Edirne’de çekişmeli bir yarış içindeki belediye başkan adaylarının proje tanıtımları,
CHP adayı Filiz Gencan’ın 16 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi’ndeki açıklamaları ile tamamlandı.
Artık adayların Edirne tasavvurları/tasarrufları nelerdir biliyoruz.
Projeler birbirine yakın ki gayet doğaldır. Edirne’nin tabak gibi ortada çözüm bekleyen sorunları, saha çalışmaları sırasında vatandaşın dillendirdikleri, adayların sorumluluk alanı ve yapması gerekenleri zaten çerçeveliyor.
Ancak, adayların önlerindeki mevcut verileri “kopyala yapıştır” usulü projeye dönüştürme, vatandaşın gözüne girme çabaları ötesinde de hassasiyet taşımaları önemli. Projelerin uygulanabilirliği, mali kaynak doğrultusunda ayakların yere sağlam basması şart.
Filiz Gencan’ın projeleri ile başlayalım…
Temiz suya erişim, kanalizasyon ağının iyileştirilmesi, bozuk yolların yapılması, asfaltlama gibi alt yapı/üst yapı ve ulaşım sorunlarını başta tutan Filiz Gencan, selefi Recep Gürkan döneminden gelen ve vatandaşın sabrını zorlayan bagajın ağırlığının farkında.
“ETUS Denetim Altında” sloganı ise açılıma muhtaç. Halkın ETUS hizmetinden memnuniyetsizliği denetimle mi aşılacak? Bunun çözüm getirmeyeceği aşikâr. Öncelikle yeni bir kent ulaşım sistemine gereksinim ortada. Bu alandaki plan ve projelerin uygulanabilirlik ve finansman süzgecinden geçmiş şekilde kamuoyu bilgisine sunulması icap ediyor.
Dahası, kent ulaşımında kamucu çözüme dair bir tasarruf neden yok?
En azından ETUS’un yanı sıra belediyenin de ulaşımda aktif olacağı bir karma sistem üzerinde neden durulmuyor? Hukuki ya da bilinmeyen başka nedenler mi var?
Daha Hamdi Sedefçi döneminden gelen ve yine Recep Gürkan bagajını hafifletmek maksadıyla Filiz Gencan’ın ekibiyle bu mahut soruna odaklanması ve kamuoyunu rahatlatması elzem görünüyor.
Hakeza, “Yapı Stokunun Yenilenmesi” yani kentsel dönüşüm projesinin de netlik kazanması şart. Belediye hizmetlerinde taşeron ve yapı müteahhitlerinin kent yönetimde etkili olduğuna dair iddiaların halkta yarattığı rahatsızlık ortada. Dolayısıyla, saydam bir yönetim anlayışı ve kentsel dönüşümden “rantsal dönüşüm”ün anlaşılmadığı, imara açılacak alanlarda rant oluşumu ve paylaşımından arınmış bir belediye yönetim zihniyeti görünür kılınmalıdır.
Ana başlıklar altında sıralanan diğer bazı vaatler ise şöyle:
Edirne Turizm Gözlemevi, Edirne Peynir Müzesi gibi turizm projeleri…
Kreşler, sokak hayvanları, bungalov, karavan parkı, kapalı pazar alanı, çalgıcı mektebi, zanaatkârlar çarşısı, öğrenci yurtları, Hıdırlık tabyası seyir alanı, amfi tiyatro, spor merkezleri, mahalle konakları ekseninde mekânsal projeler…
Kent yoksulluğu ile mücadele, engelli ve yaşlılara, gençlere, kadınlara, çiftçilere destek kapsamında sosyal projeler…
Gelelim AKP adayı Belgin İba’nın vaatlerine…
Kent meydanı yaratılması, Saraçlar çarşısına, Kaleiçi’ne yeni yüz, Atatürk evi, nehir kenarları rekreasyon, park ve yeşil alanların artırılması, kentte otopark ve tuvalet sorununa çözüm, her mahalleye halı saha, spor alanları, ücretsiz düğün salonları/kamp alanları, öğrencilere toplu taşımada yüzde 50 indirim ve burs, gençlik ve bilim merkezi, çocuk meclisi, çocuk kütüphanesi, istihdam yaratılması, emeklilere destek, taziye evleri, turizm projeleri, kültür turları, otogarın yenilenmesi, sokak hayvanlarına ilgi, sivrisinekle mücadele, şeffaf belediyecilik…
Bu minvalde başka projeler de var fakat özü aynı. Diğer adayların vaatleri ile de çakışıyor ki, halkın nabzına şerbet projelerdir.
İYİ Parti Edirne Belediyesi Başkan Adayı Hamdi Sedefçi’nin seçildiği takdirde ilk bir ay içinde 12-30 yaş aralığındaki tüm gençlerin internet ücretini belediyenin karşılayacağı sözü dikkat çekiyor. Gençlere dönük başka projeler de vaat eden Sedefçi’nin, gençliğe ayrı bir önem verdiğini görüyoruz.
Temiz su noktasında ayrıntılı bir çözüm sunuyor Sedefçi,
Edirne’ye Süloğlu ve Kayalıköy barajlarından gelen temiz suyun kireçten kaynaklı sertliği ve klor ile dezenfektenin yol açtığı koku giderilerek Edirnelilere içme suyu kalitesinde temiz su ulaştırılacağını vaat ediyor. Vatandaşın damacana suyu masrafından kurtulacağını,
ayda 500-700 lira aralığında tasarruf edeceğini belirtiyor.
Sokak hayvanları için “mama üretim tesisi” sözü veren Sedefçi, lokantalardaki artıklar toplanarak belediye bünyesinde kurulacak tesiste bu artıkların mamaya dönüştürülerek barınaktaki sokak hayvanlarına “kaliteli mama” yedirmeyi projelendirmiş.
Kaybettiği 2014 seçiminden bugüne, geçen 10 yılda boş durmayarak Edirne’nin sorunlarına çözüm üretmek için çalıştığını belirten Sedefçi, daha birçok projesinin hazır olduğunu, seçimi kazanması durumunda Edirne’de yeniden çiçekler açacağını söylüyor.
Dikkatinizi çekmiştir, tüm adayların projelerinde ortak bir yan var.
“Yapacağız/edeceğiz” odaklı sözlerin vatandaşın ilgisini çekmek ve oya tahvil etmek için sarf edildiği göze batıyor. Gayet normal, popülist siyaset dilinin yansımasıdır.
Sadece projelerin havada uçuştuğu bir seçim rekabet anlayışının ötesine geçmek gerektiği ihmal edilmiş görünüyor.
Oysa bahis konusu projelerin çoğu yıllardır Edirne gündeminde ve gerçekleşmeyenler şimdi yeni vaatler tenceresinde ısıtılıp vatandaşın önüne sürülüyor temcit pilavı misali…
Bu nedenle başkan adayları hem kendi hem de rakiplerinin projelerini masaya yatırarak bir sadeleştirme, uygulanacak projelerin öncelik sıralaması, bütçe imkânı vb. çalışmalar için yeni bir yönetim anlayışının önemini kavradıklarını şimdiden gösterebilirler.
Bu da, proje yarışının ötesine geçmek ve saydam, hesap veren bir belediye yönetim biçiminin ciddiye alındığını hissettirmekten geçiyor. Çünkü bu temel anlayışa sahip olmadan kamu kaynaklarının doğru/dürüst, toplum yararına kullanılması mümkün değildir.
Halkla birlikte yönetmek, birlikte başarmak, katılımcı belediyecilik gibi sıkça duyduklarımızın havada kalmaması için somut ifadelere ihtiyaç var.
Örneğin bütçe meselesi; belediye bütçesinin nasıl kullanıldığı, vaat edilen projelerin bütçede karşılığı?
2023’te 1 milyar 909 milyon olan Edirne Belediyesi bütçesi, 2024 yılında 2 milyar 864 milyon lira seviyesine çıkmış ve ne tesadüftür ki bütçe toplantısına başkanlık eden de, Filiz Gencan.
Bütçe konusunda bilgi sahibi bir belediye başkan adayı var kaşımızda.
Dolayısıyla, seçime 10 gün kalsa da belediye bütçesinin projelere yeterliliği, analitik bir değerlendirme, yeni kaynak yaratma (örneğin AB vb. fonlar, imar hareketlerinden doğan değerin topluma hizmet için kullanılması) hususlarında seçmeni aydınlatması yerinde olur.
Halka birlikte yönetmek, halka danışmakla olasıdır. Belediye bütçesi yapılırken halkın katılımının sağlanması, toplumcu bir belediye yönetimi anlayışının temelidir.
Bu konuda Talatpaşa mahallesi muhtar adaylarından Şenol Durmaz’ın hem mahallesi hem de kente ilişkin bir yönetim modeli var ki değinmeden yazıyı sonlandırmak, büyük eksiklik olur.
Hudut’tan alıntılayalım Şenol Durmaz’ın belediye bütçesinin halk yararına kullanılmasında öne çıkardığı yöntemi. (8 Şubat 2024)
// HİZMETLER İÇİN BELEDİYEDEN KAYNAK AYRILMASI İSTENİP KAMUYA DUYURULACAK
Mahallenin ihtiyaçlarının belirlenmesinde katılımcı yönetim/katılımcı bütçe anlayışı esas alınacak. Muhtarlık aynı zamanda ‘Mahalle Meclisi’ işlevi görecektir. Katılımcı bütçe kapsamında belediye hizmetlerinden yararlanmak üzere her yıl bütçe dönemi öncesi mahalle halkının katılımıyla yapılacak toplantıyla ihtiyaçlar sıralaması belirlenerek, belediyeden alınacak hizmetler için kaynak ayrılması yazılı olarak istenecek ve basına duyurulacaktır. Ödediğimiz vergilerin, kentimizin sınırlı kaynaklarının doğru, verimli, yerinde kullanılmasında katılımcı bütçe çağdaş bir yerel yönetim modelidir. Talatpaşa sakinleri olarak katılımcı bütçe modelinin Edirne’mizde işlerlik kazanmasına önayak olacağız.//
//KATILIMCI BÜTÇE NEDİR VE ÖNEMİ NEDİR?
Dünyada ilk kez 1989 yılında Brezilya’nın Porto Alegre kentinde uygulanan katılımcı bütçeleme, yerel yönetimlerin harcama önceliklerinin halkın katılımı ve tercihleri doğrultusunda belirlendiği ve bütçelendirildiği bir süreci tarif eder. Dünyanın birçok farklı şehrinde uygulanan bu yerel demokrasi modelinde, yerel yönetimlerin yatırım bütçesinin yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 15’i katılımcı bütçeleme ile belirlenir. Katılımcı bütçeleme, yerel yönetimlerin harcamalarının görünürlüğünü halkın doğrudan sunumu ve tercihleri doğrultusunda şekillendirdiği bir bütçeleme sürecidir. Bu anlamda, bütçeleme temsili demokrasiden demokrasiye geçişin en önemli adımlarından biri olarak kabul edilmektedir.//
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Üç belediye başkan adayının da Talatpaşa mahallesi muhtar adayı Şenol Durmaz’a kulak vermeleri yeterlidir.