Bu köprüyü görüp geçmek bile yeter

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gönül UYANIKTIR

İsveç’te dünyanın çeşitli ülkelerinden gelenlerin yanı sıra 150 bin civarında Türk var. 1960’lar ve 1970’ler boyunca eski Yugoslavya, Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerden birçok insan geçici olarak çalışmak için İsveç’e geliyor. Zamanla İsveç’teki yaşamın planlanandan daha uzun süreceğini fark etmeye başlıyorlar. Bu durum, Müslüman göçmenler arasında ilk ölüm gerçekleştiğinde daha da belirginleşiyor.

Böylece 1960’larda bir cami inşa etme fikri ortaya atılıyor ve 1970’lerin sonlarında Malmö Belediyesi, 32 bin metrekarelik büyük bir araziyi vermesi üzerine inşaat için imar çalışmaları başlıyor. Nisan 1983’te başlayan inşaat 20 Nisan 1984’te tamamlanıyor. Projeyi başlatan Bejzat Becirov, vefat edene kadar İslam Merkezi’ne ve camisine liderlik ediyor. Önemli dini günlerde camiye komşu ülke Danimarka’dan gelenler oluyor.
Resmi bilgilere göre; İsveç’in en eski ikinci camisi olan ve yanında, İslam Merkezi tarafından işletilen bir de imtiyazlı okul bulunuyor. İsveç müfredatını takip eden, İslami yönelime de sahip olan bu okul herkese açık. 2019 yılı itibarıyla, okul öncesi sınıfından ilkokula ve dokuzuncu sınıfın altıncı sınıfına kadar yaklaşık 250 öğrenci bulunuyormuş.

DANİMARKA VE İSVEÇİ BAĞLAYAN ÖRESUND KÖPRÜSÜ
İstanbul Boğazı üzerinde bulunan üç köprü ve Çanakkale Boğazı köprüsünün Avrupa ile Asya kıtalarını birbirine karayolundan bağlamasının bir örneğini de İsveç ile Danimarka’yı birbirine bağlayan Öresund Köpüsünden geçerek yaşıyoruz. Ancak bu köprü çok daha uzun ve çok farklı özellikleri bulunuyor.
Öresund Boğazı da; iki kıtayı ayıran İstanbul ve Çanakkale’de olduğu gibi, Danimarka’yı İsveç’ten ayırıyor. Ülkemizde, köprüler iki ayrı ana karayı birleştirirken İsveç ve Danimarka da 2000’de resmen hizmete giren Oresund adlı köprü ile hem karayolu hem de denizyolu bağlantısıyla birleşiyor.

DENİZİN ALTINDAN GEÇİP KÖPRÜYE ÇIKTIK
Danimarka’nın Başkenti Kopenhag ile İsveç’in Malmö kentlerini ayıran 20 km genişliğindeki boğaz üzerine kurulan ve denizin ortasındaki yapay bir adadan başlayan tünelle denizaltından karşı tarafa bağlanan köprü her iki ülke insanının asırlık bir hayalini de gerçekleştiriyor. Böylelikle, sadece güzel havalarda hızlı feribotla kurulabilen bağlantı artık alttan trenlerin üsten araçların gidebildiği bir güzergaha dönüşüyor. Bu 100 yıllık hayalin maliyetinin 5 milyar € civarında olduğu belirtiliyor. Köprü sayesinde; Öresund trenleri her 20 dakikada bir Boğazı geçerek, Avrupa ülkelerini İskandinav ülkelerine bağlıyor.
Köprü Öresund Boğazı’nın ortasında, ‘Peberholm’ denen yapay bir ada üzerinde sona eriyor. Adadan sonra birleşik köprünün tünel kısmına giriliyor ve burada deniz altından ilerleyen bir tünelle birleşiyor. Bir ayağı İsveç’te olan köprünün Danimarka’nın asıl topraklarında ayağı bulunmadığı için bu yapay ada resmî olarak İsveç’e ait sayılıyor.
Yerleşimin olmadığı yapay Peberholm Adası’nın uzunluğunun 4 kilometreden fazla, genişliğinin ise birkaç yüz metre olduğunu bu adaya çıkışımızda öğreniyoruz.

İKİ ÜLKENİN ORTAK MALI ORTAKLAŞA YÖNETİLİYOR
Danimarka ve İsveç’in ortak malı olan ve inşaatı yapan şirketlerin işlettiği köprünün inşasına 1995 yılında başlanıyor dı ve 14 Ağustos 1999’da tamamlanıyor. 1 Temmuz 2000’de gerçekleşen resmi açılış törenine her iki ülkenin kral ve kraliçeleri Köprü-tünel aynı gün halka açılıyor.

İki ülkenin kardeşçe paylaştığı ve dünya çapında da ödül alan köprünün açılışından sonraki ilk yıllarda yüksek ücretler nedeniyle, geçişler beklentinin altında kalıyor. Ancak, 2005’ten sonra trafik seviyeleri hızla artıyor, Malmö’deki düşük konut ve market fiyatları nedeniyle bu şehirden ev alan, alışverişe gelen Danimarkalılar her sabah ülkelerine işyerlerine gidip çalışıyor akşam da Malmö’ye dönüyor. (Edirne’den Havsa’ya gitmek gibi) Bu tür sürekli kullanıcılar her geçişlerinde sadece 1 Euro ödüyor.

(SÜRECEK)