DOLAR 42,5459 1,90%
EURO 49,4681 2,21%
ALTIN 5.550,65-1,86
BIST 10.565,74-0,59%
BITCOIN 4018497-4,32%
Edirne
13°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

251 okunma

‘Aile Yılı koca bir yalan’

Eğitim-İş Edirne Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni eğitim ve öğretim yılı öncesi ‘Norm Fazlası Resen Atamalar ve Alan Dışı Görevlendirmeler’ uygulamasına tepki amaçlı, basın açıklaması yaptı…Şube Başkanı Nedim Zobar, alınan yanlış kararlarla yüzlerce öğretmenin norm fazlası durumuna düşürüldüğünü, yüzlerce kilometrelik mesafelere zorunlu olarak gönderildiklerini belirterek, “Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: MEB’in plansızlığının ve beceriksizliğinin bedelini öğretmenler ödeyemez. Hukuka aykırı olan bu süreç derhal sonlandırılmalı, mağduriyetler giderilmelidir” dedi…

ABONE OL
5 Eylül 2025 14:41
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Olgay GÜLER

Eğitim-İş Edirne Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yeni eğitim ve öğretim yılı öncesi ‘Norm Fazlası Resen Atamalar ve Alan Dışı Görevlendirmeler’ uygulamasına tepki amaçlı, basın açıklaması yaptı.

Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim İş), ülke genelinde MEB’in yaptığı norm fazlası resen atamalar ve alan dışı görevlendirmelere tepki amaçlı alanlara çıktı. Sendikanın 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği basın açıklamalarıyla, söz konusu uygulama hedef alındı. Edirne’de yapılan açıklama, Saraçlar Caddesi PTT önünde gerçekleştirildi.

‘MEB ÖĞRETMENİ CEZALANDIRAN BİR KURUMA DÖNÜŞTÜ’

Basın açıklamasını okuyan Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in döneminde, MEB’in öğretmeni koruyan değil, cezalandıran bir kuruma dönüştüğünü belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda adaletsizlik ve keyfiyet kural haline gelmiştir. ‘Norm fazlası’ bahanesiyle yapılan re’sen atamalar, öğretmenlerimizin mesleki ve insani haklarını yok sayan açık bir sürgün politikasıdır. Yusuf Tekin döneminde MEB, öğretmeni koruyan değil cezalandıran bir kuruma dönüşmüştür. Normlar güncellenmemekte, Talim Terbiye Kurulu’nun daralttığı alanlar ve okul müdürlerinin inisiyatifine bırakılan seçmeli dersler nedeniyle; bilişimden görsel sanatlara, müzikten felsefeye, matematikten daha birçok alana kadar ders saatleri azaltılmış, iş bilmez idarecilerin kararlarıyla yüzlerce öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Örneğin: Seydikemer’den Bodrum’a yapılan re’sen atama. Bodrum-Seydikemer arası 266 km, yaklaşık 4,5 saat. Hamile bir öğretmen arkadaşımız sürgün edilmiştir. Günübirlik gidip gelmek imkânsız. Karı koca koskoca insanlar gözyaşları içinde bu haksızlığa isyan etmektedir. Yine Isparta’da 179 km’yi bulan atamada öğretmenimizin 3 vasıta değiştirmesi ve köye giden yol olmadığı için belli bir mesafeyi de yürümesi istenmektedir. İşte AKP’nin “Aile Yılı”! Sözde aileyi kutsuyorlar, gerçekte aileleri parçalıyorlar” dedi.

‘HUKUK ÇİĞNENDİ’

Birbirinden uzak ve ulaşımı imkânsız ilçelerin aynı grup içine alınarak öğretmenlerin yüzlerce kilometrelik mesafelere zorunlu olarak gönderildiğini dile getiren Zobar, “Bu hukuki zeminden yoksun uygulama sonucunda aile bütünlükleri zedelenmiş, ciddi mağduriyetler doğmuştur. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) 6. maddesi açıkça öğretmenlere il içinde tercih hakkı tanınmadan re’sen atama yapılamayacağını söylerken, Bakanlık hukuku çiğnemiştir. Dahası, ÖMK’nın 7. maddesinde düzenlenen yönetmelik hâlen yayımlanmamışken, sözleşmeli öğretmenlerin yönetmeliği esas alınarak kadrolu öğretmenlerin re’sen atanması, tamamen hukuksuzdur. Daha önce de benzer hukuksuzluklarda Danıştay, Eğitim-İş’in açtığı davalarla yürütmeyi durdurmuş ve atamaları iptal etmiştir. Kasım 2024 sürecinde kazanılan davalar bunun en açık örneğidir. Nisan 2025 ve sonrasında yapılan düzenlemelere karşı da dava açılmıştır. Bugün de aynı şekilde kılavuza dava açılmış, ilçe grupları davamız sürmektedir. Ayrıca mağdur öğretmenlerimizin açtığı bireysel davalar da devam etmektedir” şeklinde konuştu.

Norm güncellemesi yapılmadan yapılan atamaların, sıra tayin sisteminin amacını boşa çıkardığını da ifade eden Zobar, açıklamaya şöyle devam etti:

“Aynı branşlarda tekrar norm fazlası yaratmış ve öğretmen ihtiyacını doğurmuştur. Yani MEB’in plansızlığı yalnızca öğretmenleri değil, eğitim sistemini de çıkmaza sürüklemiştir. Dahası, norm fazlası öğretmenlerin önemli bir bölümü isteği ve branşı dikkate alınmaksızın, branşı ve kademesi dışında re’sen görevlendirilmiştir. Örneğin: lise İngilizce öğretmeni özel eğitim anaokuluna, lise tarih öğretmeni ilkokul özel eğitim sınıfına, lise Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ise ilkokul destek eğitimine gönderilmiştir. Bu uygulamalar, öğretmenlik mesleğinin uzmanlık alanlarını yok saymakta, mesleki itibarı zedelemekte ve eğitimin niteliğini düşürmektedir.

‘SÜREÇ SONLANDIRILMALI, MAĞDURİYETLER GİDERİLMELİDİR’

Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: MEB’in plansızlığının ve beceriksizliğinin bedelini öğretmenler ödeyemez. Hukuka aykırı olan bu süreç derhal sonlandırılmalı, mağduriyetler giderilmelidir. Aile birliğini bozan bu politikalar, AKP’nin ‘Aile Yılı’ söyleminin koca bir yalandan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Bir yandan aileyi kutsal ilan eden AKP, diğer yandan öğretmeni yüzlerce kilometre uzağa göndererek aile bütünlüğünü yok etmektedir. Eğitim-İş olarak kılavuzlara dava açtık, bireysel davaları başlattık ve MEB geri adım atana kadar tüm hukuki yollara başvuracağız. Dün olduğu gibi bugün de öğretmenlerimizin yanında olacağız, hukuksuzlukları ifşa edecek ve mutlaka durduracağız.”

    En az 10 karakter gerekli