Belirli yaştan sonra hiç üzerimizden eksik etmediğimiz, her alışverişimizi onunla yaptığımız, sosyal yaşamda ekonomik güç simgesi olan, ona çok miktarda sahip olup zengin olmak için mücadele ettiğimiz nesne; yani para.
Geçen hafta Türkiye piyasalarını altüst edecek bir para olayı oldu. Futbol ortamının tanınmış bazı kişileri Denizbank’ın bir şubesine yüksek faiz vaadiyle külliyetli miktarda mevduat olarak para yatırmışlar ama ortada ne doğru dürüst dekont var, ne bir belge. Her şey söz üzerine, hatta yemin üzerine, güven üzerine oluşmuş.
Bugün Türkiye piyasasını meşgul eden konu bu oluyor. İşin içinde bir bayan banka müdürü, ünlü futbolcular, taşıyıcılar, bir kaç tefeci, kapalı çarşı esnaflarından bazıları var. Ortada olan banka müdürü bayan, parayı yatıran para sahipleri, bir çok kişi. Peki ama para nerede? Para ortada yok. Olayı anlayabilen beri gelsin, alavere, dalavere Kürt Mehmet nöbete. Tabi konu bu kadarla kalmıyor, konu Türk adaletindedir. Bakalım işin içinden ne cılk yumurtalar çıkacaktır. Bizlerin sade vatandaş olarak gördüğümüz, öğrendiğimiz bu kadarı. Bu öğrendiklerimiz aysbergin görünen tarafı, ya görünmeyen tarafı, şimdilik meçhul.
Hepimizin bankalara işi düşer para yatırırız, çekeriz, kredi alırız bu işlemler bittiğinde biz müşterilere dekont verirler yani makbuz. Dekontların bazı yazıları çok rahat okunurken işlemden sonra yazılan yazıları çok silik zor okunuyor, bankalar bu konu üzerinde durmalı, dekontlarda net okunacak yazılar olmalı.
Boşuna dememişler çok laf yalansız, çok para dolansız olmaz. Bu duruma hep sebep zengin olma hırsı, birazda işin içine zengin ol da nasıl olursan ol düşüncesi. Çünkü zengin olmak demek ekonomik yönden güçlü olmak demektir. Bugünün yaşamında en geçerli güç para gücüdür, para her kapıyı açar derler, her kapıyı açmasa da bir çok kapıyı açar.
Konu adli makamlara intikal ettiğine göre adaletin çarkı ağır dönse de bu olayı aydınlanacaktır, neyin ne olduğu anlaşılacaktır. Bu olayda Türk bankacılık sektörü yara almıştır, bu durumdan rahatsızdır, bankaya para yatıracak, para alacak olan kimse iki kere düşünmek zorunda kalır. Bankalar ekonomi piyasasının en güvenilir kurumlarıdır, eğer bu güven kaybolursa ekonomi çok büyük yara alır. Bu durumlara düşmemeliyiz.
Asıl sorun şudur, kısa ve kolay yoldan zengin olma hevesi ile paralarını bankaya yatıranlar, paralarını yatırmıştır ama bu işin içinde bu sahnenin perde arkasında birileri olamaz mı? Bakalım sabırla bekleyelim, sonunu göreceğiz.
Para yatıranlar paralarını yatırırken acaba hiç mi şüphe etmemişlerdir, para yatırılan yer tefeci değilki banka her işlemi yasalara bağlı, hangimiz bankaya gidip de şüphe ederiz? Bankalar en güvenilir kaynaklar, bu olaylara sebep ne, kısa yoldan zahmetsiz zengin olma hırsı.
Boşuna dememişler para bir şeytandır kullanmasını beceremezsen seni baştan çıkarır. Bir zamanlar seksenli yıllarda bankerler olayı, Banker Kastelli ile başladı, daha sonraları başkaları hepsi iflas edip top attı. Kastelli dürüstmüş borcunu ödedi, borcu ödenmeyenlerde ağlaşıp durdu sonu dram.
İnsanlar niye böyle para tuzaklarına düşüyor, zengin olma hırsı, bu konuda en güçlü silah reklam, yalanlarla güven yaratmak kullanılıyor, para hırsına kendini kaptırmış kimseler bu tuzaklara düşüyor, aman dikkat!
Sen, sen ol para hırsına kapılma, kazanç ne kadar fazla olursa risk te o kadar fazla olur…