DOLAR 34,0237 -0.13%
EURO 38,0657 0.4%
ALTIN 2.831,261,03
BIST 9.940,471,70%
BITCOIN 21489885,44%
Edirne
24°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

39 okunma

İYİ İNSAN PAVYONDA BOZULMAZ

ABONE OL
18 Eylül 2024 11:16
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İyi insan pavyonda bozulmaz.

Kötü insan camide düzelmez

Kaynar suya patatesi atarsan yumuşar.

Yumurtayı atarsan sertleşir.

Nerede olduğundan ziyade.

Ne olduğun çok daha önemlidir.

Türkiye ihracatta G20 ülkeleri arasında lider oldu. Ticaret Bakanlığı Türkiye’nin bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe oranla ihracat artışında; G20 ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) 2024 yılı ikinci çeyreğinde uluslararası ticaret istatistikleri raporunun yayımlandığı hatırlatıldı. Ülkemiz 101.7 milyar dolar hizmet ihracatıyla dünya hizmet ihracatından yüzde 1.29 pay alarak 22. sıraya yükseldi.

Bu yazılar ve rakamlar sıradan insanlarımızın pek ilgisini çekmez ve ilgilenmezler. Oysa günlük yaşantımızı belirleyen en önemli etkenlerin başında ihracat geliyor. Sokaktaki sıradan insanımızın ihracatla ne ilgisi var; diyemeyiz. Dövizin her gün arttığı bir ortamda, sıradan insanımızın etkilenmemesi mümkün mü? Aldığımız her ürünün dövizle ilgisi var. Araba mı alıyorsun, mutlaka bir parçası dışarıdan geliyor. Globalleşen dünyada Fransız Renault’un Alman Mercedes’in birçok parçasını Çin’de veya başka bir ülkede yaptırıyor. En teknolojik ürün İphone Uzakdoğu’da imal ediliyor. Hasılı en güçlüler bile dışarıdan yani başka ülkeden mal alıyor. Günümüzde en önemli iş marka yaratmak. Malı marka satıyor. Çünkü artık dünyanın her yerinden ürün satın alma ortamı var. Peki müşteri markayı daha fazla para ödeyerek neden alıyor? Çünkü marka güven demek. İyi bir marka, kötü ürün satmayı asla göze alamaz. Alırsa bedelini öder ve kakaladığı insana bir daha mal satamaz. Satış olmazsa da batar. Dolayısıyla döviz olmadan dünya dönmüyor. Dövizde yurt dışı satışlarla, yani ihracatla bollaşıyor. Bir malın fiyatını pazar belirliyor. Mal kıtsa pahalı oluyor. Döviz az ise değeri artıyor.

Cumhuriyet kurulduğundan beri bütçemiz hep açık verdi. Elli yıldan fazladır ilk defa bütçe açığı azalma eğiliminde. Hükümetin en büyük başarılarından biri ekonomiyi büyütmek oldu. Geçmişte küçük ekonomik yapımızın çok acılarını çektik. Soros denen bir Macar Yahudisi birçok ülkeye yaptığı gibi Türkiye’ye de operasyonlar çekti. Doların 600 liradan 1600 liraya çıktığını yaşı müsait olanlar bilir. İhracatı 2.4 milyar dolar olan ülkemize % 20 si kadar para sokup çıkarmak herşeyi altüst eder. Şimdi artık ülkemiz 300 milyar dolar ihracat sınırına dayandı. Bu rakamın % 20 si 60 milyar dolar yapıyor ki bu parayı  dünyada kimse masaya nakit koyamaz. Soros hala bu işleri yapıyor ama Türkmenistan Gürcistan, Özbekistan gibi küçük ekonomilerde. Bütün bunları unutup bize ne deme lüksümüz yok.

AMET SPOR MAÇI

Hep denedin, hep yenildin. Olsun, gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil, yenilmekten korkma.

Mücadele edenin kazanma şansı vardır, pes edenin değil.

                                                   Samuel BECKETT

Diyarbakır da Amet Spor maçında Türk bayrağıyla İstiklal Marşı okundu ve bütün stat alkışladığı için bu insanları kutluyorum. Bursa- Amed spor maçında ülke bütünlüğünü savunuyoruz diye Amed Spor taraftarlarına ‘PKK dışarı’ diye haykıran ırkçıların elinden o silahı aldıkları için bir daha alkışlamak geliyor içimden. (Kendimizi Diyarbakır’dan Bursa’ya maç seyretmeye giden sıradan bir Diyarbakırlı’nın yerine koyun, PKK’nın zulmünden bıkmış, sadece huzur isteyen, haraç vermekten nefret eden, sıradan bir insan. Şimdi yüzünüze karşı ‘PKK dışarı’ diye bağırsalar ne yapardınız.) Hayat dersi verdikleri için alkışlıyorum. Bu politikalarla hem bu oyunu bozuyorsun, hem de bayrağı, marşı bahane ederek bu ülkenin sahibiyim diyen ırkçılara ders veriyorsun. Oraya bayrak asmak, bende bu ülkenin sahibiyim, bende 100 yıldır vergi veriyorum, bu yolların yapımında benimde payım var demek. Son zamanlarda Kürt kökenli gençleri dinlediğimde T.C. diyerek ülkemize nefretle bakmaları, bu ülkenin bir ferdi olarak beni derinden yaralıyordu. Demek her şeyin bir zamanı varmış. Evrensel değerlerden bahsedip Ahmet KAYA’yı çatal bıçak yağmuruna tutmayı bırakma zamanı. Türkiye bu sorunu aşmalı. Edirne’ye gelip iş kurmuş buradan evlenmiş, artık Diyarbakır a gitse uyum sağlayamayacak bir insanı, jiletle kazısan buradan atamayacağın bir insanı, rencide etmek; olsa olsa huzursuzluk yaratır. Huzuru olmayanın istikrarı olmayanın, mutlu olması mümkün mü?

TÜRK İNSANI ve SANAT

ABD de yayınlanan ARTİSTS MAGAZİNE dergisi sulu boyanın en iyileri özel sayısında Rukiye GARİP adlı ressamımızın eserlerine de yer verdi. Hatta kapakta da onun resmini kullandı. Dergide yer alan 100 sulu boya eserin arasında iki resim sanatçımıza ait. Ne büyük gurur. Şimdiye kadar Türk insanını sanat kulvarlarında dünya listelerinde görmemiz mümkün değildi, çünkü geçim derdinden, ekmek parası kazanma derdinden, sanata zaman ayırma şansı yoktu. Resim yapacak olan kafanın günlük dertlerden uzak, sadece sanata odaklanması gerekiyor.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ