
Eskiden, kırk elli yıl öncesine kadar, “KANSER” hastalığı diye bir kavramı ne duyardık ne de bilirdik!..
Son yıllarda, bu kahrolası süründüren ve ölümcül, kanser belâsı da nereden çıktı?..
Kanser, yapan sebepler açıkça ortada iken ve de kanseri önlemek için bu sebepleri ortadan kaldırmak, BELLİYKEN, insanlık nerede?..
Nerde olduğu da ortada, “KANSERE ÇARE BULMAK İÇİN, İLAÇ İCAT ETME PEŞİNDE!..
Ancak, “Kanser hastalığına yakalanma sebepleri ortada ya!..
O yanlışları yapmaktan vazgeçin, kanserden ölmekten kurtulun” deseniz, ne fayda!..
“Zehirli atıklarınızı arıtın, doğaya boşaltmayın, boşalttırmayın; tabiatı, besinleri, tohumları zehirleyip bozmayın, bozdurmayın; hayvanların kılına zarar vermeyin, hepsi sizin için faydada vazifede,” Ormanlarınızı kesmeyin, suyunuz kalmaz!..” desen de ne çare!..
Milyonlar kanserden bile bile ölmekte veya ölümle cebelleşme sırasının kendisine gelmesini beklemede, ne yazık ki!..
Aman, ne yediğinize, ne içtiğinize, ne soluduğunuza dikkat!..
MİLYONLARCA KENSER MADURU, “BANA GELMEZ!..” DİYORLARDI, AMA…
Kuran’ı Kerim. Sure 13/ayet 20:
Onlar Allah’ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.
13/21: Onlar, Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir.