Neyin nelere vesile olacağını bilemezsin. Hangi yolun nerelere açılacağını, olan veya olmayanın nelerin yerini açtığını ya da kapadığını hiç bilemezsin. O yüzden tek pencereden bakmamaya çalış .Tek yargılarla kalıplaştırma olanları. Bu sefer izin ver zamanla hayat sana pazılın bütün parçalarını gösterecektir. (Selin USLU’dan alıntıdır.)
LENİN’in sürgündeyken yazdığı en önemli kitaplarından birinin adı benim gençliğimde felsefenin başlangıç ilkeleri, alfabe ve çeliğe su verildi, ana gibi kitapları okumayanlar adamdan sayılmazdı. Öyle bir ortamda büyüdük. Sefalet içindeki Rusya Ekim devrimini yaptıktan sonra SOVYETLER BİRLİĞİ oldu. Uzaya giden ilk ülke oldu. Vahşi kapitalizmin önüne duran ilk ülke ve devletler topluluğu. Zamanla Lenin’in devamlı devrim teorisi uygulanmadı, çöküş çok erken gerçekleşti. Sovyetler Birliği üyeleri hepsi sömürülen ülke durumuna geldi. Avrupa’ya ucuz iş gücü olma yolunda yarışa girdiler. Avrupa Birliği’ne girelim derken yerle bir oldular. En belirgin örneği Bulgaristan bize elektrik satarken bizden elektrik alır hale geldi, üretim durdu, paraları pul oldu. Avrupa’da ne kadar çöplüğe atılacak araba varsa bu ülkelere satıldı ve gelişmiş ülkelerin bağımlı müşterileri, hazır yedek parça pazarları haline getirildi. Şimdi ülkemiz ne eski komünistlerden, ne de kapitalist olabildi. Kendi işimize bakalım diyecek olursak bizler ne yapmalıyız? Asıl soru bu. Durmakla olmuyor. En önemlisi durum iyi değil ama gösterdiğimiz bir duruşta yok. Üretim tekrar Asya’ya kaydı. Üreten daima söz sahibidir. Ülkemiz olunabilecek en iyi yerde. Asya’yla Avrupa arasında olan köprüdedir. Bunu yararlı hale nasıl getiririz, ona bakmalı. Her türlü coğrafi şartlara sahibiz. Aynı ilde birileri denize girerken birileri dağda kayak yapabiliyor ama bir otel yangınında insanlarımız cayır cayır yanıyor, bizler ancak seyredebiliyoruz bunları. Nasıl aşarız ne yapmalıyız dediğimizde karşımıza iki şey çıkıyor. 1/Üretmeliyiz (ürettik hem de en güzelini, imparatorun, dünyanın en büyük devlet adamının sofrasını süsleyen ballar artık tekrar sofralarımızı süslüyor.) 2/Adalet (Türkiye şöyle veya böyle kalkınma için çok önemli adımlar attı ama adalet eksik kaldı) Hukukun işlemediği hiçbir yere sermaye gitmiyor, sermaye gitmeyince para gelmiyor, parasız hiçbir iş olmuyor ve iş yapacak insanlar yüksek faizle borçlanıyor. Bunun sonucu hüsran oluyor, en önemlisi kimse aldırmıyor. 20 Mayıs Dünya Arı Günü. Slovenyalı arıcıların Avrupa Birliği’ne yapmış olduğu teklif sonucu bilim adamı modern arıcılığı dünyaya tanıtan ANTON JANSON’ın doğum günü Dünya Arı Günü olarak kabul edilmiştir. Türkiye arıcılıkta kovan sayısı ve bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada. Çin bizim rakibimiz değil, 19 Türkiye’yi içinde barındırıyor. Ülkemiz arıcılık alanında lider ülke. Modern dünyada, modern ülke olarak arıcılığı ön plana çıkarmak zorunda. Bunun için doğa da bütün cömertliğini bizlere sunmuş. Balın her çeşidi, çiçeğin en endemikleri bizde. Türkiye’deki bal kalitesi başka yerde yok. Türkiye kişi başına gelirini arttıracaksa, bunun içinde mutlaka arıcılık en ön sıralarda yerini almalı. Modern arı çiftlikleri çoğalmalı. Devlet bu konuda üreticinin önünü açmalı. İlçemiz Lalapaşa arıcılıkta önemli adımlar attı. Geçen hafta APİ turizmin ilk adımları atıldı. Bu bir tesadüf değil. Uzun bir çalışmanın sonucu. Önce bal kalitemizi nasıl yükseltiriz sorusu masaya yatırıldı. Aromatik bitki alanları oluşturuldu. İşin zor kısmı aşıldı. Aslında bundan sonra üretimi arttırıp ilçemizi bu alanda oyun kurucu haline getirmek. Küçük çocuk ve annesi yolda giderlerken birlikte olan köpekler görüyorlar. Çocuk annesine: Anne bunlar ne yapıyorlar? diye soruyor. Anne :–Üsttekinin ayakları kırılmış altta ki onu hastaneye götürüyor. Çocuk :–Vay kodumun dünyası. Hem yardım et hem de şeetsinler.
News
