DOLAR 42,5998 0.11%
EURO 49,6889 0.16%
ALTIN 5.749,800,08
BIST 11.007,370,81%
BITCOIN 38799022,02%
Edirne

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

595 okunma

Vali Yunus Sezer Edirne’de iz bırakabilecek mi? (2)

ABONE OL
27 Ağustos 2025 11:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Görünen köy kılavuz istemez Yunus Sezer çalışkan, halkın içinde bir vali.

Tarihi yapılarda İhya ve restorasyona önem veriyor, Edirne’de  yıkılan, yarım kalan tarihi yapı kalmaması için çabalıyor. Ayrıntılar için Hudut’un 17 Ağustos haber linkini koyuyorum: https://hudutgazetesi.com/guncel/valilik-restorasyonda-vites-yukseltti/

Edirne’nin tüm ilçelerinde kadın kooperatiflerine sağlanan desteklerle kadınların kendi işini kurma, ekonomik hayata katılma olanağı bulması…                                                                                                                          

Bazı ilçelerde yerli tohum kavun karpuz ekiminde teşvik, hayvancılıkta desteklerin verimli kılınması…                               

Mahalle futbol ve voleybol takımlarının kurulması, sporculara yemek ve giyim yardımı yapılması…  

“Okula gitmeyen çocuk kalmasın sloganıyla” eğitime erişimde teşvik ve olanakların genişletilmesi… 

Köy yollarını iyileştirilme faaliyetlerine hız verilerek geçen yıl tamamlanan 100 kilometrelik yol onarımının bu yıl 200 kilometreye çıkarılması…                                                                                                 

Yangınlara tedbir kapsamında geçen yıl başlatılan “Her köye bir su tankeri” kampanyasında yılsonuna kadar 90 köye, 2026’da ise 253 köyün tamamına tanker ulaştırılması…

Evet, Vali Yunus Sezer yönetiminde son iki yılda hayata geçen 134 projeden küçük bir kesit sunduk.  

Bir projeye ise ayrıntılı yer vermek lazım çünkü yönetim kalitesinin önemine vurgudur…

Meriç nehri üzerindeki elektrik santralinin suyunun salınarak kuraklık tehdidi altındaki çeltik tarlalarının su ihtiyacının karşılanmasından söz ediyoruz.  

Bu müdahale sayesinde Edirne’den Enez’e kadar yaklaşık 300-350 bin dekarlık alanda ciddi bir verim kaybı riskinin ortadan kalktığını belirtiyor uzmanlar.

Ayrıntılar için Edirne Olay gazetesi haber linkini veriyorum:  https://www.edirneolay.com/haber/vali_sezer_krizi_onledi_tarimsal_felaketin_esiginden_donuldu-7638.html#:~:text=%2DVali%20Sezer%2C%20Meri%C3%A7%20Nehri%20%C3%BCzerindeki,verim%20kayb%C4%B1%20riski%20ortadan%20kalkt%C4%B1.

Buraya kadarki saptamalara ilişkin bazı değerlendirmelere yer açalım…

Kuşku yok ki iklim değişikliğine bağlı kuraklık artacak. Günü kurtaran müdahalelerin yetersiz kalacağı gün gibi aşikâr…  Kapsamı geniş, uzun vadeli su yönetim politikalarına yönelik Yunus Sezer’in başlatacağı çalışmalar, iz bırakacak mahiyette olacaktır.

Ülkede artan orman yangınlarına müdahalede yetersiz kalındığını bu yaz neredeyse yangın çıkmayan bölge kalmaması açıkça göstermiyor mu? Ekipman yetersizliğinden, koordinasyon eksikliğinden söz ediliyor. Sorun çok boyutlu olabilir fakat ortada yönetimsel eksikliğin varlığına dair çok emare var. Orman yangınlarıyla mücadelede yeni bir paradigmaya ihtiyaç duyulduğu apaçık.

Köylerin su tankeri ile donatılması, ülke genelindeki orman yangınlarında ilk müdahalenin hızla yapılabilmesi için önemli adım görülebilir. Ancak yetersiz kaldığı tecrübeyle sabit…

Örneğin, Büyükevren -Gülçavuş ormanına ilk müdahalenin gecikmesinden kaynaklı büyük tahribat…

Çanakkale yangınından dolayı Keşan Belediyesi itfaiye araçlarının bölgeye dönmesinin zaman alması sebep gösterilse de hem yönetimsel hataların varlığından, hem de ilk müdahale için köylülerin yetersiz kaldığından bahsedilebilir. Diğer bir ifadeyle, yangına ilk müdahale için donat ama aynı zamanda eğit/tatbik et anlayışına ağırlık vermek gerektiği artık yadsınamaz bir gerçek.                

Aşağıdaki fotoğraf,  Büyükevren-Gülçavuş orman yangının ilk anını ve yaklaşık 2 saat boyunca çok sınırlı bir genişlemeyle söndürülmeyi beklediğini göstermektedir.  

AFAD başkanlığı görevinde bulunmuş Yunus Sezer, bilgi ve deneyimini orman yangınlarıyla mücadelede artık şart yeni bir paradigma için Edirne’yi laboratuvar yapabilir, mesela…  

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Edirne Valiliğince yürütülen ‘sokak güzelleştirme’ çalışmaları kapsamında Saraçlar Caddesi ve Yediyol Ağzı ticarethanelerinde klima, anten, tente gibi görüntü kirliliği yaratan eklentilerin sökülmesi, pencere ve kapı doğramaları yenilenip cephe bütünlüğünün sağlanması,  Yunus Sezer’in Edirne’ye değer katan çalışmalarından sayılmalıdır.

Şüphesiz Vali Bey’in Edirne’deki kapsamlı ve özgün çalışmalarını toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında, mal ve hizmet üretiminde olağan kamu hizmeti addedenler çıkacaktır.

Ancak, iki yıl gibi bir zaman zarfında çok sayıda projenin hayata geçtiğini ve bunun da ancak iyi bir masa çalışmasıyla yani önce fikriyat sonra icraat anlayışıyla, iyi bir planlamayla mümkün olabileceği gözden kaçırılmamalıdır.   

Hiç kuşku yok ki Sezer’in, halkın ödediği vergilerin etkin/verimli kullanılması, devlet görevlilerinin hesap verebilir, şeffaf bir yönetim sergilemesi noktasında göstereceği titizlik, kendisini farklı kılacak önemli alanlardandır.

Edirne İl Özel İdaresi’nin 2025 yılı bütçesi 1 milyar 355 milyon liranın kullanımında stratejik planlamanın, performans esaslı bütçelemenin yani kamu kaynaklarının tahsisinin, yönetiminin, hesap verebilirliğinin içselleştirildiği bir kamu yönetimi başarılı hizmetlerde de mihenk taşı niteliğindedir.

Evet, önemlidir çünkü tüketimden alınan dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerinin içindeki payı yüzde 70’dir. AB’de bu oran yüzde 35. Devlet gelirlerindeki bu yüksek oran da halkın tüketimden kaynaklı ödediği dolaylı vergilerin etkin, verimli, hesap verilebilir kullanılması: kamu görevlilerin adalet/liyakat/ahlak terazisidir.   

Yunus Sezer’in Saros turizm vizyonu

Sezer’in,  Saros Körfezi’nin Türkiye’nin en çok tercih edilen turizm destinasyonlarından, rağbet gören ve beğenilen turizm akslarından biri haline geleceği öngörüsü, aslında malumun ilanıdır fakat ciddi boyutta bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir.

Malumun ilanıdır çünkü iklim değişikliği nedeniyle Ege’nin kuzey kıyılarına ilgi artmıştır.

Karadeniz kıyılarında da 10-15 sene sonrasına dair yatırımcıların şimdiden hareketlendiği biliniyor.

Çanakkale’den itibaren Ege kıyılarındaki yapı yoğunlaşması ve beraberinde getirdiği sorunların da rolü var kuşkusuz.  Sezonun kısa olması nedeniyle turizm yatırımcılarının üzerinde durmadığı Saros, yeni çekim merkezlerindendir.

Saros’da kapsamlı düzenlemeler yapılacağını, karavan parkı, çadır alanı ve altyapı çalışmalarının başlatıldığını, sahil bölgesinde düzenin sağlanması için iki yıldır yoğun bir mücadele yürütüldüğünü, şehirlerdeki gecekondulaşma hatasının tarım arazilerinde tekrarlanmaması için kaçak yapılaşmayla, ‘tiny house’larla mücadele edildiğini, sahil bandında ışıklandırmalı yürüyüş yolları yapılacağını,  Sezer’in basın açıklamalarından biliyoruz.

Doğrudur, Sezer’in bölgeye gösterdiği hassasiyet dikkat çekiyor, planlı çalışmaların zaman içinde sonuca ulaşacağı yönünde bölge halkının umutlu bir bekleyiş içinde olduğunu görüyoruz.

Ancak, sahil bandında ışıklandırmalı yürüyüş yolları sözünün, Sultaniçe- Gülçavuş sahilinde yerleşik yurttaşların Enez Kaymakamlığı nezdindeki sebatlı girişimlerine rağmen iki yıldır karşılık bulmadığını not edelim.

Yanı sıra, Gülçavuş-Sultaniçe sahilinde karavan/çadır konaklamasının halk sağlığını tehdit eder boyuta ulaştığını da belirtmiş olalım.

2000’li yılların başında ‘Küba Mahallesi’ adıyla bilinen Sultaniçe sahilindeki teneke evler, Vali Fahri Yücel’in girişimiyle kaldırılmıştı. Bugün aynı yerde ‘modern teneke evler’, karavanlar konuşlanmış durumda. Fotoğraflar, denizin ucundaki gayrisıhhi karavan/çadır kampındaki tuvalet/duş imkânını, atık suyun denizle buluşmasını gözler önüne seriyor.

Hiç olmazsa önümüzdeki sezon karavan ve çadır konaklamasına uygun, altyapısı mevcut düzenli bir park alanı kıyı şeridi gözetilerek hizmete sunulursa Sezer’in Saros’a gösterdiği hassasiyet, daha iyi anlaşılacaktır.    

Diğer taraftan,  nitelikli tesislerin bölgeye kazandırılabilmesi için imar düzenlemelerinin gerekliliğini, bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İl Özel İdaresi işbirliğinde çalışmaların varlığını yaz başı basın yoluyla kamuoyuna duyurmuştu Yunus Sezer.

İmarsız hiçbir yapıya göz yumulmayacağını ve kimseye istisna tanınmayacağını, aksi takdirde birkaç yıl içinde ‘Saros’ diye bir yer kalmayacağını, bölgenin değerini bilip inci gibi süsleyerek evlatlarımıza güzel bir miras bırakmak için çabaladığını da ifade etmişti.

Bu bakış açısı kuşkusuz bölgenin geleceğine dair umut vericidir. Yatırımcılara, turizm şirketlerine bölgenin kendine özgü koylarının, saklı güzelliklerinin sunulmayacağı, doğanın tahrip edilmeyeceği bir planlama için Vali Sezer’in yaklaşımı turnusol kâğıdı niteliğindedir.

Hudut’ta yayınlanan bölgenin bugünü ve geleceğine ilişkin örnek teşkil eden sorgulayıcı iki haberin içeriğinin ise  -15 Mayıs-15 Ekim arası Sultaniçe sahilinde inşaat yasağına uyulmaması,  bölge halkının rahatsızlığının İl Özel İdaresi yetkililerince dikkate alınmaması, inşaatın durdurulmaması- Vali Sezer’in bölgeye dair hassasiyetlerini ve başarılı icraatlarını zedeleme potansiyeli taşıdığının altını çizelim.

Ayrıntılar için Hudut gazetesinin iki haber linkini koyuyorum…   https://hudutgazetesi.com/guncel/yasak-var-takan-yok/                                 

Fahri Yücel ve Enver Hızlan, kendi dönemlerinin koşullarında Edirne’de iz bırakan iki validir.         

Yunus Sezer, birçok açıdan farklı bir dönemde Edirne’de görev yapmaktadır. Köşemizin sınırlı çerçevesinde öne çıkardıklarımız, üzerinde değerlendirmede bulunduğumuz hususlar, Sezer’in iki yıllık görev süresi içinde küçük bir kesittir fakat örneklem teşkil ettiği kanaatindeyiz.

Yunus Sezer’in Edirne’de iz bırakan valiler arasında yer alıp alamayacağı, elbette Edirnelilerin takdirindedir.

    En az 10 karakter gerekli