İnsan, acı duyuyorsa canlıdır.
Başkasının acısını duyuyorsa; insandır.
Lev Nikolayeviç TOLSTOY
Yetmiş yıl gibi bir ömür geçirdiğimiz şu dünyada; neleri yaşadığımızı, neler gördüğümüzü düşündüğüm olur bazen. Hayatı nerede ıskaladığımızı, nerelerde cahil kafamızla da olsa güzel işler yaptığımızı düşünür, olumlama yapmaya çalışırım kendimce. Gerçekten de doğduğumuz yer kaderimiz midir?
Evet doğduğumuz yerin ve çevrenin dünyaya bakışımızın oluşumunda büyük etkisi kesinlikle var. Lise yıllarımızda ülkemizde neredeyse hergün on iki, on üç kişi terörden dolayı ölür, sağ sol çatışmaları içimizi kemirirdi. Yetmişli yıllar milli gelirimizin yüzde yetmiş altısının faiz giderlerine ödendiği yıllardı ki devlet memur maaşlarını ödemekte zorlanırdı. Süleyman Demirel’in meşhur ‘yetmiş sente muhtacız’ lafı o dönemlerden kalmadır. Merkez Bankası tarafından yabancı bankaya verilen Tokyo Büyükelçisinin maaşının ödenmesi emri karşılığı 70 cent eksik olduğu için geri çevrilmiştir. Durum vahimdir ve gizli tutulan bu olay başbakana bildirilir. Aynı günlerde döviz alamayan, bu yüzden hacca gidemeyecek olan hacı adayları Merkez Bankasını basmaları ve Ankara’da hükümeti protesto yürüyüşü düzenlemeleri üzerine, hacı adaylarının davranışını kınayan Başbakan Demirel o zaman bir hatırlatma yaptı. Türkiye’nin 70 cente ihtiyaç duyduğu bir dönemde hacılara milyonlarca dolar döviz verilmesinin zor olduğunu belirtti. Zamanla Türkiye gelişti, üretim arttı, ihracatımız çoğaldı ve en son açıklanan Merkez Bankası döviz rezervi 142.5 milyar dolar. Bu rakam tüm zamanların rekoru. Şimdi bununla övünmeli miyiz yoksa nüfusu bizimle aynı olan Almanya’nın ‘297 milyar dolar rezervi var’ deyip durumu sorgulamalı mıyız?
Biz istesek de istemesek de dünya hızla değişiyor, dünyanın bir parçası olan güzel ve yalnız ülkemiz de değişiyor. Vilayet binasındaki değişim aslında ülkemizin de aynası. Hiç olmayan Dışişleri Bakanlığı Temsilciliği, Trakya Kalkınma Ajansı birimi, Ticaret Müdürlüğü bünyesinde Tüketici Hakları Koruma birimi ve bana göre çağdaş pazarın olmazsa olmazı KOSGEB Müdürlüğü, ülke yönetimine ilave edilen birimler.
Trakya Üniversitesi’ndeki gelişmeleri de es geçmemek lazım. Yakın zamana kadar ballarımızı tahlil için Uludağ Üniversitesi’ne gönderip hem günlerce beklerdik hem de kargo bedeli, ambalaj ve gönderme masrafı olarak yüklü paralar öderdik. Trakya Üniversitesi’nin modern laboratuvarı artık faaliyette. Bizim gibi ihtiyaç sahiplerini birçok dertten kurtardı.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı). Bir ülkenin yükünü taşıyan küçük ve orta ölçekli işletmelerin neler çektiğini, ne zorluklarla ayakta durduğunu yaşamış bir insan olarak ne mutlu ki benim ülkem de nihayet başardı diye teselli ediyorum kendimi. Avrupa’da özellikle Hollanda da bu kurumlar çok organize şekilde destekleniyor ve karşılığı misliyle geri alınıyor. Bir otomobil fabrikasını düşünelim, bütün parçaları aynı fabrikada imal edilmiyor, lastikleri lastik fabrikasından, koltukları koltuk üreticisinden, kabloları başka yerden, farları başka firmadan, motoru ayrı yerden geliyor, radyatörü ayrı yerden, dinamoları ayrı yerden, filtreleri ayrı yerden, kayışları, zincirleri ayrı firmadan temin ediliyor, paspasları ayrı imalathanede, havadanlıkları ayrı yerde, küçük ölçekli firmalar tarafından üretiliyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün, buzdolabı, çamaşır makinesi parçasından tarım aletlerine yaşamımızda neler kullanıyorsak hepsinde küçük işletmelerin payı var.
KOSGEB EDİRNE
KOSGEB Edirne Müdürlüğü’nün verileri geldi önüme, biz farkında değiliz belki ama birileri bu ülkede güzel şeyler yapıyor kanaati uyandı bende. Edirne KOSGEB tarafından sağlanan ar-ge, teknoloji ve yenilik desteklerinin (AR-GE ve inavasyon desteği) tüm KOSGEB destekleri içindeki payı açısından baktığımızda Türkiye’nin en yüksek oranını tutturmuş ve ülkemizin en iyisi konumunda Edirne KOSGEB Müdürlüğü. Birkaç örnekle açıklayacak olursak, Adana’da verilen desteklerin %12,4 ü AR-GE inavasyona verilmiş, Ankara’da %14,9, Balıkesir’de %22,6, Batman’da %1,7, Bayburt’ta % 0 (yazıyla sıfır TL) Isparta’da % 23, İstanbul %23, Kırklareli %8,5, Tekirdağ %4,5, Çanakkale’de %10,9, Niğde %21,8 ve Edirne’mizde %73,8 le Türkiye’nin en büyük inavasyon desteği verilmiş. Tamda istediğimiz biz Avrupalıyız dedirtecek cinsten.
2022 yılında Edirne KOSGEB 13.761.446.00 hibe desteği, 922.185.08 lira geri ödemeli destek vermiş Kobilerimize. 2021 yılında 39 olan proje sayısı 2022’de 52′ ye çıkmış. Bu miktar 2016 da sadece iki yani sadece iki firmaya destek verilebilmiş.
Edirne KOSGEB 2021 yılında 13.317.000.00, Kırklareli 2.580.000.00, Çanakkale 3.320.000.00, Tekirdağ yaklaşık 8.490.000.00 TL destek vermiş ve Edirne 2022 yılında bu desteği 13.761. 446.12 TL ye çıkarmış. Ayrıca 2022 yılında 248 işletmeye 21.927.570.32 TL borç verme işlemi gerçekleştirmiş KOSGEB.
İşi fazla rakama boğup yazıyı sıkıcı hale getirmek istemiyorum ama kuantum fiziğinin önemli kuralı farkında olmaktır, çevremizden bihaber yaşayamayız, başarı iltifata tabidir. KOSGEB Edirne Müdürü Veysel Vural ve ekibi mütevazi kişilikleri, klasik memur davranışlarını çoktan aşmış duruşları, işe hemen sarılmaları, netice alıcı hamleleriyle modern Türkiye’nin gelecekteki memurlarının nasıl olacağını, nasıl olması gerektiğinin örnekleri gibi adeta. Vatandaş olarak görüşüm; güzel ülkemizin yarınları daha aydınlık olacak inşallah.