Hep deriz ya, “Sağduyulu davranalım.” diye.
Sağduyulu, davranış hep heveslerimize göre davranmakla karıştırılır. Bazen, bir şeyin hep iyi yanlarını görür, kötü yanlarını hiç hesap etmeyiz. Bu yüzden de hep hayal kırıklıkları ve kayıplar yaşandığına şahit olmuşuzdur.
Meselâ modaya göre giyinirken, el-âleme güzel göründüğümüze takılır, sağlıksız da olsa, öyle giyinmeyi tercih ederiz. Bu kararımıza da, “Sağduyulu karar” sanırız. Oysa sağduyulu davranmak için, SOLDUYUMUZUN da devreye girmesi gerekir.
“SOLDUYU: Kararlarımızda, bir eylemin pozitif mi yoksa negatif mi olduğunu ayırt edip, SAĞDUYULU bir davranışa dönüşmesi için verilen “Bilgi ve tecrübe ile donanımlı akıl + muhakeme tartılı, MANTIK işletip + ulaşılan ŞUURLU davranış yöntemidir.” Diyebilir miyiz?..
Bu yöntemle, çevremizde ki çoğunluğun yaptıklarına göre değil de, en doğrusunu, eğrisini araştırıp, düşünüp, keşfedip, çoğunluğa rağmen DOSDOĞRU OLANI, (en israfsız, en sağlıklı, en yakışan) KUŞANIP DAVRANMAK, SOLDUYU DEVREDE, SAĞDUYULU YAŞAM TARZIDIR. İNSANLIĞA DA BU YAKIŞIR!.. diyebilir miyiz?..
TÜM ZARARLI ALIŞKANLIK DADANMALARINA, BU AÇIDAN BAKAR MIYIZ?..
Kuran’ı Kerim. Sure 20/Ayet 131:
Onlardan bir sınıfa, kendilerini sırf fitneye düşürmek için bu dünya hayatının debdebesi olmak üzere verdiğimiz servet, zinet ve saadete sakın gözlerini dikme. Rabbinin sana dünyada verdiği nübüvvet, saadet ve ahirette âmade kıldığı kerem ve davet, onlara verdiği mal ve zinetden hayırlı ve evladır.