Varlığın temeli ruhsaldır. Fiziki yapının gizemine serilmiş ruhsal gerçekleri ALGILAMAK için BAKMAK yetmez, GÖRÜP, HİSSEDEN GÖZ GEREK!..
Hayatın ruhsal gizemini hissetmeden geçen bir ömür neler kaybeder, bir bilinse!..
Fiziki yapıyı, sıradan, yağmalanacak, ego tatmin yeri görüp yaşamak, ne kötü!..
Yalnızca Kuran’ı Kerim verir bize bu gizemin öğretisini. Okuyunca, öğreniyoruz ki: Yeryüzünde, ruhani melekler ile Hayvanlar ve bitkiler Yaratan’ın emrinde hareket ederler. Yalnız insanoğluna, “ Kuran emirleri ve özgür irade ile tercih ve davranış hakkı verilmiştir.” (Kuran: 21/19-20. Göklerde ve yerde kimler varsa O’na aittir. O’na ibadet hususunda, kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar bıkıp usanmaksızın, gece gündüz tesbih ederler.)
O zaman, köpeğin insana o karşılıksız, saf, tertemiz, kendini feda eden sevgisi, saygısı, sadakatinin kaynağı neredendir?..
Yani köpeğin seni en sadık, saf duygularla sevdi!..
Tamam da “ASLINDA SENİ KİM SEVDİ?..”
Her çiçek, herkes için çok güzeldir, gönül açıcıdır. Pekiyi de çiçek, kendi iradesiyle mi çok güzel?.. NİÇİN GÜZEL?..
O GÜZELLİK KİM İÇİN?..
GÜZELLİĞİ KİMDEN SANA?..
Müslüman ve Türk kültürünü pişirmişsen, “SENİ ASLINDA KİM SEVDİ!..” anlarsın!..
Yaşamın MUHTEŞEM TEMELİ bu kadar göz ve gönül önünde iken “BİR ÖMÜR BOYU HİSSETMEYENE, YAZIK!..” denmez mi?
Kuran’ı Kerim. Sure 50/ayet 7:
Arzı yaydık, ona sağlam dağlar attık; onda gönül açan, her çiftten bitirdik.