Can Azerbaycan

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Şu anda bulunduğum yerden Hazar manzarasını izliyorum… Haziran ayının 10’u itibarıyla sevgili eşim Sevim ve küçükhanım Gökçen ile birlikte Bakü’ye Can Azerbaycan’ın başkentine geldik… Benim yoğun tempoma onlar da ayak uyduruyorlar… Gökçen hanım henüz dokuz aylık olmasına rağmen ikinci kongresini tamamlamış durumda…

Buradan çıplak gözle bakıldığında bile petrol sahalarını görmek mümkün. Bu çok önemli bir kaynak. Oğuzculuk: Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde yapı ve sorunlar başlıklı sunumumu yaparken ifade ettiğimi tekrar belirteyim. Evet askeri olarak önemli bir zafer kazandık ancak Devletimizin kurucusu, hamisi ve banisi Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferle tetviç edilmezse (taçlandırılmazsa) husule gelen zaferler payidar olmaz, az zamanda söner.”.Bazı yapı girişimleri tüm konferans süresince Avrupa Birliği ve benzeri yapıların uzuvlarına benzetilmeye çalışıldı. Bu noktada ben ve benim gibi düşünen bir grup akademisyenin en önemli itiraz noktası iktisadi kapasitenin artırılamamış olmasıydı.

Kadım dostum, sevgili kardeşim Dr. Turgay Düğen’in sunumunda bahsettiği gibi; dış ticaret hacminin sadece %1 yahut %2’sini oluşturan bir kapasitede bir Türk birliğini bir yana koyun Oğuz boyluların birlikte hareket etmesi hususu bile sıkıntılıdır. Elbette İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) kullanımı ile elde edilen operatif üstünlük kayda değer bir başarıdır. Ancak bu noktada ele alınması gereken asli durum bir operasyonun başarıyla nihayete erdirilmesi kadar uzun erimli bir süreçte iki devlet arasında gerçekleşecek olan stratejik faaliyetlerin içeriğidir.

Bu noktada Şuşa ve havalisinin imarı meselesi evvelemirde önemli bir hal alıyor. Zira imar ve iskan olmadan iktisadın geliştirilmesi oldukça zor. Can Azerbaycan’ın şehirleri ne kadar gelişirse iktisadi imkanları da o denli gelişecektir. Buna ek olarak Azerbaycan’ın çok önemli bir petrol kaynağı olduğunu da unutmamak lazım. Enerji politikası çalışan uzmanlar bu hususta çok daha verimli yorum ve tanımlamalar yapacaktır elbette ancak bu imkânın iki devlet arasında çok daha verimli bir şekilde kullanılmasının bu kaynağın dünya ticaretine iki Türk devleti üzerinden aktarılmasının eminim ki pek çok yolu vardır.

İşte bu şartlar altına ortaya çıkacak olan iktisadi çekim alanı diğer Türk devletlerinin de cezbedilmesi hususunda önemli bir adımı ortaya çıkaracaktır. Çünkü bu iktisadi faaliyet ile başlayan çekim alanı başka Türk devletlerinin de kendi imkanlarını ortaya koyması ile genişleyecek ve bir güç alanı, etki alanı haline gelecektir. Bu süreçte de Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti’nin birlikte oluşturduğu hareketin büyüyerek yayılması, kültür ve eğitim alanlarına da sıçraması çok kolay ve etkili olacaktır. Bu vesileyle; Bakü Avrasya Üniversitesi’nden sayın rektör Nazım Hüseyinli, rektör yardımcıları Gülizar İbrahimova ve Siyavuş Kasımov hocalarıma, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nden emeği geçen tüm hocalarıma şükranlarımı sunarım. Haftaya görüşmek dileğiyle memleketimin güzel insanları.