Aş Evi Müzesi’nde iftar

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gökalp TOPYAN
İkinci Bayezid Külliyesi Aş Evi, Trakya Üniversitesi ve Kızılay işbirliğinde gerçekleştirilen iftar yemekleri ile tarihi misyonuna sembolik de olsa kavuştu. Mutfak bölümü müze haline getirildikten sonra, önce lokma pişirilip bacası tüttürülen imarethanede üç dört yıldan bu yana Ramazan aylarında da iftar yemeği veriliyor. Müzenin balmumu heykellerle canlandırılan sofra atmosferinde cami ziyaretçileri, çevreden gelen, yolu Yeniimaret’e düşen vatandaşlar Ramazan ayı başından bu yana çıkarılan iftar yemeklerini paylaşıyor. Dileyen yemeğini alıp çevreyi temiz bırakmak koşulu ile cami bahçesinde de iftar yapabiliyor. Çevrede atıklar için çok sayıda çöp torbaları bulunuyor.

İftar vaktine denk gelen vatandaşın yanı sıra, güvenlik görevlisi ve devriye gezen memurlar da iftarlarını İmaret (Aş Evi) Müzesi’nde açıyor. Önceki gün misafirlere ikram edilen mönüde, çorba, etli kuru fasulye, pilav, tatlı, ayran ve su vardı. İftar saati yaklaşınca kuyruğa giren misafirlere sırayla üç kişi yardımcı oluyor. Yiyeceklerini alanlar, imarethanenin kesme taştan orijinal tarihi masasının başına geçiyor ve küçük taburelerini alarak iftarlarını toplulukla birlikte açıyor. İkinci Bayezid Külliyesi’ndeki iftar yemeklerinin Ramazan ayı boyunca devam edeceği belirtiliyor.

5.5 ASIRLIK İKİNCİ BAYEZİD KÜLLİYESİ
Külliye; ikinci başkent olan Edirne’yi darüşşifaya kavuşturmak amacıyla Sultan İkinci Bayezid tarafından 1484-1488 yıllarında Mimar Hayreddin’e yaptırıldı. Tunca Nehri kıyısında geniş bir alanı üzerine inşa edilen külliye; cami, imaret, mutfak, erzak ambarı, medrese, dârüşşifâ, değirmen, köprü ve hamamdan oluşuyor.
Camii dışındaki yapıları, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi’ne devredildi, bir süre T. Ü. Edirne Meslek Yüksekokulu’nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürdü. 20,55 m çapında tek bir kubbesi ve iki minaresi olan anıtsal bir yapı olan İkinci Bayezid Camii’nde, yanlarında dokuzar kubbeli, kapıları dış yöne açılan tabhane (kitap basımevi) bölümleri bulunur. Külliyenin içindeki Darüşşifa ve Tıp medresesi Sağlık Müzesi olarak hizmet vermektedir

İMARETHANE NEDİR, NE AMAÇLA KURULMUŞTUR?
İmaret veya imarethane, Osmanlı Devleti döneminde yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumlarıdır. Başlangıçta; şehir dışından gelenlere, yolculara, yoksul ve düşkünlere yiyecek, sağlık ve giyecek yardımı yapılırdı. Sonraları ise imaretler sadece yemek verilen yerlere dönüştü. Osmanlı’nın ilk imarethanesi, 1331 yılında İznik’te kuruldu. Hemen her külliyede bulunan ve genel olarak dörtgen bir plan üzerine yapılan imaretlerde, ortada üstü açık bir avlu, avlunun çevresinde; mutfak, fırın, yemek odaları ve yöneticilerin odaları yer alırdı. İkinci Bayezid’in İstanbul’da yaptırdığı külliyede en fazla cami ile aşhane birimlerine önem verilirken, Edirne’deki külliyede, yöre halkının isteği üzerine en büyük önem hastaneye verilmiş, cami ve aşhane ikinci planda kalmıştır.