
Mutlak buhran’ başlıklı yazı ilgi gördü. Devam edelim bari…
Sadece CHP üyesinin değil seçmeninin de hislerine tercüman olmuşuz. Aslında görünen köy kılavuz istemez ama tali yerine kök sorunlara eğilmenin gerekliliğini hep vurgulamak lazım. Yoksa kişisel tutum ve davranışlar ekseninde ele alınan CHP’deki sorunların yapısal varlığı gözden kaçıyor.
Sanki partili tutum ve davranışları siyasi etik değerler zemininde yürüse her şey düzelecekmiş gibi bir algı çok yaygın. Oysa balık baştan kokar misali genel merkezden aşağıya doğru süzülen oligarşik yönetim tarzından kaynaklı marazaları iyi anlamak, sorunun yapısal olduğunu iyi kavramak lazım.
Demokratik/saydam/dürüst bir parti yönetimine geçiş; bütünlüğe, kolektif siyasi pratiklere önem veren bir örgüt işleyişi, CHP’nin iktidar elinde oyuncak olmaktan kurtulması için gerek şarttır.
Gelin görün ki, imtiyaz kaybına uğrayan Kılıçdaroğlu oigarşisi ile İmamoğlu oligarşisi arasındaki kavga devam ediyor. Karşılıklı suçlamalardan ortaya dökülen pespayelikler de halkın kafasını karıştırıyor.
AKP’nin stratejik planı etkili… CHP’deki zayıf noktalar iyi çalışılmış. Silsile operasyonların CHP’yi iktidar yolunda sarstığı besbelli…
AKP’nin en zayıf döneminde konjonktür ibreyi CHP’ye işaret ederken Özgür Özel’in haftada iki mitingle sürekli savunmada kalması, tutuklu belediye başkanlarını aklama çabaları, reaksiyoner siyasete sığınması yani AKP’deki karanlık alanları ifşa ederek zevahiri kurtarmaya çalışması: hem ülke kaynaklarının istismarının geniş boyutunu gözler önüne seriyor, hem de CHP’nin umut görülmesinde tereddüt oluşturuyor.
Bu iktidardan bir an önce kurtulmak isteyen seçmende bu ayrıntılar önemli olmayabilir.
Yeter ki sandık gelsin bu iktidar gitsin, ülke bir an önce düzlüğe çıksın beklentisinde toplum kesiti oldukça büyük; kamuoyu araştırmaları da bunu yansıtıyor.
İşte tam da bu nedenle CHP’nin ayaklarının yere sağlam basması, derli toplu halkın karşısına çıkması önem arz ediyor kanaatimizce.
İmamoğlu oligarşisi muktedirlerinin halkın karşısına derli toplu çıkmaktan anladıkları ise: kongrelerde İmamoğlu düzenine hizmette kusur etmeyecek kadroların göreve getirilmesi. Bunun için büyük bir gayret içindeler.
Âlây-ı vâlâ ile dillendirilen değişim tüzük kurultayının fare doğurduğu iddiamızı kanıtlarcasına genel merkez yerel taşeronları üzerinden mahalle delege seçimlerinden itibaren yapılan müdahaleler, kongrelerde tüzük gereği ‘çarşaf’ liste’ uygulamasının sözde kalması, Kılıçdaroğlu dönemini aratmıyor. Bu da parçalı bir örgüt yapısı doğruyor ve CHP’nin örgüt dinamiklerini örseliyor.
Büyük iddialarla allanıp pullanan “Değişim Kurultayı”nın bir aldatmacadan ibaret olduğunu zihni açık Cumhuriyet Halk Partililerin iyi kavradığını, hatta gözlerinin fal taşı gibi açıldığını, sosyal medyadaki paylaşımlar da gösteriyor.
Elbette hayret etmiyoruz çünkü insanları aldatmanın sınırları var ve kırılma noktası kaçınılmazdır; gün gelir “takke düşer kel görünür”. Evet, CHP’deki kurgulu, antidemokratik yürüyen kongre süreci, CHP’nin demokratik/saydam/dürüst yönetilme ihtiyacının karşılanmayacağını apaçık yansıtıyor.
Hatırlatma babında, 4 bölümden oluşan “MİŞİĞED IYATLURUK” yazı dizisininilk bölümünü buraya koyuyorum: https://hudutgazetesi.com/yazarlar/misiged-iyatluruk-1/
Bir yıl önce mevzuyu ele alarak “Değişim Kurultayı”nın bir palavradan ibaret yanlarını 4 bölümde ayrıntılı işlemişiz ve üstelik o büyük iddiayı tersten yazarak ironi bile yapmışız.
İlk bölümün ilk satırlarını tadımlık hatırlatalım…
//CHP’de bir tüzük kurultayı masalı daha hitama erdi. Bu kez farklı olan ise, “DEĞİŞİM KURULTAYI” iddiasıydı. Parti içi demokrasiye işlerlik kazandıracak tüzük değişikliği umuduyla sadece partililer heyecanlı çalışmaları içine girmediler; TÜSES, SODEV, SDD, Toplumcu Düşünce Enstitüsü gibi fikir kulüpleri de katkı vermek için çırpındılar. Fevkalade umutlu bir hava hâkimdi kurultay öncesi.
Sonuç, hiç de beklendiği gibi olmadı; salondaki birtakım guruldamalar yadigâr kaldı.
İmamoğlu ve Özel’in içini doldurmaktan itina ile kaçınarak terennüm ettikleri “Değişim” kavramının bir oyalamadan ibaret olduğu, bu tüzük kurultayında iyice ifşa olmuştur.
Yaşanan hayal kırıklığı, CHP’de katılımcı demokrasi beklentisinin ‘fos’ çıkmasından kaynaklanmaktadır. Hatta bir geriye gidiş söz konusudur. Değişim ters yöndedir yani…//
Kılıçdaroğlu oligarşisi ile parti yönetimini ele geçiren İmamoğlu oligarşisi arasındaki parti içi iktidar kavgasının geldiği aşama ise, CHP tarihinde yepyeni bir boyuttur. Bugüne kadar görülmemiş bir parti içi iktidar mücadelesidir; yıllardır umursanmayan yapısal sorunların doğurduğu marazalar artık pespayelik düzeyinde gözümüzün önündedir.
İktidarın elinde oyuncak hale gelinmesinin sebebi, bizzat CHP’deki muktedirler arası ‘it dalaşıdır’. Kayyım meselesi, Mutlak Butlan davası, belediyelerdeki akçeli işlerin ortaya dökülmesi, parti içi iktidar mücadelesindeki hırsın, pespayeliğin, yozluğun dışavurumudur.
Olan bitene “iktidarın operasyonları” deme kolaycılığından ziyade içeriden boşalan cerahatın laboratuvar sonuçlarına bakmak gerekir.
Gürsel Tekin’in mal varlığını bugüne kadar dert etmeyip, üstelik bu adamı CHP’de yıllarca karar verici koltuklara oturtan, möhim şahsiyet yapan, CHP’deki yapı bozukluğuna yaslanarak parti içi iktidarı elde tutanlar değil midir?
Kaldı ki Gürsel Tekin’in yıllarca yanında olan ve memnuniyetleri aşağıdaki fotoğrafta yüzlerinden okunan fakat şimdi İmamoğlu düzeninde pozisyon alan muhteremlerin pek seviyeli ve manalı siyasi duruşlarına söylenecek söz yok mudur?

Gürsel Tekin’in 286 daire,9 tripleks villa, 7 benzin istasyonu, 11 temizlik şirketi sahibi olduğu iddiasının siyasi kariyer ilintisine neden hiç kafa yormadınız Ali Mahir Başarır, Mahmut Tanal? Ekranlara çıkıp halkın fakirliğini anlatmaktan dilinizde tüy bitti; peki yüzünüz neden hiç kızarmaz?
https://www.instagram.com/reel/DOQciiJDU23/?igsh=MTl3aTdjbTI1MmI2ZQ==
Daha Kılıçdaroğlu döneminde dışarıda kalan Deniz Baykal’ın prenslerinden Mehmet Sevigen’in, öncesinde Kılıçdaroğlu, şimdi İmamoğlu düzenine dair açıklamalarını, çemkirmelerini nereye koyacağız? “Mehmet Sevigen’de kişilik bozukluğu” var deyip geçiştirmek mümkün mü?
Buyurun videoya…
https://www.instagram.com/reel/DODoV9wDBjC/?igsh=d2RueXdnajBjZjg3
Gürsel Tekin’in ta Tarsus’tan elinden tutup getirerek CHP’ye monte ettiği kullanışlı eleman Barış Yarkadaş’ın ekranlarda kustuğu öfke de bir başka panayır eğlencesi…
Sanki ortaya boca ettikleri CHP’deki yapısal sorunların bir sonucu değilmiş gibi parti içi demokrasiden bahsediyor sürekli. Belli ki ihraç ağır gelmiş, kaldıramıyor. Haybeden milletvekilliği kap, muktedirler arasında salınırken şimdi eleştirdiğin CHP’de maraza üreten yapı umurunda olmasın, eşekten düşünce çemkir de çemkir…
Buyurun videoya…
https://www.instagram.com/reel/DOTic2yDdyO/?igsh=YThvaHgybDN2dXdm
Şu sıralar ekranlarda İmamoğlu olgarşisini ifşa etmeyi iş edinmiş diğer bir parlak yıldız, yıllardır milletvekili rolünü oynayan artiz (artist değil) Berhan Şimşek, bir başka gürlüyor valla…
Boyun damarlarını şişirerek pek ağdalı ve içinden bol mantık fışkıran sözlerinden etkilenen yol arkadaşları (hangi yolsa artık o) mutlaka vardır; ancak bu sözleri neden şimdi ettiği, daha önce partisindeki düzen aynı değil miydi diye soranlar da illaki çıkacaktır.
Hadi buyurun artiz Berhan’ın videosuna…
https://www.instagram.com/reel/DPTKB3HjBP0/?igsh=MWVmcmd5dmNkNnl5ZA==
Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu iddiaları ise yenir yutulur cinsten değil. Aralarında bir çıkar çatışması mı oldu bir vakitler bilemeyiz; ancak Ekrem İmamoğlu’nu kastederek , “CHP acilen böyle bir ne olduğu belirsiz bu karanlık adamdan kurtulmak zorundadır…” sözleri de dikkat çekiyor doğrusu.
İşte video, işte Cafer Mahiroğlu…
https://www.instagram.com/reel/DO1BwDciApF/?igsh=MTN3N29oN3llMzJ0YQ==
Özgür Özel hakkındaki şu iddia eğer gerçek dışı ise mutlaka yargı yoluna gidilmiştir diye düşünüyoruz.
İşte İddia…
https://www.instagram.com/reel/DOO-2MZDiS9/?igsh=dHZzaGRvNnA4c3lr
Son olarak, CHP Erzurum Kurultay Delegesi Göğerkaya’nın Mutlak Butlan dava konusu “şaibeli kurultay”da kendisini para karşılığı kullandırdığını güzelce ikrar etmiş, Erzurum İl Başkanı Sertaç Eş’in kendisini daha fazla kullandırdığını da iddia ediyor.
Muhabbetin videosu bu…
https://www.instagram.com/reel/DOfl8SqiC7I/?igsh=a3VpcDJkdHU1djVt
23 Nisan 2024’te yayınlanan “Siyasette sahicilik/inandırıcılık/şeffaflık/güvenilirlik…” başlıklı yazımızı https://hudutgazetesi.com/yazarlar/siyasette-sahicilik-inandiricilik-seffaflik-guvenilirlik/ hatırlatarak bitirelim bu bölümün lafzına uyan şu saptamaları öne çıkarmayı ihmal etmeden…
// AKP’den devralınan belediyelerde gerek israf gerekse borç konusunda dudak uçuklatan yönetim tarzını ifşa eden CHP’li belediye başkanları hem saydam/hesap veren yönetim anlayışının gerekliliğini vurguluyor, hem de vatandaşa taahhütte bulunmuş oluyorlar.
Dolayısıyla; CHP’li belediye başkanları dürüst bir yönetim sergilemezlerse astıkları afişlerin benzerlerinin bir sonraki seçimde kendi icraatlarını yansıtacağını şimdiden not etmelidirler.//
Devamı var tabii.