Ülkelerin kültürlerinde ne kadar çok ve derin bataklıklar varsa o kadar da geri kalmaya mahkûm oluyorlar, maalesef. Bu batıl kültürün en bariz göstergesi de, doğa ve tabiat varlıklarına karşı sevgisizliğin ve saygısızlığın yaygın oluşudur. Sebebi de İnancın, “YARATANDAN ÖTÜRÜ” ruhsal gerçekliğinin yoksunluğudur. Ayrıca bilimle de faydaları öğrenilmemiş ve varlıklara saygı duyulmamıştır, maalesef.
İşin en kötü tarafı, asırlar boyu, tek tük insandan başkaları batak kültürün çıkarcı bir parçası olmayı seçerler. Ne inançla ne sanatla ne de bilimle emek verip, toplumlarının çoğunun doğru diye bildikleri yanlışların batağından kurtarmak için emek vermezler. Çünkü BEDEL ÖDEMEK GEREKİR!..
Sonra, “ELALEM NE DER?..” diye işlerine gelmez.
İNSANLARIN ÇOĞU, ASIRLARDAN BERİ “ELÂLEM NE DER?..” DİYE KORKTUKLARI KADAR “YARATAN’IM NE DER?..” diye KORKSALARDI ŞİMDİ DÜNYADA GERİ ÜLKE KALIRMIYDI HİÇ?..
ÜLKELERİ VE İNSANLIK İÇİN, HAYIRLI AMELLER İÇİNDE, İNANÇLA, SANATLA, BİLİMLE, KÜLTÜR BATAKLARINI KURUTMAYA EMEK VEREN İNSANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN.
Kuran’ı Kerim. Sure 35/Ayet 45:
Eğer Allah, yaptıkları yüzünden onları hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince gerekeni yapar. Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir.