DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BIST 10.276,880,67%
BITCOIN 20406575,76%
Edirne
14°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

127 okunma

MİMAR SİNAN VE MİHRİMAH SULTAN AŞKI

ABONE OL
25 Nisan 2024 11:03
1

BEĞENDİM

ABONE OL

İbni Haldun’un mukaddemesinde dediği gibi; coğrafya kaderimiz midir bilemem lakin hayatımıza büyük etkisi olduğu muhakkak. Bir insanın çingene çadırında doğup saraya mensup olması olağan dışı değil ama çok zor olduğu muhakkaktır.
Yedi yaşında babasını kaybedip ömrünün büyük bir kısmı çobanlıkla geçince, çocuklarım bu sıkıntıları çekmesin, yaşam kaliteleri daha güzel olsun, düşüncelerini taşıyan babam bizi köyden şehre getirdiğinde ilkokulu yeni bitirmiştim. Evimize yakın olan, inşaatı yeni bitmiş MİMAR SİNAN orta okuluna kayıt oldum. İlk yıllarımızda soyadını hatırlayamadığım GÜZİN hanım isminde bir resim öğretmenimiz vardı. Kocasının müze müdürü olduğunu öğrendiğimiz GÜZİN hanım güzel sanatlar mevzunu, resmi seven bir öğretmendi. Bizlere en azından bana resmi sevmemde çok yardımcı oldu. Bizden okulumuza ismi verilen Mimar Sinan’ın resmini yapmamızı istedi, resim öğretmenim Güzin hanımın yaparken yardım ettiği resmim çok beğenildi. Benden aldılar, bir daha da göremedim karakalemle yapmış olduğum Mimar Sinan resmini. Ama Mimar Ssinan içime işledi o günlerde. Mihrimah Sultan’a olan aşkını bilmiyordum ama daha sonra öğrendiğimde çok ilgimi çekti.
Mihrimah, o günkü koşullarda kullanılan dilimizin içinde çok önemli bir yeri olan Farsça’da güneş ve ay demek. Mihrimah ismini kızına Kanuni Sultan Süleyman koyar ve Mihrimah Hürrem Sultandan doğma Sultan Süleyman’ın ilk kızıdır. Adı gibi kendi de güzeller güzelidir. Kanuni kızı için bir külliye ve cami yaptırmak ister, Sinan’ı çağırır. Topkapı Sarayı’na güneş ilk Üsküdar’dan doğmaktadır ve ‘uyan Üsküdar’da sabah oldu’ lafı buradan gelmektedir. Yer seçimi yapılır, inşaat bitirilir. Bu arada inşaata gitmeler gelmeler, kontroller olmaktadır. Fikirler beyan edilmekte, istekler göz önüne alınmaktadır. Bu sık görüşmeler ve temaslar sırasında Mimar Sinan Mihrimah Sultan’a aşık olur. Kendisi ellili yaşlarında ve evlidir. Mihrimah Sultan güzeller güzeli uzun dalgalı saçları dillere destan güzelliği duyanları, görenleri, hayran bırakmaktadır. 17 yaşlarındadır ve o günün koşullarında evlenmesi gerekmektedir. Erzurum Valisi Rüstem Paşayla evlendirilir. Rüstem Paşa ikbal basamaklarını bu evliliğin de desteğiyle süratle tırmanıp sadrazam olur. Aldığı rüşvetlerin sesi günümüze kadar erişmiştir. Şehrimizdeki Rüstem Paşa Kervansarayı adından da anlaşılacağı gibi onun yaptırdığı bir eserdir.
Mimar Sinan, Mihriban Sultan’a aşkını anlatamaz ama ona olan aşkını sanat ile anlatmasına bir mani yoktur. O da camiyi yaparken Mihrimah Sultan’ın güzel saçlarını caminin minaresindeki çizgilerle anlatmış, yere basan terlikli topuklarını minarelerin yere basan yerlerinde çok güzel dile getirmiş, sanatıyla aşkını dile getirmiştir. Üsküdar’daki külliyede sabah olduğunda caminin kubbe altındaki pencerelerinden yılın belli günlerinde, Nisan ve Mayıs aylarında bir taraftan güneş doğarken bir taraftan ay görünmektedir.
Aradan 14 yıl geçer Mihrimah Sultan; Sinan’ın bakışlarından ona olan tutkusunun farkına varır ama Rüstem Paşayla olan birlikteliğinin küllenmesi gerekmektedir. Sinan’ı çağırır ve yeni bir külliye yaptırmak istediğini söyler. Sinan’ın ‘nereye yapılmasını arzu edersiniz?’ sorusuna ‘Üsküdar’da olduğu gibi bunun da yerini siz seçin’ yanıtını alır ve Sinan bu külliyeyi İstanbul’un en yüksek tepesi EDİRNEKAPI’ ya yapmaya karar verir. Edirnekepı külliyesi bittiğinde 36 metrelik minaresinden Üsküdar’da ki Mihrimah Sultan külliyesi görülmektedir. 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür ve yirmibir Mart’ta Üsküdar’da güneş doğarken Edirnekapı’da ayın battığını gözlemlemek mümkündür. Böyle bir hesabı da ancak Mimar Sinan gibi dahilerin yapabildiği bir gerçektir.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mimarı Sinan, belki aşkına kavuşamadı ama aşkını ifade etmesine kimse mani olamadı. Çok sevdiği Mihrimah yani güneş ve ay demek olan sevdiğinin ismini sanatla ifade etmek, daha nasıl bu kadar güzel olabilirdi bilemiyorum. O zamanlar sadece sur içinden ve Üsküdar’dan ibaret olan İstanbul’a sevdiği kadının ismini bu kadar güzel nakşedebilmek ancak Sinan gibi dahilerin işidir.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ