Sevgili Atamız, çocukluğunda cep harçlıklarını biriktirir, kitap alıp okumaya harcarmış. Kendisinin, “BENİ, OKUDUĞUM O KİTAPLAR GELİŞTİRDİ!.” demeye gelen birçok öğütleri vardır.
Atamız, beş yılda yurdu yedi düvel düşmandan kurtarmış, sonra ki on yılda da nice devrimleri gerçekleştirmiştir. Ekonomi, bir Türk lirası, iki dolara yükselmiş, uçak bile üretilip, ihraç edilir olunmuş. Hem de yıkılmış bir ülkenin harabeleri daha yerdeyken!..
Ancak vefatından sonra, Atamızın hedeflediği, “Kültürel bilgi alt yapısı üzerinde, özgün, bağımsız üretim hedefi” terk edilmiş, sadece, “Aceleci, bağımlı ekonomik kârlar” adına, “MONTAJCILIĞA” razı olunmuştur.
Yani, OKUYUP, YAZIP, ÇİZİP, ÖZGÜRCE gelişen, karakterli özgün bir ülke olmak yerine, gelişmiş ülkelerin taklitçisi OLMAK, HATASINA DÜŞÜLDÜ.
“Okumayan!..”
Yani öğrenmeden, düşünmeden, geliştirmeden, ASİL YAŞAM HAKLARINA SAHİP ÇIKILAMAZ Kİ!..
Atamızın, o on yılda başardıklarını hiç olmazsa, yıkmayıp, daha da geliştirseydik!..
Beyinli evlâtlarınızı dış ülkelere kovamasanız, sahip çıksanız!..
Ülkenin ormanlarını, havasını, suyunu, toprağını, hayvanlarını katletmeseniz, sahip çıksanız!..
Kendinize de, gelecek nesillerinize de, sahip çıksanız!..
Yani, Atanıza SIRT ÇEVİRMEK yerine izinden yürüseniz de kurtuluşa erseniz, değmez mi?..
Öncelikle Kutsal kitabınızı TÜRKÇE “OKUMAYI” VE “İNANÇLI BİLİM” İLE ÇOK ÇALIŞIP, KÖKLERİNDEN GELİŞMEYİ SEVMEYE VAR MISINIZ?..
Kuran’ı Kerim. Sure 29/ayet 38:
Âd ve Semud kavimlerini yok ettik. Onların meskenlerinden bu size apaçık belli olmuştur. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve onları yoldan çıkarmıştı. Oysa gerçeği görebilirlerdi.