bir taleple bekliyoruz. Bu kapsamda sorumlu kuruluş olan belediyelerin üzerinde siyasi baskı git gide artmaktadır. Barınak adı altında toplama ve hapsetme politikaları hem etik hem de hukuki açıdan kabul edilemez. Sokak hayvanlarının hakkını savunmak için sesimizi daha gür çıkaracağımızı, otoritelerin baskılarına boyun eğmeyeceğimizi, yaşatmak için tüm gücümüzle çaba göstereceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz. Biliyoruz ki bu kanun siyasi bir kanundur ve toplumda yaşanan sorunların, ekonomik bunalımların, işsiz gençlerin ve umudunu yitirmiş Türk halkının gündemini değiştirip masum sokak hayvanlarını hedef göstererek diğer sorunları yok saymaktadır. Buradan anayasa mahkemesine çağrımız her ne olursa olsun vicdanlarının sesine kulak vermeleri ve bu yasanın yürütmesini bir an önce durdurma kararını açıklamalarıdır” ifadelerini kullandı.