
Edirne İl Genel Meclisi 2025 yılının Kasım ayı toplantısında İmar ve Bayındırlık Komisyonu tarafından bir rapor yayınlandı.
Rapora göre Saros’da Karaincirli, Vakıf, Büyükevren, Sultaniçe ve Gülçavuş köylerinde devam eden imar planlarının yavaş yürümesi nedeniyle bölgede yaşayan vatandaşların mağdur olduğundan söz ediliyor. Raporda ayrıca alt yapının geliştirilemediği, kanalizasyon ve atık sistemlerinin eksik kaldığından, vatandaşın mülkiyet ve inşaat izinlerinde sürekli engellerle karşılaşıldığı da belirtildi. Bu süreçte de taşkın sınırları ve hidrolojik etüt raporlarının onay beklemesi nedeniyle imar planı süreci fiilen durması nedeniyle DSİ suçlanıyordu.
30 yıldır Saros’da yaşayan bir sakin olarak bizim de söyleyeceklerimiz var sayın İl Genel Meclisi üyelerine ve imar rantını bekleyenlere.
İlk sözümüz DSİ için. Bence haklıdır Edirne DSİ yetkilileri. Birkaç yıl önce Gülçavuş/Sultaniçe arasından geçen derenin taşması nedeniyle Gülçavuş sahilinde bir çok yazlığı sular basmış, maddi zarar oluşmuş, Sultaniçe köyünde yaşayan bir vatandaşın ölümüne neden olmuştu o sel. Halen yeni villalar yapılıyor dere yatağına yakın yerlere, ne akla hizmetse.
İmar bekleyenlerin olduğu doğrudur. Kendilerine yazlık bir konut yapmak isteyen arsa sahibi vatandaşların olduğu gibi imar rantından beslenmeyi bekleyen büyük araziler kapatmış kişilerin olduğu da ortaya çıkacaktır yeni imar planları açıklandığında. Hele yaz sezonu boyunca durmak bilmeyen, inşaata devam eden ancak halkın protesto gösterileriyle engellediği müteahhitleri de hesaba katarsak. İmar planları çıkmadan bölge ısınmaya başladı bile, imar planları çıktıktan sonra bölgenin cehenneme döneceği gün gibi ortada.
Raporun sonlarında “yerel halkın katılımı ilkelerinin mutlaka gözetilmesi” deniyor. Orada yaşayan halkın bu imar planlarından şimdiye kadar haberi olmadığı gibi hiçbir kurum, kişi ya da yetkili bölgede yaşayan vatandaşların fikrini sormadı bu güne kadar.
Raporun bitiminde “Enez kıyıları yalnızca yapılaşma alanı değil, gelecek kuşaklara bırakılacak ortak bir doğal mirastır” deniyor. Katılıyorum da; İmara açarak mı doğal mirasa sahip çıkacağını düşünüyor acaba sayın İl Genel Meclisi üyeleri? Her yeri betona çevirerek, Ege ve Akdeniz’e benzeterek mi gelecek kuşaklara ortak doğal miras bırakılacak?
İmar ve beton sevicilik. Ülkemizin son 25 yıldır ne hale geldiğine bakalım betonlar yüzünden. Uzaklara değil, aşağılara uzanalım Ege ve Akdeniz’de adım atacak, nefes alacak yer kalmadı.
Artık gözü Saros’a mı dikti beton seviciler, imar rantı peşinde koşanlar?
Saros bakir bir bölge, küresel ısınma nedeniyle eskiden 3 ay ile sınırlı olan yaz sezonu uzamaya da başladı. Ege’de Akdeniz’de yer kalmadı nasılsa, Saros’u da oralara benzetelim diye düşünenler de bu imar planlarının çıkmasını bekliyor olmasın.
Alt yapının yapılamadığından söz ediyor rapor. Gülçavuş/Sultaniçe köylerinde vatandaşlardan para toplanarak Özel İdare’nin uzaktan kontrolü ile Enez Köylere Hizmet Birliği’ne yaptırılan maliyetin büyük çoğunluğunun Özel İdare tarafından karşılandığı, alt yapı çalışmaları yapılırken denetimin yapılmadığı ve başladığında büyük sorunlarla çalışmaya başlayan alt yapı çalışmaları yapıldı. Ben de sisteme girerek ödeme yapan vatandaşlardan birisiyim. Neymiş; alt yapı çalışmaları için ille de imar planları gerekmiyormuş, yeter ki niyet olsun. Bu arada yollarla ilgili de bir şeyler ekleyelim. Bölgede yaşayan vatandaşların ceplerinden yaptırdıkları ara yollar alt yapı çalışmaları döneminde pert oldu ve şu anda bölgeye yazlıklarına giden vatandaşlar çamurdan sokaklara giremiyorlar.
İmar gelmeden de oluyormuş demek ki alt yapı çalışmaları. Vatandaş bastırdı parayı alt yapı gelmiş oldu.
Geçtiğimiz yaz Büyükevren/Gülçavuş arasındaki ormanların büyük bir bölümü yandı kül oldu bir gece içinde.
Bu yanan ormanların akibeti hakkında da umarız devletimizin yetkilileri çıkıp bir açıklama yaparlar. Bölgede yaşayan vatandaşlar orman olarak kalmasını istiyorlar.
İmar planları hazırlanırken yanan ormanlar yanlışlıkla karışmasın araya, endişemiz o yönde de.