Bugün tam 51 yıl oldu kaybedeli.
1973 yılı genel seçimlerinde sandık başkanı olarak gittiği köyden bir tabut içinde evimize dönmüştü babam.
Israrla istememesine rağmen, Meriç İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Naci Göçer’in kendisini sandık başkanı olarak görevlendireceğini öğrenince, Adliyeye giderek; “Hakim bey, madem illaki görev vereceksiniz o zaman Hasırcıarnavut köyünde görevlendirin de o köyde öğretmen olan kızım ve torunlarımla da bir arada olurum” demiş ve Hakim Naci bey’de babamı kırmayarak bu köyde sandık başkanı olarak görevlendirmişti.
Bende Ankara’da ki okulumdan Meriç’e gelmiştim o tarihte.
Annemle babam tuttukları bir taksi ile köye giderlerken gidişlerini gizlice uzaktan izlemiştim.
Yolcu edemedim çünkü aramızda ufak bir tartışma yaşamıştık bir gün önce.
Bu nedenle gizliden gizliye izlemiştim gidişlerini.
Anlatılanlara göre; seçim günü sabahı çok erken bir saatte ablamların lojmanından kahvaltı bile yapmadan ayrılmış rahmetli.
“Ben sabah namazına gideyim. Oradan sandığın kurulduğu okula geçerim. Sizde yiyecek bir şeyler hazırlar oraya gönderirsiniz” demiş ablama.
Cami avlusunda cemaatle bir süre sohbet ettikten sonra ezan okununca hep birlikte namaz için içeri girdiklerinde babamın bir arzusu olmuş cemaatten.
“Eğer kabul ederseniz bu sabah size ben müezzinlik yapayım” demiş.
Cami görevlisi İmam ve cemaatin tamamı çok memnun olmuşlar elbette.
Babam müezzinlik yaparken heyecanlanmış olsa gerek, tam da hutbenin önünde yığılıp kalmış bir anda.
Bir yandan kalbini tutarken, bir yandan da eliyle ilacının bulunduğu cebini işaret etse de cemaatin içinden hiç kimse anlamamış tabii ki!
Hasılı kelam, henüz 53 yaşında iken görevli gittiği Meriç Hasırcıarnavut köyünde Cami de namaz kılarken kaybetmiştik babamı.
Genç yaşta aramızdan ayrılıverdi maalesef.
Nur içinde yatsın, mekanı Cennet olsun.
Beni de affetmiştir inşallah!