Geçen hafta çok önemli Ortadoğu ile ilgili olaylar oldu. Amerika Devlet Başkanı Donald Trump, bir çok Ortadoğu ülkesi devlet adamını Amerika’ya davet etti ve onlarla İsrail’in insanlık dışı saldırıları hakkında görüşmelerde bulundu. Bundan sonra da Birleşmiş Milletler’de toplantılar yapıldı. Cumhurbaşkanımız söz alarak İsrail’in tutumunun eleştirdi ve İsrail’e lanet okudu.
Amerika ve bir çok ülkede halk İsrail’in tutumunu protesto etmek amacı ile sokaklara dökülüp gösteriler yaptı. Bu da yetmedi, muhtelif tip gemilerden oluşan elliye yakın ilk yardım malzemesi dolu filo ile Gazze’ye yol aldılar.
Bu faaliyetin amacı neydi; İsrail’in acımasızca saldırılarını önlemek, barışa doğru ilerlemekti. Bu mesaj kimeydi, elbette saldırgan İsrail’e idi. Bir hafta sonrada Amerikan Başkanı, İsrail Başbakanı Netenyahu’yu Amerika’ya davet etti.
Netenyahu Birleşmiş Milletler toplantı salonunda konuşurken salondaki delegelerin çoğu salonu terk etti, bu hareket İsrail’e güçlü bir protesto gösterisi idi. Bunun anlamı, ‘artık yalnızsın İsrail’di.
Bu dünyada 193 tane devlet var, 150 den fazlası Filistin’i tanımış. En son İngiltere, Fransa, Almanya da tanıdı. Tanımayan 30′ a yakın devlet, onlarda sadece isim. Dünya İsrail’in saldırgan politikasını kınar naletlerken, İsrail’in umurunda değil, o insanlık dışı saldırılara, Gazneli çocukları aç bırakmıya devam ediyor. Yuh olsun Netanyahu’ya.
Bu arada İsrail yardım filosuna müdahale edip filodaki bazı kimseleri rehine aldı. Bunların içinde 48 Türk’te vardı. Cuma günü 137 rehine İsrail’in elinden kurtarıldı, 37 Türk Türkiye’ye getirildi. İsrail onlara da epey eziyet etmiş. Barış görüşmeleri devam ederken nihayet Netenyahu da ilk adım olarak şartları kabul etti, Trump barış planını hemen örgüt lideri Hamasa sundu. Planda ilk uygulama esir değiş tokuşu, diğer maddeler açıklık kazanmadı, görüşme devam ediyor, ateşkes konusu belirsiz. Trump bu sunuştan sonra birde ultimatom verdi, Hamas eğer bu plana 6.10.2025 tarihine kadar ‘Evet’ demez ise bu son şansları, aksi halde hiç kimsenin görmediği kıyamet kopacak. Trump öyle ve böyle Ortadoğuya BARIŞ GELECEK, Hamas şartları kabul ettiğini bildirdi.
Peki, bu olaylar olurken İsrail ne yapıyor? Yine elinden geldiği kadar katliama devam ediyor. Gazze’deki insanları aç bırakarak ölümlerine neden oluyor. Savaş başladığından beri 420 çocuk açlıktan ölmüş. Gazzelilere saldığı korku neticesinde Gazze halkı kuzeyden güneye her türlü araçlarla alabildikleri eşyaları ile, bazıları yürüyerek canını kurtarmak için göç ediyorlar. Bazıları da bir yudum yiyecek almak için uğraşıyor. Bu olay tam bir trajedi.
Bu arada barış görüşmelerinin şartları Mısır’ın Şarm EL Şeyh şehrinde devam ediyor. İnşallah bir an önce neticelenirde barış olur. Tabi bu arada Ukrayna savaşıda sona erer, oradada barış olur. Gazze savaşına hep sebep İsrail mi; iki yıl önce Hamas’ın attığı roketleri bahane eden İsrail savaşı başlattı ise de İsrail’in arkasını sıvazlıyan en güçlü bombaları veren İsrail’in her katliamını onaylayan Yahudi zenginlerin baskısı ile İsrail’in her saldırısını evet diyen Amerika değil mi?
Dünya döndükçe savaşta, barışta olacak. Devletler arasında konularda anlaşma olmayınca çözüm çaresi savaş oluyor. Savaşta her iki tarafta kaybediyor, kazanan kim hiç kimse. Bir tarafta can kayıpları, bir tarafta varlıklar. Tabi bir de diplomasi var, o da hal çaresi olmayınca yine savaş oluyor. Barış savaştan sonra geliyor. Şu söz ne kadar doğru — Barış istiyorsan savaşa hazır ol — .
İnsanlar yaşadıkça anlaşmazlıklar oldukça savaşta, barışta olacak ama bizler barıştan yana olmalıyız. Bu bizlere çok şey kazandırır. Yani BARIŞTAN YANA . . .