Gönül UYANIKTIR
Moskova, yaygın bir transit ulaşım ağına sahip. Dört uluslararası havaalanı, dokuz demiryolu istasyonu, sayısız tramvay, monorail sistemi ve en önemlisi Dünyanın en derin yer altı hızlı taşıma sistemine sahip. Her bir durağı adeta birer müze, balo salonu görünümünde…’Halkın Sarayı’ tanımlamasını sonuna kadar hak ediyor.
Bizim indiğimiz durak 72 metre derinlikteydi. Rehberimiz Paşa en derin durağın 104 metre aşağıda olduğunu söyledi. Her basamağı full inip çıkan merdivenler her gün ortalama 9 milyon yolcuyu taşıyor. Yolcular inişte adeta oturur gibi geriye doğru, çıkışta da öne doğru eğik vaziyette dengelerini sağlamaya çalışıyor. Bu yöntemi bilmeyenler baş dönmesi hatta düşme tehlikesi yaşayabilir, örnek ben!
Dünyanın en eski ve en büyük metrolarından biri olan Moskova Metrosunun yapımı, devrin komünist işçileri ve Komsomol denilen gençlik kolları tarafından sürdürülmüş. Tarihi dokusu yanında bir mimarlık-mühendislik ve tasarım harikası metroda yeni yerleşim bölgeleri için ilave inşaatlar da devam ediyor.
İnşası, 1931’de Josef Stalin döneminde başlatılan bir mimarlık-mühendislik ve tasarım harikası, dünyanın en çok yolcu taşıyan metrosu 1935’te hizmete girmiş. Moskova Metrosu, iç mimari ve dekorasyonuyla dünyanın en güzel metrosu… Devlet tarafından işletilen metronun her biri sanat harikası kabul edilen 200’den fazla istasyondan her gün yaklaşık 9 milyon kadar yolcu taşınıyor. 2025 sonuna kadar 50 yeni istasyon açılması hedefleniyormuş… Kısacası, günde 19.5 saat çalışan ve yoğun zamanlarda 90 saniye aralıklarla sefer yapabilen metrosu, Moskova için başlı başına bir turizm kaynağı sayılıyor.
Moskova Metrosu II. Dünya Savaşı’nda Moskova Muharebesi sırasında Sovyet liderleri için önemli bir sığınak ve merkez olarak kullanılmış ve 15 Ekim 1941’de düşman saldırısına önlem olarak bir gün kapalı kalmış. Savaş sonrası yeni istasyonlar kitle imha silahlarına dayanıklı olarak tasarlanmış, tüm hava bacalarına, herhangi bir virüsün bulunması halinde içeridekilerin etkilenmemesi için hava aktarımını sağlayan ve gürültüyü boğan filtreler eklenmiş.
1917 Ekim Devrimi’nden sonra Mart 1918’de başkent olan, ortasından Moskova Nehri’nin geçtiği Başkent, 1980 yaz olimpiyatları ile Eurovision 2009’a ev sahipliği de yapmış. Moskova’daki ikinci ve son günümüzde, görkemli Moskova Metrosunun ardından şehrin ortasından geçen, Nişantaşı muadili Arbat Caddesi ile Nazım Hikmet Mezarlığı ziyaretimiz vardı. Şık kafelerde oturan, parklarda köpeğini gezdiren, kitap okuyan kısaca normallerini yaşayan insanları görünce burada herhangi bir savaş telaşı yaşanmamasına hayret ettik. Nedense onlar bizim ülke insanımız gibi diken üzerinde değiller. Rehberlerimiz, Rusların; “Savaş bizim işimiz değil, savaşı askerler yapıyor” modunda olduğunu söyleyerek konuya açıklık getirmiş oldu.
Arbat Caddesi, ziyaretçilerin en azından bir kere uğradığı, bir ucundan diğer ucuna kadar yürüdüğü, trafiğe kapalı bir yol. Burada mağazaların rengarenk vitrinlerini gezebilir, Rus ve dünya mutfaklarının en güzel örneklerini tadabilirsiniz. Sırada büyük ozan Nazım Hikmet’in mezarını ziyaret var. 1963’te vefat eden Nazım Hikmet Ran, Rus aydınlar ve sanatçılara ait Moskova’daki Novodevichy Mezarlığı’nda Gogol, Chekhov, Stanislavski, Bulgakov, Eisenstein, Prokofiev, Shostakovich, Mayakovsky ve Tolstoy ve Rus Eşi Vera ile birlikte yatıyor.
Nazım’ın mezarından ayrıldıktan sonra kalabalık bir gruba rastladık. Hepsi siyah takım elbiseler içinde, aralarında da bir tanıdık sima! Çiçeklerle karşılanan Gazeteci- Siyasetçi Cengiz Çandar da, Nazım’ı ziyarete gelmiş. Selamlaştık, bize ‘iyi seyahatler’ diledi. (SÜRECEK )