“Sen yoksan, hiç kimsem yok;
Ne arayanım, ne halimi soranım var;
Şu yalan dünyada!..”
Denir ya şarkı da, işte bu şarkıyı gençlikte dinlerken, ne yalan söyleyeyim, anacığım bile gelmezdi aklıma; hep “Sevgili” gelirdi.
Çevrem de ki herkes de sevgiliye kavuşma özlemiyle dinlerdi bu şarkıyı. Pekiyi de, sevgiliye kavuşanlar ne diye dinlerlerdi?..
Valla, bu konuda hiçbir fikrim yok!..
Şimdilerde böyle şarkıları, Kuran’ı Kerim ayetlerinin bilinci sayesinde, dünyada ahretteymiş gibi yaşamaya, görmeye, duymaya başlayınca, bambaşka algılarla dinliyorum.
Yavaş yavaş, gözlerim, kulaklarım doğrunun da ötesi “DOSDOĞRU” görmeye, duymaya başlayınca, şükür ki artık, “Vay canına!..
Eskiden ne kadar da yanılgılar içindeymiş, ALGILARIM” diyorum.
Şimdi nasıl duyuyorum o şarkıyı?..
“Sen yoksan, (Allah’ım) hiç kimsem yok;
Ne arayanım ne halimi soranım var,
Şu (Sensiz, yanılgılı) yalan dünyada!..
Kuran’ı Kerim. Sure 16/Ayet 52,53,54:
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kulluğun da yalnız O’na yapılması lâzımdır. Siz, Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?
Size gelen her nimet Allah’tandır. Sonra size bir zarar dokunursa, Hak’ka tazarru ve dua edersiniz.
Sonra sizden o sıkıntıyı kaldırdığı zaman içinizden bir gurup, derhal Rablerine ortak koşarlar.