Politik çıkarımlarımızı paylaşmayı, özetleyerek bitirelim.
Milletvekilleri milletin vekili değil. Parti yönetimleri, üstelik partilerin etkin üyeleri onlara oy verenleri temsil etmiyor. Muhafazakâr, sosyal demokrat, sosyalist ayrımı bizde yapay. Tüm partilerimizin yönetimleri, ya uluslararası sermayeye bağımlı, ya da ona görüntüde karşı. İşçi sendikaları, esnaf birlikleri, … yönetimleri de farklı bir nitelik taşımıyor.
Tüm tekil olaylar, gelişimler genel politik yapının sonucu. Bunlar: Kadın cinayetleri, köpek katliamı, depremzedelerin durumu, emekli maaşlarının düşüklüğü, eğitimin bu denli bozuk oluşu, aşırı pahalı yatırımlar, … hep eleştiriliyor ama sonunda alışılıp, unutulup gidiyor. Meclisteki yumruklaşmalar bile.
Ülkemizdeki bu politik durum, tüm uygulayanları ve eleştirenleriyle birlikte devam edip gider. Bu durumun değişmesi için toplumsal çıkarları bireysel çıkarlarının üstünde görenlerin politikaya katılıp güç oluşturması gerekli. Bu atılımı başlatacak örgütlenmeyi işçilerden, ırgatlardan bekleyemeyiz. Bunu yapacak olan ama şu anda yapmayan aydınlarımız…
Sağlıcakla,
Not: 30 Temmuz’da bana motosiklet çarptı ve dört kaburgam kırıldı. Bu yazımı da hasta yatağından yazıyorum. Bu nedenle çok kısa tuttum; özür dilerim.