Hastaneler isminden de anlaşılacağı üzere hastaların bakılıp tedavi edildiği, iyileştirildiği sağlık kurumlarıdır. Edirne’mizde de birçok hastane vardır. Hastane yönünden şanslı bir şehiriz. Verem, diş, aile, Birinci Murat Devlet hastanesi, Özel Hastaneer, Fakülte hastanesi var. Bu hastaneler bazıları hariç günün 24 saatinde tam kadroları ile hizmet veriyorlar.
1940 lı yıllarda bugünkü Mimarlık Fakültesi’nin olduğu yerde Devlet Hastanesi vardı. Bugünkü şartlara göre çok iptidai idi. Bir ambulansı, halk ona ‘cankurtaran’ derdi, ekseri zamanda ya lastiği patlaktı, ya motoru bozuktu, tam görev yapamazdı. O günler İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerdi. Ne arasan bulamazsın, tentürdiyot hastanede yok. Onun yerine lamba gazı sürerlermiş. Doktorların, hemşirelerin yanına yaklaşamazsın, çok sinirlendikleri zaman hasta tokatlamaya kadar giderlermiş. Gün geçtikçe Edirne’nin nüfusu artıyor, hastane yetmez oluyor. 1953 yılında Sarıcapaşa mahallesinde bugün eski hastane dediğimiz yerde daha büyük dört katlı devlet hastanesi inşaatı başladı. İki yılda tamamlandı, hizmet vermeye başladı. O zaman Edirne’nin nüfusu 54 bindi. Başka ilaveler de yapıldı. Bu arada başka hastaneler de açıldı. Edirne bir işçi şehri oldu. Ne yaparsan yap bu hastane de yetmez oldu. Bu seferde Edirne’den 8 km ötede 1. Murat Devlet Hastanesi yapıldı.
Dört katlı, klinik, acil, yataklı kısmı olan noksansız tam teçhizat bir hastane yapıldı. Hiç bir kusuru noksanı yok, tek kusuru şehir merkezinden 8 km uzak olması. Noksansız bir hastane, koridorlar geniş, koğuş odaları geniş, koğuş odalarında tuvalet, banyo var, banyoda 24 saat soğuk sıcak su var, odanın bir yerinde lavabo, ayna, onların alt tarafında mini buzdolabı televizyonu var. Koridorda sekreter masası, hemşire yerleri, pansuman odaları var. Servis mükemmel işliyor, hiç bir şey aksamıyor. Her sabah uzman doktor hemşirelerle yatalak hastaları muayeneden geçiriyor, ne şikayeti olduğunu soruyor. Bu da yetmiyor ballı, reçelli sabah kahvaltısı, öğle yemeği, saat altıda akşam yemeği veriliyor. İstediğin saat banyo yapabiliyorsun. Doktorlar konularının tam uzmanı olan kimseler, kendilerini çok iyi yetiştirmişler, işlerinde en ufak aksama yapmıyorlar.
Ben bu hastanede ara ile beş gece kaldım, yıllarca görmediğim arkadaşlarımla karşılaştım. Zaten söylenmez mi üç arkadaşlık unutulmazmış, bir askerlik arkadaşlığı, iki mahpushane arkadaşlığı, üç hastane arkadaşlığı. Onun için hastaneler enteresan yerlerdir.
Eskiden hastaneleri doktorlar idare ederdi, şimdi özel hastane yönetici kadrosu var. Doktorlar hastalıklarla ilgileniyorlar, o konuda çok rahatlar. Kolay mı günde yüzlerce kişinin girip çıktığı, bazılarının yatalak olduğu bir kurumun yemeğini yetiştir, temizliğini yap, servisini yap, kolay iş değil. Anlayamıyorum bizleri yaşatmak için çaba sarf eden Doktorlardan, Hemşirelerden, yardımcılarından ne isterler de onlara saldırırlar. Onlar bizim için çabalıyor, uykusuz kalıyorlar, niye bu vahşet yaratılıyor?
Böyle bir hastaneyi bizlere bahşeden devletimize teşekkür ediyorum ve Allah Devlete, Millete zeval vermesin, Amin.
Ne kadar sağlıklı olursak olalım yined e günün birinde ihtiyaç duyacağımız yer HASTANELER olacaktır . . .