KONUKLARINIZIN SESİ 336

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

                                      Erdal Akas ([email protected])

           Hepimizi ilgilendirdiğini düşündüğümüz ve uzunca bir yazı dizisiyle irdelemeye çalıştığımız mutluluk konusuna ara veriyoruz. Amacımız güncel politikayla ilgili bazı çıkarımlarımızı okurlarımızla paylaşmak.

           Marks, “Günümüze kadar ki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.” demiş. Ölçeği yüzyıl alırsak bu çok açık bir gerçek. (Bak, “Komünist Manifesto ve Komünizmin ilkeleri-Karl Marks, Friedrich Engels-Sol Yayınları”) Ama biz insanların yaşamı için birim on yıl. Örneğin AKP, iki birimdir yönetimde…

           En çok emek harcadığım uğraş alanı matematik ve eğitim. Matematiğin çocuklarımızın, gençlerimizin eğitiminde yedinci sırada (müzik ve genelde sanat, spor…) olduğunu, eğitimin ise (Lenin’in belirttiği gibi) öncül (elektrifikasyon ve eğitim) ama ancak örgütsel değiştirilebileceğini biliyorum. Ne yazık ki matematiği çocukken seçmişim. Eğitime ise farkında olmadan yönelmişim. Ekonominin temel, politikanın çok önemli olduğunu çok sonraları öğrendim. Ekonomi ve politikaya temelden, Marks ve Lenin ile başladım. Atatürk’ümüz dönemini (İttihat ve Terakki’den başlayıp) tüm özgün kaynaklardan çalıştım. Şimdi de (Ekonomi El Kitabı–Sadun Eren, Ekonomiyle ilgili Her şey–Faruk Türkoğlu, Erol Manisalı ’nın yazdıklarından, Büyük Dönüşüm–Karl Polony, Yirmi birinci yüzyılda Kapital–Thomas Piketty, Kripto Para Çağı–Paul Vigna, Michael J. Casey, Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları–John Perkins… e kadar bazı yazılı kaynakları özetleyerek) ekonomi ve politikayı öğrenmeye çalışıyorum. Henüz bu çalışmayı tamamlamamış olmama ve kendimi yetkin saymamama karşın bazı politik öngörülerde bulunmak istiyorum.

          Genel seçimlerden önce öngörümüz, Batı’nın (yöneticilerimize ve yönetim adaylarımıza uyarak biz de asıl politik terimleri kullanmayacağız.) Artık AKP yönetimin değişmesini istediğiydi. Bu öngörümüzü Batı’da yazılanlar destekliyordu.

          AKP, “Batıya ekonomik ve politik bağımlılığı sağlamıştı.

          Ekonomide emeğin payını yeterince düşürmüştü.

          Aydınlarımız ve gençlerimizin özgürce düşünmelerini sağlayacak bir eğitimi yok etmişti.

          Ulusal yapıyı bozmada bile çok ilerlemişti.

          Çevremizle barışçıl bağlarımızı koparmıştı.

          Askeriyeyi, bürokrasiyi bu dönüşüme karşı çıkamaz kılmıştı…

         Ama bu arada AKP yönetimi, Batı’nın onaylamayacağı (AB müeyyidelerine uymayan) bireysel eylemlerde bulunuyor, seçmeni politik yapıyı irdelemeye ve yeni arayışlara zorluyordu. Batı bunu istemezdi.

         Bizim yanılgımız, yeni bir yönetimin hazır olmayışı ve Batı’nın yeni çözümlemelerle AKP yönetiminin bir süre daha devamını isteyebileceğini düşünmememizdeydi. Uluslararası politikayı izleme ve anlamaya çalışıyorduk ama Batı’nın olanaklarını ve planlama düzeyini öğrenememiştik.

          Eski CHP’yi öğrenmek için partiye üye olduk. Yazdıklarını okuduk, söylediklerini dinledik. Bir kurultayında seyirciydik. Bize içeriden öğütlenen yöneticileriyle bağ kurmaya çalıştık. Sonuç: CHP yönetimi daha ılımlı bir AKP olmaya çalışıyordu. Batıya kendini tanıtmaya çalışmış, bazı öğütlerini (örneğin AB müeyyidelerini) benimsemiş, uygun bulduğu danışmanları görevlendirmiş… Ama geçer not alamamıştı.

            Bu arada ilginç bir eylem oldu: Yönetimdeki birkaç kişi bir bildiri yayınladı. Bu bildirinin özü “meclisi boykota kadar giden aktif eylem.” Sonuçta ne oldu? Kalması gereken kaldı, üstelik öne geçti. Batıya karşı durabilecek birkaç kişi yönetim dışına çıkarıldı.

             İkinci öngörümüzde yanılmadık: Yeni bir CHP yönetimi kurulacaktı. Bu yönetimde Batıya bağlılığın temsilcileriyle, Batıya karşı çıkmayacaklar bulunacaktı. Bu yeni CHP’yi seçecekler ayarlandı. Öndeki liderinin konuşması özenle hazırlandı. Dönüşüm sürtüşmesiz sağlandı. Batı’nın ana ilkesi yerine gelmişti: İktidar zaten sende, mualefeti ele geçir. Öndeki genç lider konuşmasında açıkça söylüyordu.

                  “…Onun işaret ettiği yönde ne var? Orada güçlü parlamentolar var. Orada hukukun üstünlüğü var. Orada mütevazi liderler, zenginleşen bir halk var ve kişi başına düşen 45 000 dolar gelir var. Oysa biz iktidar olmadığımız için iktidara gelenler rotayı Batı’dan Doğu’ya çevirdiler. Peki o tarafta ne var? Tek adam rejiminden ibaret otoriterlikler. Toplumu bölüp parçalayan, ortak vatan duygusunu çürüten bir kutuplaşma. Aklın, bilimin liyakatin yerine lidere ve rejime sadakat. Her türlü hak ihlali ve 4500 dolar milli gelir var…” Yani Batı. (Yanlışları düzeltmeyi sizlere bırakıyoruz.)

                    Yeni CHP kuruldu. Merkez Yönetim Kurulu (MYK), 8 parti içi görevli, 16 gölge kabine için 24 üyeden oluşuyor. Birkaç üyeyi araştıralım dedik.

             (1) Milli Eğitimden sorumlu Suat Özçağdaş psikoloji mezunu. Elli yaşında Kızılay Derneği, Türkiye Eğitim Gönüllülerinde çalışmış. Genç yaşta CHP’ye katılmış, çeşitli görevler yapmış. Bunun yanında değişik gönüllü kuruluşlara katılmış. Evli ve bir çocuk babası. (Bak usakolay.com/suat-ozçagdas-kimdir-…) Cemmedya’da Arayış programları düzenlemiş, bunların ikisi ilk ve ortaöğrenim, yüksek öğrenim. Üsküdar CHP ilçe başkanlığı yapmış. Şimdi CHP milletvekili. (Bizim yargımız) ılımlı, iyimser, çalışkan ama eğitim politikasıyla ilgili bir çalışması olmamış.

              (2) Gençlik politikalarından sorumlu Sevgi Kılıç hukuk mezunu. Otuz yaşında. USA Harriet Fulbright College ve İngiltere EC Brighton da İngilizce öğrenimi var. Siyaset Bilimi ve Kamu yönetimi öğrenimine devam ediyor. (Bak CHP.org.tr) Sporla ilgisini bulamadık. Gençlikle ilgisi CHP gençlik kollarında.

            (3) Hazine politikalarından sorumlu Yalçın Karatepe İktisat profesörü. Ellidokuz yaşında. Doktorası USA New Orleans Üniversitesinden. Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğretim üyesi ve dekan. İnternette ülke ekonomisiyle ilgili çok sayıda videoda analizleri var. Kitabı: Türev Piyasaları–Futures-Opsiyon-Swap.

             Şimdi bu denli uzun açıklamadan sonra bundan sonrası için öngörümüzü açıklayalım.

             AKP yönetimi değişecek. Muhalefet buna göre hazırlanıyor. Daha ne değişiklikler olur, yeni yönetim kadroları nasıl oluşturulur, yeni yönetim neleri, nasıl yapar, bunu bilemeyiz. Ama emek cephesinde ekonomik bir gelişme olmayacağından da eminiz.

                                                                                                                               Sağlıcakla,