DOLAR 34,6004 0.47%
EURO 36,6671 1.02%
ALTIN 2.905,242,42
BIST 9.395,390,06%
BITCOIN 31639751,69%
Edirne

AZ BULUTLU

06:19

İMSAK'A KALAN SÜRE

340 okunma

Veliden salgın uyarısı!

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Edirne Şubesi Başkanı Kezban Demir, yeni eğitim-öğretim yılında İşgücü Uyum Programı kapsamında okullarda görev yapacak olan temizlik personelinin okullarda yarı zamanlı sadece üç gün çalışacaklarına dikkat çekerek, öğrencileri bekleyen en önemli sorunlardan birisinin temizlik olduğunu söyledi… Demir, "Temizlik personelinin görevli olmadığı diğer günlerde yüzlerce ve bazı okullarda binden fazla çocuğumuzun kullandığı tuvaletler başta olmak üzere temizlik sorununun oluşacağı açıktır. Okullarımız salgın hastalık riski ile karşı karşıya bırakılmaktadır" dedi…

ABONE OL
9 Eylül 2024 14:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL


Olgay GÜLER
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Edirne Şubesi Başkanı Kezban Demir, yeni eğitim-öğretim yılında öğrencileri bekleyen en önemli sorunlardan birisinin temizlik olduğuna dikkat çekti.
Veli-Der Edirne Şubesi, dün başlayan 2024-2025 eğitim-öğretim yılı kapsamında basın toplantısı düzenleyerek öğrencileri bekleyen sorunlara değindi. Edirne Kent Konseyi toplantı salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Veli-Der Edirne Şube Başkanı Kezban Demir, okulların açılışıyla birlikte, eğitim sisteminin yıllardır çözülmemiş, çözümü ertelenmiş olan sorunların yerine yenilerinin de eklendiğini dile getirdi. Demir, Diyarbakır’da 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Demir’i anarak konuşmasına başladı. Demir, “21 Ağustos tarihinden itibaren kayıp olan ve tam 19 gün boyunca aranan Narin’in maalesef ki dün cansız bedeni bulundu. Çok üzgün ve çok öfkeliyiz. Narin’in kaybedilmesi ve katledilmesinden sorumlu olanların ortaya çıkarılıp en ağır şekilde cezalandırılması ve tüm çocuklarımızın güvenle yaşayacağı bir ülke talebimizi öncelikli olarak iletiyoruz” dedi.


‘VELİLER ANAYASAYA AYKIRI BAĞIŞ YAPMAYA ZORLANIYOR’
Okullar başlarken velilerin ‘kayıt parası’ adı altında, okullara bağış yapmaya zorlandığını söyleyen Demir, “Daha okul başlarken veliler, ‘kayıt parası’ adı altında Anayasaya aykırı olarak bağış yapmaya zorlanmaktadır. Bu konuda kamu okulları, özel okullarla adeta yarışmaktadır. Bunun dışında bir öğrencinin kıyafet, çanta ve kırtasiye masrafı, sınıf seviyelerine ve okul kademelerine göre 3.000 ila 6.000 lira arasında değişkenlik göstermektedir. Bu durum orta ve dar gelirli aileleri kara kara düşündürmektedir. Çünkü bu masraflar okulların açıldığı ilk günlerle sınırlı değildir. Kırtasiye giderleri, belirli gün ve hafta etkinliklerinde yapılan harcamalar, beslenme ve kantin giderleri, ulaşım giderleri gibi masraflar eğitim öğretim süresi boyunca devam etmektedir. Yine bir öğrencinin beslemesi için yapacağı kantin masrafı günlük en az 100 liradır. Bir öğrencinin ailesine bir aylık eğitim maliyeti, (öğrencinin servis yerine toplu taşım araçlarını kullandığını var sayarsak) 5.500 ila 12.000 lira aralığındadır. Ülkemizde asgari ücretin standart ücret haline geldiği, yani çalışanların yüzde 60’ının 17.000 lira aldığı düşünülürse bu ailelerin çocuklarını okutmak için ne kadar zorlandığını tahmin etmek zor değildir” diye konuştu.
‘HER 3 ÇOCUKTAN 1’İ YOKSUL, HER 5 ÇOCUKTAN 1’İ AÇ’
Türkiye’de her 3 çocuktan birinin yoksul, her 5 çocuktan birinin de okula aç gittiğini belirten Demir, “Her 3 çocuktan 1’i yoksul, her 5 çocuktan biri okula aç gidiyor. Düzenli sosyal yardım alan aile sayısı yaklaşık 4 milyon. Ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan çocuk sayısı 171 bin 895. Bu sayının 2025 yılında 200 bini bulacağı öngörülüyor. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okullarda, öğrencilerin yetersiz ve dengesiz beslenmelerinden kaynaklı bodurluk, kansızlık, öğrenme güçlüğü, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak sık sık hastalanma, zihinsel ve fiziksel gelişimlerinde yavaşlama ya da durma gibi sağlık sorunları yaşamaktadırlar. Bu çocukların her biri yetersiz beslenme yani açlık ile mücadele ediyor. Bu nedenle ‘ücretsiz okul yemeği’ programı hayati önemde ama siyasi iktidarın gündeminde yok. Veliler olarak, yaklaşık 4,5 yıldır Bakanlıktan, okullarda sağlıklı ve nitelikli bir öğün yemek ve sağlıklı içilebilir su talebimiz karşısında Bakanlık sessiz kalmayı yeğlemekte; ısrar edildiğinde ya tasarruf tedbirleri kapsamında kısıtlamaya gidildiğini ya da kaynak yetersizliğini gerekçe göstermektedir” şeklinde konuştu.
‘OKUL TERKİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ YOKSULLUK’
Okul terklerinde de artış yaşandığını söyleyen Demir, “Okul terkinin en önemli nedeni yoksulluktur. Eğer ailede okul çağında iki veya daha fazla çocuk varsa, biri veya birkaçı eğitimden çekilmektedir. Eğitimden çekilenler de genellikle kız çocuklarıdır. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Eğitim İzleme 2023 yılı raporuna göre 2022-23 öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitimin dışında kaldı. Bu rakam önümüzdeki yıl daha da artacaktır.TÜİK rakamlarına göre çocuk işçi sayısı yüzde 22,1. Sadece bu rakamlar bile artık eğitimin hem ülkemizde hem de hane içinde alt basamaklarına indiğini gösteriyor. Okul terki demek çocuk işçi, çocuk evliliği, suça bulaşan çocuk, sokakta risk altında yüzlerce çocuk demektir” ifadelerini kullandı.
‘ÇOCUKLAR TARİKAT VE CEMAAT YURTLARINA MECBUR BIRAKILIYOR’
Demir, eğitim sisteminin en önemli ve can alıcı sorunlarından birisinin de; iktidarın kendi ideolojisine uygun nesiller yetiştirmek amacıyla sık sık eğitim sistemiyle oynayarak laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitimden uzaklaşması olduğunu belirtti. Demir, “2012-2013 eğitim öğretim yılında 4+4+4 uygulamasıyla başlayan eğitimdeki geriye gidişler; sınav sistemlerinde yapılan değişikliklerle çocuklarımızın zorla imam hatiplere yönlendirilmeleri, tarikat ve cemaatlerle protokoller imzalanması, ÇEDES uygulamasıyla okullara imamların sokulması, zorunlu seçmeli din dersleriyle dini içerikli ders saatlerinin artırılması ve en sonunda tüm karşı çıkışlara rağmen çağdışı, bilim dışı müfredatın dayatılmasıyla bugünkü noktaya gelmiştir. Ayrıca, ailelerinden uzakta eğitim görmek durumunda olan çocuklarımızın barınma sorunu özellikle çözülmeyerek tarikat ve cemaat yurtlarına mecbur bırakılmaktadırlar. Bu yurtlarda çocuklarımızın başına neler geldiğini çok iyi biliyoruz. Bu durum kabul edilemez” dedi.
‘OKULLAR SALGIN HASTALIK RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILIYOR’
Edirne özelinde de depreme dayanıksız olduğu için yıkılan okullarla ilgili sorunların hala devam ettiğini kaydeden Demir, “Trakya Birlik ve Vali Fahri Yücel ilkokulları bu yıl da ikili öğretim yapmak zorunda kalmışlar ve Mimar Sinan Ortaokulu, Selimiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin üst katına taşınmak zorunda kalmıştır. Yeni yerleşim bölgesi denilen mahallelerdeki okullarda ise bazı sınıfların mevcutları 40’ı aşmıştır. Kalabalık okullarımız başta olmak üzere tüm okullarımızı bekleyen bir diğer sorun ise bu eğitim öğretim yılında temizlik olacaktır. İşgücü uyum programı kapsamında okullarda görev yapacak olan temizlik personeli yarı zamanlı olarak çalıştırılabilecek ve sadece üç gün okulda bulunacaklardır. Temizlik personelinin görevli olmadığı diğer günlerde yüzlerce ve bazı okullarda binden fazla çocuğumuzun kullandığı tuvaletler başta olmak üzere temizlik sorununun oluşacağı açıktır. Okullarımız salgın hastalık riski ile karşı karşıya bırakılmaktadır” diye konuştu.
‘GERİCİ UYGULAMALARDAN VAZGEÇİN’
Veliler olarak, çocukların, iktidarın kendi ideolojilerine uygun toplum yaratma projelerine alet edilmesine ve emeklerinin sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Demir, “Millî Eğitim Bakanlığı’na her zaman olduğu gibi buradan sesleniyoruz. İktidarın bekası ve sermayenin talepleri için çocuklarımızın ve ülkenin geleceğini karartmaya yönelik gerici uygulamalardan vazgeçin; laik, bilimsel, demokratik, kamusal eğitime derhal geri dönünün” şeklinde konuştu.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ