Edirne’nin kuruluşunun 1900. yılı olduğunu birçok Edirneli gibi bende bilmiyordum, öğrendim. Prof. Dr. Ahmet Yaraş’ın sunumunda.
MS 124 Yılında Roma İmparatoru Adrianus tarafından o zamanki adı Orestia olan küçük kasabaya şehir ünvanı verilmesiyle kurulur. Tarihçiler Edirne’de yerleşimin milattan önce 4 bin yıl kadar geriye gittiğini belirtmekteler.
Sonraki iki yüz yıl içinde gelişir, etrafı kale haline getirilir ve tarihinin en önemli dönemlerini yaşar. Roma’lıların ardından onların mirasçıları Bizans’lılardır 1361 yılında atalarımızın buraya sahip çıkmasına kadar.
663 yıldır bildiğimiz tarihimizin içinde yaşadığımız kadim kentimiz Edirne.
Geçtiğimiz pazar günü Edirne Yerel Tarihinin konuğu Trakya Üniversitesi Arkeoloji bölümü eski başkanı Prof. Dr. Ahmet Yaraş’tı. “Edirne ve Saroz Körfezindeki Arkeolojik Çalışmaları” isimli sunumunda salonda kendisini izleyenlere Edirne tarihi konusunda harika bilgiler verdi ve Edirne’nin arkeolojik alanda yetersizliğini ve zavallılığını gözler önüne serdi.
EDİRNE’LİLER EDİRNE’YE SAHİP ÇIKMIYOR, ÜZERİNDE YAŞADIĞI DEĞERLERİNİN FARKINDA DEĞİL
25 Yıldır Edirne’de Trakya Üniversitesi’nde görev yapıyor Ahmet Yaraş. Arkeolog olarak geldiği Edirne’de Prof. Dr. olarak görev yapıyor.
Enez, Mecidiye başta olmak üzere Osmanlı öncesi değerleri ortaya koymak için yaptığı çalışmalardan sonuçlar almış. Edirne’nin, Trakya’nın birçok yerinde çalışmalar yapmak istese de isteğine ulaşamamış ta ayın zamanda. Bazı bölgelerde değil arkeolojik çalışmalar yapmak, yüzey araştırmalarına bile izin verilmeyerek bir ölçüde engellenmiş.
“Edirne sadece Osmanlı değil, öncesinde daha büyük bir tarih var ve ortaya çıkarılmalı”
“Edirne sadece ciğer, Selimiye camisi değil, Traklar’dan başlayarak çok eski tarihlere dayanıyor geçmişi”
“Ve Edirne’nin her şeyden çok çağdaş müzecilik anlayışıyla yapılmış müzelere ihtiyacı var. Üniversitemizin en önemli birimlerinden biri olan ödüllü Sağlık Müzesi’nin dünü ve bugünü ile nereden nereye geldiği araştırmaya değer bir konudur. Ancak Edirne’de üniversite ve belediyenin müzecilik tanımlarına uymayan yapılara müze adını vermesi akıllara zarar uygulamalardır.”
Ve Ahmet Yaraş hoca emekliliğinin gelmesiyle birlikte Edirne’den ayrılacağını belirtiyor.
Ahmet hocalar gidiyor, kaybeden yine Edirne oluyor.