DOLAR 35,3465 0.5%
EURO 36,7290 0.09%
ALTIN 2.953,13-0,10
BIST 9.889,71-1,35%
BITCOIN 3247686-1,55%
Edirne

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

238 okunma

Fotoroman siyasi hayatlar (1)

ABONE OL
18 Aralık 2024 11:46
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Siyasette halkla ilişkilerin kapsadığı geniş alan, hatta etle tırnak vaziyeti her gün gözümün önünde…

Aktif siyaset içinde boy gösteren aktörlerin gösteri/şov/magazin dünyası fenomenleri ile özdeş halleri hiç yadırganmıyor. Siyaset yapmanın bir parçası addediliyor adeta.

Bunun neden böyle olduğunu anlamak için kafa yormaya pek gerek yok çünkü popülist siyasetin tamamlayıcı unsurlarındandır magazinleştirilmiş halkla ilişkiler.                                                                  

Ki, sadece boyunu büyütmek isteyenler için değil muktedir siyasi aktörlerin dahi beslendiği, ismini gündemde tuttuğu/parlattığı konforlu bir alandır.

Siyaset kavramının magazinleştirilmesinin bir mecburiyetten kaynaklandığı zira ülke sorunların çözümünde siyasetçinin sistemin ahtapot kollarında sıkıştığı ve işlevinin sınırlandığı da düşünülebilir.

Ancak bu, bir mazeret olamaz. Milletten vekâlet alıp ülkenin iyi yönetilmesi için görevli siyasilerin çözüm odaklı bir çalışma sergilemeleri gerekirken halkın sorunlarını halka anlatarak vaziyeti idare etmeleri,  medyada poz verme yarışına girmeleri, siyaset kurumunun işlevinden koparıldığının göstergesi değil de nedir?

Şüphesiz yaygın bir durumdan söz ediyoruz, gerçek manada siyasi uğraş içinde seçilmişler de var elbette.

Hadi geçelim fotoroman siyasi hayatlara…

CHP Edirne’nin Harika İl Başkanı, meme kanserine farkındalık yaratmak için Özgür Özel’e taktığı kurdele ile genel basının dikkatini çekmeyi becerdi, şöhret oldu.                                

Taybıllı’nın bu harika hareketini, meme kanserine dikkat çekmekten çok kendisinin fark edilmesi için düşünülmüş bir atraksiyon gibi görenler, kesinlikle kendisini kıskananlardır!

Taybıllı, “Meme kanseri farkındalık ayı, sadece bir rozet takmakla sınırlı değil; bu konuda farkındalık yaratmak ve destek sağlamak hepimizin görevi” diyerek pek önemli bir açıklamada da bulunmuş zira.

Özgür Özel de hemen topa girerek, “Meme kanseriyle mücadelede farkındalık yaratmak, kadınlarımızın sağlığı için büyük önem taşıyor. Bugün burada, bu mücadeleye katkıda bulunmak adına bir araya geldik”  demiş. Halkımızı aydınlatarak çok önemli bir iş yapmış. Hızır gibi her yere yetişiyor maşallah CHP’nin cevval genel başkanı.

Aynı günlerde (Ekim 2024) Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Meme Kanseri Farkındalık Ayı sebebiyle çalışanlara ve vatandaşlara yönelik bir toplantı düzenlendi. Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, Prof. Dr. Sernaz Topaloğlu, Prof. Dr. Yavuz Atakan Sezer, Prof. Dr. Hakan Gürkan, Dr. Öğr. Üyesi Dilek Nurlu ve Dr. Öğr. Üyesi Derya Karabulut tarafından meme kanserinin sebepleri ve tedavi yöntemleri basın yoluyla kamuoyuna duyuruldu.

Trakya Üniversitesi görev ve toplumsal sorumluluk bilinci içinde hareket ederek halkımızı aydınlattı. Bu hastalığa tutulan vatandaşların can simidi sağlıkçılar gerçek yaşamın, Taybıllı atraksiyonu ise gösteri siyasetinin tezahürüdür.

Taybıllı’nın genel merkez muktedirlerine kendini göstermesini, kanıtlamaya çalışmasını doğal karşılamak lazım. Bir CHP klasiğidir CHP’de il başkanlığı koltuğuna oturan/oturtulan her muhteremin gönlünde yatan bir aslan olmuştur hep ve bu da öncelikle milletvekilliğidir.

CHP Edirne’de yönetici koltuklarını doldurmuş/dolduran seçkinlerin, milletvekillerinin bugüne kadar parti meclisine neden layık görülmediklerini sorgulamak yerine bir zamanların Faik Abisini Edirne’nin de parti meclisi üyesi kabul ederek geçiştirmeleri ise, muhterislikte kifayetsizliğin ifadesidir.

Genel merkez muktedirleri ve yereldeki taşeron uzantılarına hizmet ederek  avanta milletvekilliği her daim kısa/kolay yol bellenmiş ve buna uygun tutum ve davranışlar da reel siyaset şeklinde pazarlanmıştır.

Genel merkez muktedirlerinin gözüne girerek yüksek mevkilere tırmanmayı iş edinmiş siyasi figürler her partide mevcuttur lakin CHP’de bir başkadır ‘yanaşma kültürü’ pratikleri.                          

Misal, asansörle ulaşılması sınırlı genel merkez binasının muktedir katlarına yangın merdivenini kullanarak ulaşan koltuk peşinde çok mümtaz partili duydum.

Genel başkana rozet takma ayrıcalığına sahip Taybıllı’nın diğer parti oligarklarına ulaşmakta güçlük çekeceği,  yangın merdiveni tırmanmak zorunda kalacağı, hiç düşünülmesin.

Nitekim yeni dönem oligarklardan Veli Ağbaba’yı genel merkezdeki  kasvetli odasında ziyaret de bunun göstergesidir. Bu türden ziyaretlerin içerik yoksunluğu değildir mesele, güç devşirmek için bir güçlüye yanaşmanın adeta sıradanlaştığı/kanıksandığı partili tutum ve davranışlardır.                      

Genel merkez inayetiyle oturulan bir koltuk varsa sadakatin tazelenmesi de ‘kutsal görev’ icabıdır.    

Edirne CHP örgütünün düştüğü duruma bakın Tekirdağlı Faik Abi gitti, Malatyalı Veli oldu hami.

CHP muktedirlerini ihmal etmeyen, yanı sıra halkla ilişkilerde de maharetli Taybıllı, Edirne’nin kurtuluşunun 102’nci yıldönümü töreninde Atatürk Anıtı’na CHP çelengini sahiplenecek bir partilinin dahi bulunmaması sosyal medyada ve yerel basında eleştirilince bakın nasıl bir mazerette bulundu:

//Kıymetli Edirneli hemşerilerim, Bugün Edirne’mizin düşman işgalinden kurtuluşunun 102.yıldönümü. Bu özel günde yanınızda olamadım zira Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in başkanlığında 81 il başkanımızla birlikte katılmam gereken il başkanları toplantısındayım.//

Valla, özrü kabahatinden büyük bir açıklama! CHP Edirne il başkanlığından böylesi önemli bir günde CHP çelengine refakat edecek elbette biri olabilirdi. Yani, Laf olsun torba dolsun açıklamalarla geçiştirilemeyecek bir durumdur. Daha vahim olan ise: bir çelenk koyma törenini dahi organize edemeyen yöneticilerin varlığıdır; yönetim kalitesidir.

Ayrıca, şıppadanak oturtulan il başkanlığı koltuğunda siyasi kariyer hesaplarına, gösteri/şov siyaset tarzına kendini kaptırmanın bir sonucudur yaşananlar. Ve bu kifayetsizlik,

“Bir musibet bin nasihatten  iyidir” atasözünü hatırlatmaktadır.

CHP’nin düşürüldüğü bu durumdan 10 bini aşkın üyeli Edirne örgütünün ders çıkarması gerektiği de apaçık. Dahası, CHP’deki yönetsel/ örgütsel sorunların çözümüne odaklı bir partili duruşunun elzem hale geldiğini ve magazin siyaset tarzına set çekecek, demokratik/saydam/dürüst/kolektif bir parti yönetimi talep edecek üye iradesine ihtiyaç olduğunu da görüyoruz.

Taybıllı Harikalar Diyarında bu önerilere itibar edileceğini düşünmüyoruz çünkü daha büyük hedefleri gözüne kestirmiş bir ‘ünlü’ var karşımızda.

CHP Edirne İl Başkanı’nın 10 Kasım Atatürk’ü anma videosu malumun ilanı adeta;  iftiharla sunarız…

https://www.instagram.com/share/reel/_9iSjZ9u4

Az bir gayret değil; CHP kurumsal kimliğine yaslanarak Anıtkabir Komutanlığı’ndan alınan izinle çevrilen film, hakikaten takdire şayan. Edirne’nin102’nci Kurtuluş töreninde Atatürk heykeline CHP çelengine refakat edecek bir il yöneticisi görevlendirecek yönetim aklını gösteremedi fakat                            10 Kasım’da Anıtkabir defterine yazma şerefine nail oldu Taybıllı.

Çevirdiği filmde arkada silik görülen şahsiyetlerin il yöneticisi mi olduğu yoksa figüran mı kullanıldığı da merak uyandırdı Edirne kamuoyunda.  Lüzumsuz bir ayrıntı tabii…

Belli ki turpun büyüğü heybede, Taybıllı’yı daha yükseklerde göreceğiz çocuklar…                                                               Bir bakmışsınız Tansu Çiller gibi Allah O’na da başbakanlık nasip etmiş, Edirne’den bir kadın başbakan çıkıvermiş. Madem Harikalar Diyarında dolaşıyoruz hayal kurmak da bizim lüksümüz olsun yahu.

Fotoroman siyasi hayatlar çok. Haftaya başka aktörlerle huzurunuzdayız, 32 kısım tekmili birden…            

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    SON DAKİKA HABERLERİ